English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ K ] / Kacırdık

Kacırdık tradutor Português

2,098 parallel translation
Ice'ı kaçırdık. Peki onun daha ne işi var burada?
Já que o temos, porque é que ela ainda está aqui?
Gözümün önünde kız kardeşimi eşek sudan gelinceye kadar dövdüler. Aklımı kaçırdım.
E bateram na merda da minha irmãzinha enquanto eu estava Treze cm dali explodiram a minha cabeça.
Sanırım partiyi kaçırdık.
Parece que perdemos a festa.
Hep buradaydı ve biz onu kaçırdık.
Ele esteve sempre aqui e não o vimos.
Senin yüzünden artık bir sabıka kaydım var ve senin yüzünden, Stan Lee ile dondurma yeme fırsatını kaçırdım.
- Ainda não acabei. É por tua causa que, agora, tenho cadastro criminal. E é por tua causa que não fui comer gelado com o Stan Lee.
Belki "o an" ı kaçırdık.
- Talvez perdemos o nosso momento.
Hele bir de sadık Mord'Sith'inin ona bir iki düzenbazın, altınlarını kaçırdığını söylediğinde Lord Rahl'ın duyacağı öfkeyi bir düşün.
E imagina o desagrado dele, quando as suas leais Mord-Sith lhe disserem que um impostor está a fugir com o dinheiro dele.
Karanlık Rahibeler çocuğu kaçırdığına göre amaçlarının ne kötü olabileceğini söylemeye gerek bile yok.
Se as Irmãs da Escuridão o têm, nunca se sabe que propósitos estranhos têm preparado para ele.
Şüpheli silahlıydı ve elimizden kaçırdık boş bir ahır, saklanmak için uygun bir yer.
E o suspeito, o suspeito armado, fugiu. Um celeiro vazio era um sítio muito bom para se esconder.
Şimdi, bu sahnede Byron'un profesörü kızını doktora götürmek için kimya sınavını kaçırdığı için Byron'u sınıfta bırakıyor.
Esta é a cena em que o professor do Byron o chumba por ter faltado ao exame de química para levar a sua filha ao médico.
- Elimizden kaçırdık.
- Porquê? - Perdemo-lo.
Bakın bir şeyi kaçırdık mı.
Veja se lhe escapou alguma coisa.
Bu hücreleri ayırdık ve bir kaç DNA veritabanında denedik.
Extraímos essas células e corrêmo-las por diversas bases de dados de ADN.
Dedim ki, madem buradaki yılbaşını kaçırdık biz de Hawaii saatiyle kutlarız.
Como perdemos o Ano Novo aqui, podíamos comemorar no Havai.
Kutlamayı fazla kaçırdık herhalde.
Acho que celebrei demasiado.
Neden zahmet ediyoruz bilmiyorum. Zaten konuşmayı kaçırdık.
Não sei porque nos esforçamos, já perdemos os discursos.
Sanırım özel hayatlarımızın ayrıntılarında öyle boğulmuştuk ki önemli ayrıntıları kaçırdık.
Estávamos preocupados demais com nossos dramas... para ver o maior deles se desenrolar.
Ne kaçırdık?
O que é que nós perdemos?
Bu evsizleri öldüren kişinin babalar ve kızlarını da kaçırdığını ve evsizlerden sonra onları da öldürdüğünü düşünüyor.
Disseste que ele tinha uma teoria. Ele acredita que quem está a matar estes sem-abrigo está também a raptar pais e filhas e a matá-los depois dos transeuntes serem descartados.
Buluşma noktasını kaçırdık.
Falhámos o encontro.
Eğer uçaktan bir şey kaçırdığımı bilseydin, Bana kızarmıydın?
Você seria bonzinho para mim se soubesses que contrabandeei algo no avião?
O kısmı kaçırdım.
Não percebi.
Onu kaçırdık.
Ela acabou de sair.
Çocukluk dönemi artık bitti ve sen hepsini kaçırdın.
A infância dele já passou, e tu perdeste-la.
Binayı vurduk ama hedefi kaçırdık.
Atingimos o edifício mas não o alvo.
Şansımızı bir kez kaçırdık Betty.
Já perdemos a nossa oportunidade uma vez, Betty.
Maçın ilk devresini zaten kaçırdık!
Já perdemos a primeira metade do jogo.
Gözümüzden mi kaçırdık?
Perdemo-lo?
Elena'yı kılpayı kaçırdın.
- A Elena foi-se embora agora mesmo.
Peki, alev almış zambak son mesajdı,.. ... peki biz bir sonraki mesajı gözden kaçırdık mı?
A flor-de-lis foi a última mensagem, por isso, estaremos a perder a próxima?
Dale, kızını kaçırdı.
Dale raptou a filha dele.
Kimi kaçırdık?
Quem pode ser? Um guarda?
Kızı sandviçi yiyen kişi kaçırdı.
Quem comeu a sanduíche também apanhou a menina.
Sanırım bütün heyecanı kaçırdık.
Acho que perdemos a excitação toda.
Bir kaç kez bana vurdu, çenemi kırdı.
Me bateu algumas vezes, quebrou meu maxilar.
Alkolü fazla kaçırdık...
- Bebemos muito...
Belki de ben, gazetede kocaman bir sayfada "Ben Carlton Shaw bir ajanım, gelin beni öldürün." diyor olacağım. Kaçırdık.
E depois bem posso publicar um anúncio de uma página no International Herald a dizer "Carlton Shaw, espião de carreira, matem-me já."
NasıI olduysa, onu elimizden kaçırdık.
Escapou-nos, de alguma maneira.
Bir noktayı kaçırdık ve ne olduğunu bulmamız gerek. Gel buraya.
Escapou-nos qualquer coisa, e temos de perceber o que foi.
Karımı öldürdüler. Kızlarımı kaçırdılar.
Eles mataram a minha mulher.
Karısını öldürdükleri ve kızlarını kaçırdıkları için bunu yapmaya zorlandığı gerçeği dışında sana hiçbir şey söylemedi.
Ele não lhe disse nada para além de que foi obrigado a fazer o que fez, atendendo ao homicídio da mulher e ao rapto das filhas.
Şey, onu elimizden kaçırdık gibi o zaman onu bulduğumuzda seni ararız.
- Sim, ele fugiu de nós, portanto... telefonamos-te quando o apanharmos.
Hayır, Sayın Yargıç! Sanık bir kızı kaçırdığını itiraf etti. Ve bizi kızı tuttuğu yere kendisi götürdü.
Não, meritíssima, o acusado confessou o rapto da garota e nos levou ao local onde a prendeu.
Daha kaç tane kızı kaçırdığını bilmiyoruz.
Não sabemos quantas crianças ele já pegou.
Çıkışı kaçırdım.
Perdi a saída. Merda.
Sokağı kaçırdık.
Já passámos.
Kaçırdığım her tatili burada sıkışıp kaldığım, her doğum gününü hepsini geri alacaksın.
Cada feriado que não estou presente, cada aniversário... - Vou recompensar-te.
- Her şeyi anlatsan iyi olur... Kızımı kaçırdın.
Para o caso de não saber, você raptou a minha filha.
Kızımı kaçırdılar. Hepsi benim suçum.
Raptaram-na e a culpa é toda minha.
Ne kaçırdık?
O que perdemos?
Sırf kızın birinin ufak bir tutkusunun olması onun keçileri kaçırdığı anlamına gelmiyor.
Só porque sou um pouco ambiciosa, não significa que me passei.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]