Iyileşti tradutor Português
584 parallel translation
Çocuk iyileşti.
A febre baixou.
Hemen hemen iyileşti ama buna inanmıyor.
Está quase boa, mas não acredita. A melhora vem se acentuando.
Sonra iyileşti. Hiçbir şey onu tutamadı.
Depois, quando estava a melhorar, ninguém o detinha.
Karışıklığı affedeceğinizi umarım... ama karım birdenbire iyileşti ve gelmek için çok sabırsızlandık.
Perdoe toda a confusão. A minha esposa melhorou de repente, e estávamos ansiosos em vir.
Dünya, baban onun vücudundaki çıbanı ateşle ve demirle tedavi ettikten sonra iyileşti.
O mundo foi curado, desde que o teu pai tratou o abcesso do seu corpo, com ferro e fogo.
Miden şimdi iyileşti mi?
Que tal o estômago?
Kolum neredeyse iyileşti, efendim, gerçekten.
O braço está quase curado, a sério.
Yara iyileşti. Ameliyat başarılı oldu.
A ferida está curada e a cirurgia foi um êxito.
Evet, çabuk iyileşti.
Sim, recuperou bem.
Çok çabuk iyileşti ve çok mutlu ve sağlıklı.
Ele tinha passado por muita coisa, e está perfeitamente feliz e de saúde.
Üç yıl sonra iyileşti, ama bu oldu.
Ele recobra sua lucidez depois de três anos.
Yüzüm iyi. Tamamen iyileşti.
A minha cara está óptima.
Bence iyileşti.
Acho que ela está bem.
Çocuğun biri ona dokundu ve iyileşti.
Uma criança o tocou e ficou curada.
Teğmen Riley taburcu edilecek derecede iyileşti.
O Tenente Riley já recuperou o suficiente para ter alta.
- Tamamen iyileşti.
- Está perfeitamente saudável.
Evet, Parlak Göz, boğazımız iyileşti mi?
Então, Olhos Espertos. Estamos melhor da garganta?
Hayvanın boğazı neredeyse iyileşti.
- A garganta está quase curada.
Yara tamamıyla iyileşti.
A ferida sarou por completo.
- Hiç, iyileşti.
- Nada, não faz mal.
Yaralarım kendiliğinden iyileşti.
Minhas feridas se curam sózinhas.
Yapraklar yaranın üstüne geldi ve yara kendi kendine iyileşti.
As folhas caídas sararam a ferida.
Hemen iyileşti sanma. Seni geri gönderirler.
Leva o teu tempo a dizer que sarou ou mandam-te logo para as galerias.
Marcus'un kızamığı iyileşti.
O Marcus já está bom.
Bebeğim iyileşti.
O meu bebé está bem.
Yaraların iyileşti. Ve dostun Doktor Russell parmağını bile kaldırmak zorunda kalmadı.
As suas feridas estão saradas, e a sua amiga, a Dra. Russell, não teve de mover uma palha.
Yarası iyileşti.
Recuperou do ferimento.
Şimdi iyileşti ama hâlâ alması gereken...
Está totalmente recuperada, embora precisei...
Ama şimdi tamamıyla iyileşti.
Mas ele agora está recuperado.
Yara tamamen iyileşti mi?
A ferida cicatrizou bem?
Tamamen iyileşti!
Sem dúvida.
Karen, Bu durumda olan bir düzine kız tanıyordum hepsi de iyileşti.
Muitas raparigas já passaram por isto e ficou tudo bem.
O tamamen iyileşti.
Está inteiramente recuperado.
- Lezyon iyileşti sayılır.
- A lesão está quase curada. - Está.
Tamamen iyileşti mi?
Está curado?
Bayan Cubitt tamamen iyileşti. Ve hâlâ Ridling Thorpe Manor'da yaşıyor.
Mrs. Cubitt teve uma recuperação plena e ainda vive em Ridling Thorpe Manor.
İyi haber ise mağdur oldukça iyileşti ve...
A boa notícia é que a vítima melhorou muito e...
Yaran iyileşti mi?
O seu "buraco" já está melhor? .
Ya iyileşti diyip de salıverirlerse?
- Ou é declarado curado e é libertado?
İyileşti.
Já.
- İyileşti.
- Agora está curado.
- İyileşti sayılır.
- Quase curado.
- İyileşti.
- Melhorou.
İyileşti mi acaba?
Venho ver se ele está melhor.
İyileşti.
Está melhor.
İyileşti.
Ele ficou curado.
İyileşti mi?
Está melhor?
- İyileşti.
- Está curado.
- İyileşti mi?
- Ela estava curada?
İyileşti, mucizevi bir şekilde, ve bir imparatorluğu miras olarak almak için geri döndü.
Curou-se, milagrosamente, e regressou para herdar um império.
Bacakları iyileşti.
Ele está bom.
iyileştim 28
iyileşeceksin 327
iyiler 150
iyileş 22
iyiler mi 36
iyileşiyor 38
iyileşecek 219
iyileşir 16
iyileşeceksiniz 26
iyileşeceğim 27
iyileşeceksin 327
iyiler 150
iyileş 22
iyiler mi 36
iyileşiyor 38
iyileşecek 219
iyileşir 16
iyileşeceksiniz 26
iyileşeceğim 27