English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ K ] / Katı

Katı tradutor Português

62,396 parallel translation
Flash Takımı'na tekrar katılıp haydutlarla mı savaşacağım?
Devo voltar à equipa Flash e lutar contra alguns vilões?
Bu yüzden mi Bratva'ya katıldın?
Foi por isso que entraste na Bratva?
Prometheus'a katıldıktan sonra bile?
Depois de se envolver com o Prometheus?
Bence zorla katıldı.
Sob ameaça.
NSA ve Argus'tan gelen teklifleri reddederek NASA'ya katılmış, gündüzleri astronotluk yapıyor akşamlarıysa gizlice Houston halkını koruyor, hem de, şunu dinle kanunsuz ninja olarak.
como uma astronauta de dia enquanto, à noite, ela protege os cidadãos de Houston como uma vigilante ninja.
Bize katılmanı istiyoruz.
Queremos que te juntes a nós.
Bunu söylemek üzere olduğuma inanamıyorum ama doğrusu Rene'ye katılıyorum. Ben de inanamıyorum.
Não acredito que vou dizer isto, mas concordo com o Rene.
Oliver bize bu konudaki düşüncesini açıkladığında ki bunu çok nadiren yapar daha katılımcı olursun diye düşünmüştüm.
Quando o Oliver nos explicou o plano, o que ele nunca faz, pensei que ias concordar.
Biliyorum, katılıyorum.
Eu sei e concordo, mas...
Howard'ın ölümünden sonra Rebecca'ya karşı daha katı davranıyor olabilir misin?
Com o falecimento do Howard, será que se tornou mais protetora com a Rebecca?
Subzero çalışanlarıyla birleşeceğimizi duyduğumda çok heyecanlandım çünkü işe Doğu Kıyısı enerjisi katıyorsunuz. - Jersey'liyim, bunu anlarım ve... - Jersey.
Quando soube que nos íamos fundir com a Subzero, fiquei entusiasmada, pois trazem convosco a verdadeira energia da Costa Este e sou de Nova Jérsia, logo percebo e...
Evet, programa katıldı.
Sim, está no programa.
AA'ya katılmışsın.
Ele disse que estás nos AA.
Tarikata katılmayı değil!
Não ires para uma seita!
Daha çok içiyorum, çünkü AA'ya ve SAB'ye katıldım ve daha başka bir şeyi bırakacak halim kalmadı.
Tenho fumado mais porque estou nos AA e nos DASA e não posso desistir de mais nada para o resto da minha vida.
Bu akşam burada bana katılmalısın.
Devia juntar-se a mim aqui, esta noite.
Belki bu günlük program hakkında bu kadar katı olmayalım çünkü her gün konuşmak artık bana o kadar uymuyor.
Talvez não devêssemos ser tão rigorosos com este horário porque falar todos os dias já não resulta para mim.
Ekibe katılırken yabancı bir ülkede nükleer silah anlaşması durduracağımı düşünmüyordum.
Quando me juntei, não pensei que ia deter a venda de armas nucleares fora do país.
Evet, ben katıldığımda da uzaylılarla uğraşacağımı düşünmemiştim.
Quando me juntei, não pensei que ia lidar com alienígenas.
Buna katılmayacak birkaç usta biliyorum.
Conheço alguns professores que discordariam.
Bu konuda sana katılmıyorum.
Na verdade, discordo.
Buna katılmıyorum Rene.
Não concordo, Rene.
- Ben de Felicity'e katılıyorum.
- O quê? - Estou com ela, como é?
Bay Başkan, saygısızlık olarak anlamayın ama başınız kanıyor ve sarsıntıda uygulanacaklar protokolümüz NFL'inkinden bile katı.
Senhor, com todo o respeito, a sua cabeça está a sangrar, e o protocolo de concussão é mais rígido que o da NFL.
Helix'e katılma davetini kabul ediyorsun.
