English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ K ] / Kazanacagım

Kazanacagım tradutor Português

1,586 parallel translation
Bu demek oluyor ki, önümüzdeki dört yılda,... ya siz 80.000 $ harcayacaksınız,... veya ben 80.000 $ kazanacağım.
Nos próximos quatro anos, podem gastar 80 mil dólares, ou eu posso ganhar 80 mil dólares.
Deniz seyahati mi kazanacağım?
Vou ganhar um cruzeiro?
10 milyonluk ödül parasını ben kazanacağım. Ve seni ÖYD'nin ölü kısmında görürsem buna hiç üzülmem.
Eu vou ganhar o prémio de 10 milhões, e se eu puder pôr esse traseiro no lugar no D.O.A., melhor!
- Daha fazla kazanacağım!
- Eu farei mais dinheiro!
Tamam, ama sen kazanırsan ben nasıl kazanacağım?
Ok, se tu ganhares...
Kalbimize inancı dolduralım ve ben diyorum ki ; "Kazanacağız!"
Vamos soltar um grito de guerra : "Vamos ganhar".
Savaşta size hizmet ederek babamın zırhını geri kazanacağım, soylu kralım.
Merecerei a armadura do meu pai, nobre rei, servindo-te na batalha.
Olabildiğince zaman kazanacağım.
Vou empatar os tipos o máximo que conseguir. Despachem-se.
Kazanacağımıza 100 dolara bahse girerim.
Aposto contigo $ 100 como ganhamos.
Koç Porter çok çalışırsak kazanacağımızı söylüyor.
O Treinador Porter disse que se trabalhássemos no duro, seriamos vencedores.
Kazanacağımız ilk maç bu olabilir.
Talvez possamos ganhar o nosso primeiro jogo aqui.
Bu iş başladığında... koç bizim kazanacağımızı söylemişti.
Quando tudo isto começou, meu, o Treinador, ele disse que seriamos vencedores.
Ben kazanacağım.
Eu vou vencer.
O yarışmayı kazanacağım.
Eu vou vencer aquela competição.
Tüm bunlardan yaklaşık 1 milyon dolar kazanacağım.
Vou ganhar à volta de 1 milhão à custa desta merda.
Hey, şundan 25,000 dolar kazanacağım ve...
Hey, vou ganhar $ 25,000 nesta e....
Ben kazanacağım.
Eu vou ganhar!
Bu kadar kolay kazanacağını mı sandın?
Pensas que vais ganhar assim tão facilmente?
Bunu da kazanacağım.
E vou ganhar este também.
Meşgul olduğunu biliyorum, ama kaç para kazanacağımızı öğrenmek için can atıyoruz.
Sei que tem que fazer, mas estamos mortos por saber que números conseguiu em Scottsdale. Telefone-me, por favor.
Çok para kazanacağım, Jack.
Eu vou ganhar dinheiro, Jack.
Gelecek aya kazanacağım.
No próximo mês já os tenho.
Kazanırsam ne kazanacağım?
O que eu ganho se ganhar?
Söz veriyorum. Çok para kazanacağım ve böylece sana kendi galerini açabileceğiz.
Vou ter dinheiro para poderes abrir a tua galeria de arte.
Eğer bu işe yaramazsa, yanımda oturan adamdan kazanacağını umduğum dosyayı araklarım.
Se isso não resultar, roubo o cliente ao meu colega do lado e faço figas para que seja bom.
Ve kazanacağım. Çünkü Cennet'teki babamız ringde benimle olacak.
e vou ganhar, por que o nosso todo poderoso estará comigo no ringue.
Bağırarak mı savaşacaksınız? Mahkemeyi bu şekilde baltalarsan insanların güvenini nasıl kazanacağız?
Como é que mantemos a confiança das pessoas se vocês nos desautorizam?
Siz ikiniz tekrar arkadaş olacaksınız, ve ben sahne ışıkları altındaki gerçek yerimi tekrar kazanacağım.
Vocês voltam a ser amigos. E eu recupero o meu lugar de estrela.
İşte bu yüzden ben kazanacağım.
- É por isso que vou ganhar.
Para kazanacağım.
Estarei a fazer dinheiro.
Formda kalarak vakit kazanacağımı düşünmüştüm.
Penso que se estivesse em forma eu teria mais tempo.
Başka nasıI para kazanacağım buralarda.
Como é que é suposto eu fazer algum dinheiro por aqui?
Hatta ileri gidip, bu sene kupayı kazanacağımızı söyleyebilirim.
e vou mais longe no que digo Até podemos ganhar a Hastings Cup este ano.
Bu hafta sonu rodeoya takım olarak katılıp 50,000 $ ödülü kazanacağız.
Entramos no rodeo este fim-de-semana como equipa e ganhamos o prémio de $ 50.000.
Bir gün, bir gün kıyafetlerimi alabileceğim parayı kazanacağım.
Um dia, terei bastante dinheiro para comprar minhas próprias roupas.
.. saygı kazanacağım ve dünyaya sahip olacağım Ama şimdi sevgili ailemden.. .. dersimi aldım.
Agora, aprendi a lição à custa da minha adorada família.
Bugün kazanacağım.
Hoje vou ganhar
Bana bak, Corky. Satış yarışmasını ben kazanacağım.
Ouve bem, Corky, vou ganhar aquela competição de vendas.
Er ya da geç, gücümü kazanacağım, bir yol bulacağım.
Mais tarde ou mais cedo eu vou encontrar uma forma.
Evet, yalnız kalplere göndermek için bir mesaj hazırlamalıyız. Ama beni bir sapık gibi göstermeli. Böylece Jen'e bütün kadınların pisliklerden hoşlandığını kanıtlayacağım ve 20 Paund kazanacağım.
Sim, precisamos de publicar um anuncio de coração solitário online que me faça parecer um psicótico para então provar á Jen que todas as mulheres gostam de sacanas e então ganhar £ 20.
Doll, yanık perdelere benziyor. Oradan ne kazanacağımı anlamadığımdan hayat boyu firijit olarak anılacağım.
Querida, parece uma cortina queimada, mas raios me partam se me vão chamar frígida o resto da vida... só porque não sei o que se passa ali em baixo.
Öyle, yakında bende para kazanacağım.
Sim, estou muito orgulhosa dela. Em breve ganharei o meu dinheiro, por isso...
Başkan kendi yoluna gittiğinde Amerikalılar... kendi yollarını çizecekler. Ama şimdi sanat bütçesinden ne kadar kazanacağımıza bakacağız.
Os idosos americanos irão lamber as feridas... se o Presidente levar a melhor, mas agora, estamos aqui para debater que dinheiro surripiamos ao orçamento das artes.
2.000 puan daha toplarsam fenerli radyo kazanacağım.
Mais dois mil, e recebo um rádio-lanterna.
Oh, hayır. Gideceğim, ve kazanacağım.
Não, eu vou e vou ganhar.
Notlarım kötü ve basket bursu alamazsam hayatımı spor salonlarını temizlemekle kazanacağım.
Com as minhas notas, se não conseguir uma bolsa, - terei de limpar ginásios para viver.
Ve kazanacağım.
E vou vencer.
Kazanınca, bir aile olarak kazanacağımızı unutmayın.
E lembrem-se que quando ganharmos, ganhamos como uma família.
Orduda yetenek kazanacağım.
Com os militares, aprendo técnicas.
- O seti bizim için kazanacağım. - Kes şunu.
- Vou ganhar aquele prémio.
Ben kaybettim. Ama sonunda kazanacağım.
Mas irei vencer no final.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]