Kalk artık tradutor Português
196 parallel translation
Kalk artık, haydi gel.
Levanta-te. Anda.
Sallanma da kalk artık!
Levanta!
Hadi, kalk artık.
Vamos, levanta-te.
Kalk artık!
Deixe-se disso!
Haydi seni uyuşuk şey kalk artık!
Simone, anda! Olha a neve, olha!
Haydi kalk artık.
Quero vê-lo de pé.
Tembel çocuk, kalk artık.
" hands off cocks! ... On socks!
Hadi Jim, kalk artık! Kalksana!
Vá, Jim, levanta-te.
Kalk artık!
Vamos, Cavalo!
Litto, haydi. Kalk artık.
Littorio, anda, querido.
Kalk artık üstümden.
Sai de cima de mim. - Diz!
Kalk artık!
Agora, sai!
Seni bekliyoruz. Haydi kalk artık.
Vamos esperar Levanta-te, meu amor.
Kalk artık!
Levanta-te!
Richie... kalk artık.
Richie, está na hora de te levantares.
Hadi, kalk artık.
Levanta-te.
Kalk artık, Christy.
Levanta-te, Christy.
- Kalk artık.
- Acorda lá. - Guarda a porta.
Hadi, kalk artık.
Vamos, acorda.
Haydi kalk artık!
Catherine está na hora!
Kalk artık, arabanı sür ve... ölülerin kemiklerinin arasından kendine yol aç.
Levanta-te agora, leva a tua carroça e passa por cima dos ossos dos mortos.
Haydi kalk artık.
Hora do rock'n'roll!
Kalk artık seni küçük tembel böcek!
Levanta-te seu... pequeno bicharoco.
Hmm? Hadi. Kalk artık.
Acorda, Rudy!
Bobby, kalk artık!
Bobby, levanta-te!
Hadi Stephan, kalk artık.
Vá lá, Stephan, levanta-te e brilha.
Kalk artık, Baxter!
Não! levanta-te, Baxter!
Jessie, kalk artık.
Jessie, sai da cama.
Tomanya çökmüştü artık kalkındı.
"A Tomânia estava de rastos, mas vai se levantando."
Ve artık kalkıyorum.
E agora, vou levantar-me.
14 yıldır oturup kalkıp günah işleyen Cleary kardeş artık ıstırabını dindirecek. - Şükürler olsun!
O irmão Cleary, pecador de longa data, seja na vertical, seja na horizontal, vai celebrar o ofício.
Hadi bakalım beyler, uzatmayın artık, kalkın.
Saiam das sacas. Deixem-se de conversas e levantem-se.
Uçağın kalkışına kadar vakit öldürmekten... başka bir şey gelmez elimizden artık.
Não há mais nada que possamos fazer agora a não ser matar o tempo até à tua partida.
Haydi çocuklar, haydi Rocco, kalk artık uyan!
- A neve!
- Pekâlâ, kalkın artık! - Pekâlâ.
Todos para fora!
Uyan artık, ayağa kalk.
Acorde, vamos, levante-se.
Kaçma günlerin artık tamamen bitti. Hele bir daha kaçmaya kalk bakalım.
Os teus dias de fuga já lá vão, quero ver se cavas outra vez.
Tanrım, kalkın artık!
Céus, levantem-se!
Ayağa kalk artık.
Vou ajudá-lo.
- Kalkın artık!
- Quero-vos já levantadas!
Artık kalkıyoruz.
Estamos a ir!
Kalk, sallanmayı bırak artık!
De pé, firme, já!
Her neredeyseniz artık kalkın, çocuklar.
Horas de levantar, onde quer que estejam.
Schnizer, üstümden kalk artık!
Levante-se, está a dar-me cabo das costas.
İçeri gir, ayağa kalk ve söyle. "Ben Sam Malone, artık erkeklik görevimi yerine getiremiyorum."
Vai apenas até lá, fica de pé e diz "Sou o Sam Malone e eu não funciono mais como homem."
Artık mülkiyet sahiplerinden ve hissedarlardan oluşan bir milletiz ; yerinden kalkıp kendi işini kendi yapmasını bilen kadın ve erkeklerden oluşan bir millet.
Somo agora um país de proprietários, uma nação de acionistas, uma nação orgulhosa de homens e mulheres, que sabem como mexer-se e fazer pela vida.
Sabah kalkınca vücudumda tebeşirle çizilen bir yer var mı diye bakıyorum artık.
Acordo de manhã, estou deitado na cama e observo o meu corpo para ver se há marcas de giz.
... sosyal kalkınma programları artık işe yaramıyor. Titanik'teki kamaraları yeniden düzenliyorlar.
Fazem intervenções sociais falhadas, e vendem passagens para o Titanic.
Resimler düştüğünde, bir sabah kalkıp artık o kadını sevmediğinde gazeteyi açıp savaşın patlak verdiğini okuduğunda bir tren görüp onunla ayrılmak istediğinde aynaya bakıp yaşlandığını fark ettiğinde...
Quando os quadros caem, quando acordamos uma manhã e descobrimos que ela já não nos ama. Quando abrimos um jornal e lemos que rebentou a guerra. Quando vemos um comboio e pensamos :
Kalk ayağa, sen artık imparatoriçemsin.
Sobe, bela rainha, ao Panteão.
Kenarlar asla galerilerde veya açık artırmada görülmez, o yüzden eğer bir resim çalınır ve biri sahtesini yapmaya kalkışırsa, kenarlar çerçeveyle uyuşmaz.
As margens nunca são vistas nas galerias ou nos leilões, se roubarem uma pintura e alguém fizer uma falsificação, as margens não coincidem.
artık 611
artık yeter 112
artık değil 377
artık biliyorum 66
artık bitti 204
artık istemiyorum 47
artık bilmiyorum 31
artık yok 173
artık özgürsün 32
artık dayanamıyorum 176
artık yeter 112
artık değil 377
artık biliyorum 66
artık bitti 204
artık istemiyorum 47
artık bilmiyorum 31
artık yok 173
artık özgürsün 32
artık dayanamıyorum 176
artık var 39
artık her şey bitti 29
artık çok geç 412
artık senin 35
artık korkmuyorum 38
artık gidebiliriz 26
artık güvendesin 54
artık önemi yok 34
artık gidebilir miyim 65
artık gidebilirsiniz 36
artık her şey bitti 29
artık çok geç 412
artık senin 35
artık korkmuyorum 38
artık gidebiliriz 26
artık güvendesin 54
artık önemi yok 34
artık gidebilir miyim 65
artık gidebilirsiniz 36