Estás a aceitar o convite para entrar para a Helix.
Tüpler ikinci katın güneybatı köşesindeki kilerde.
Os cilindros estão no stock, segundo andar, canto sudoeste.
Ona katıldığım zaman neyin içine girdiğimi idrak edemedim ama- -
Eu não sabia no que estava a meter-me quando fiquei com ele, mas...
Sana katılmasam bile güvendiğim ve senin benim için aynı şeyi yapmadığın meselesini.
O facto de que te apoio mesmo quando discordo, mas tu não tens a mesma consideração por mim.
Helix'e katılmak istediğimde beni dinlemedin.
Não me ouviste quando eu me quis unir a Helix.
Kraliçe, bu özel toplantıya onun yerine katılacak.
A rainha irá a esta reunião no lugar dele. - E como sabes disso?
Alınma Alec ama Clary'ye katılıyorum.
Sem ofensa, Alec, mas eu concordo com a Clary.
Onlara katılmaktan mutluluk duyarım ama... Magnus, benim aracım gibi bir şey.
Eu juntar-me-ia a eles, mas o Magnus era a minha boleia.
Sarayımda bana katıl.
Junta-te a mim na minha corte.
Nasıl olur da Meclis'e liderlik eden Konsül Çember'e katılır?
Como pode o Cônsul, o líder supremo da Clave, ser um membro do Círculo?
Ailen Birlik'e katılımını satın almış.
A tua família apenas comprou a tua entrada nos fuzileiros.
100 yılı aşkın süre yolculuk yapacaksanız götürdüğünüz havayı kaybetme konusunda gösterilen müsamaha normalden daha katıdır.
Quando vamos para mais do que 100 anos com base apenas no ar que levamos connosco, a tolerância à perda tem que ser mais rigorosa do que o normal.
Adam DGİ'na katıldığında herkes onu taşlamak için sıraya dizildiğinde sessiz kaldın. Niye?
Quando ele se juntou à APE e todos se alinharam para o apedrejar, tu ficaste quieto.
Evet, pek de katılmadığım kurallara göre yaşıyordum.
Sim, estava a viver de acordo com regras com as quais nem sempre concordava.
Kimin katılacağına karar vermek için penis boylarını karşılaştırıyorlarmış.
Também comparam o tamanho dos pénis para decidir quem pode ser membro.
- Yani bu göreve katılmak zorundasınız. - Elbette, özür diliyorum.
Não sabemos, mas Damien Darhk e Malcolm Merlyn andam atrás dele, o que significa que vocês dois não podem ficar fora disto.
Katılıyoruz.
Nós concordamos.
Katılıyorum.
Concordo.
Onun yerine sadece bir kişiyi tanıdığın bir ülkeye geliyorsun ekibime katılıyorsun, tüm testlerimizi falan geçiyorsun. Hayır.
Nada disso.
Epey yol kat ettin.
Estás mesmo a usar as tuas milhas.
Dediğim şey, siyahi bir insan olarak silahla öldürülme oranım sana göre 3 kat daha fazla.
Estou a falar que, como um homem negro, a hipótese de levar um tiro é três vezes maior que a tua.
Kat planı.
É a planta.
- İki kat aşağı inmek gerekecek sanırım.
Parece um queda de dois andares.
Chase'in planı daha beter. Sampson'un çaldığı kimyasallar Justin'inkilerden daha rafine ve bin kat daha güçlü bir biyolojik madde oluşturabilir.
Os químicos roubados são mais refinados que os que o Claybourne usou e podem produzir uma agente biológico mil vezes mais poderoso.
Katılıyorum, Felicity.
Concordo contigo, Felicity.
O kayanın üç kat büyüklüğündeki bir kaya dinozorları yok etti.
Um rochedo três vezes maior do que aquele que extinguiu os dinossauros.
Daha önce mümkün olduğu düşünülenden bile yüz kat daha iyi.
Eficiência do combustível estava altíssima.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]