Kaçırmak tradutor Português
2,288 parallel translation
- Kaçırmak mı?
"Raptou"?
Pekâlâ, o zaman Talbot'un eski karısı ve onu kaçırmak isteyenler arasında olası bir bağ var.
Então temos uma possível ligação entre a ex-mulher do Talbot e os homens a querer sequestrá-lo.
Ben ok memnunum, ama diğer taraftan, bilmelisin, Ben üniversiteye gitme şansımı kaçırmak istemiyorum.
Eu ficaria muito feliz, mas por outro lado, não quero perder a oportunidade de entrar na faculdade.
Silahla adam kaçırmak amacında.
Possível sequestro, sob ameaça de arma.
- Sizce, Becky'i kim kaçırmak isteyebilir?
Consegue pensar em alguém que gostasse de levar a Becky?
Sınır Bilim inanılmazın ötesindeki trajedileri araştırmak için kuruldu. Çocuk kaçırmaktan daha iğrenç bir suç olmadığını ikimiz de biliyoruz.
A Divisão Fringe foi criada para investigar tragédias inimagináveis, mas ambos sabemos que não há crime mais atroz que o roubo de uma criança.
Bunun seni çok şaşırtabileceğini biliyorum ama, belki de dersi kaçırmak istememiştir.
Sei que isto pode chocar-te, mas talvez ela não quisesse faltar às aulas.
Hatırladığım kadarıyla, Simon sürprizlerle doluydu hapisten kaçmak, seni kaçırmak Güney Plajı'nın yarısını havaya uçurmak...
Se bem me lembro, Simon é cheio de surpresas. Escapou da prisão, raptou-te, tentou fazer explodir metade de South Beach...
Korumalarıyla gezen birisini kaçırmak en az korundukları yerleri bilmenize bağlıdır
Para apanhar alguém que viaja com protecção, deve-se procurar o momento em que estão menos protegidos.
Bize, dört arkadaşının... seni kaçırmak üzere olduğunu söyledi.
Ele disse-me que quatro deles estão a caminho para te raptar.
Bir Temsilciler Meclisi üyesini kaçırmak istemiyorum.
Não vou raptar um membro do congresso hoje.
Banyonun kapısının açık olduğunu gören kedi, bu fırsatı kaçırmak istememiş.
A porta da casa de banho estava aberta, e o gato viu uma oportunidade.
Ben gönül karmaşam diyecektim ama bu düğünü kaçırmak istemezsin.
Ia dizer envolvimento romântico, Não vais queres perder este casamento.
Onu kaçırmak için Kolombiyalıları tutmuşlardı.
Eles trouxeram Colombianos para o apanharem.
Yavaş. - Bir şeyi kaçırmak istemiyorum.
Não quero perder nada.
Seni buradan kaçırmak istiyorlar.
Querem que desapareças.
Jody Bernal'i kaçırmak!
Raptar o Jody Bernal!
Veronica yardım aldıysa kızla şimdi konuşup, diğerlerini kaçırmak istemiyorum.
Se a Veronica teve ajuda, não os quero assustar, falando com ela, por agora.
100 dolar olarak dönecek Manny. Bence kaçırmak istemezsin.
- Estás a pagar com notas de 100, Manny, não acho que vás ter saudade dela.
Evet, onu kaçırmak istemiyorum.
Sim, não quero faltar.
Dalian'a vazoları kaçırmak için gidiyorlardı.
Viajavam até Dalian para contrabandear os vasos.
Bunu kaçırmak mı?
E perder isto?
Eminim Costa bu fırsatı kaçırmak istemeyecektir.
Estou convencida que será quando o Costa tentará atacar.
Kendi bebeğinin kardeşini kaçırmak mı!
Raptar o irmão do teu menino!
Kimsenin keyfini kaçırmak istememiştim.
Não queria entristecer toda a gente.
O kadar antrenmandan sonra böyle bir yarışı kaçırmak istemezsiniz.
Depois de treinar, quer participar numa corrida destas.
Zehirli dedikoduların onları korkutması dışında bu piyasada bağışları kaçırmak zaten yeterince zor.
É duro o suficiente obter doações, nesta economia sem rumores tóxicos para os espantar.
Ellie'yi kaçırmak onun için bir oyun.
Levar a Ellie, foi um jogo para ele.
Bir dedektif gibi yüksek riskli birini hedef alıp sonra da çocuk kaçırmak pek fazla duyulmamıştır.
ir atrás de um alvo de risco como um detective da polícia e depois raptar uma criança é algo quase nunca visto.
Bu seferkini kaçırmak istemezsin.
Não vão querer perde-la.
Kızları sokaktan kaçırmak mı?
A levar as meninas das ruas?
Henry Sampson, uyuşturucu kaçırmak için yolcu uçağı kullanıyordu.
Henry Samson está a usar aviões de transporte de passageiros para traficar droga.
Seni düşman hatlarının gerisine kaçırmak için Jedi statümden yararlanmamı mı öneriyorsun?
Estás a sugerir que use o meu estatuto como Jedi, para te levar para lá de linhas inimigas?
Beş dakika... La Boheme'nin başlangıcını kaçırmak istemiyorum.
Não quero perder o início de La Bohème.
Erkek arkadaşını kimin kaçırmak isteyeceğine dair bir tahmini var mıymış?
Ela tem algum palpite de quem levou o seu namorado?
Babası, çocuğunu zorla kaçırmak istedi herhalde.
Parece com um pai ausente a sequestrar a filha.
Burada, son başvuru tarihini kaçırmak üzere olan bir imarcıdan bahsetmiyoruz.
Olhe, isto não é sobre nenhum construtor que está prestes a falhar um prazo.
Bu adam kurbanlarını kaçırmak için bayağı yol gidiyor.
Este tipo anda muito para raptar as vítimas.
Uyan. Gösteriyi kaçırmak istemezsin.
Acorda, não queres perder o espectáculo.
Sabah 9, birini kaçırmak için çok yoğun bir saat.
9 da manhã. Uma hora movimentada para se raptar alguém.
Zırhlı bir aracı kaçırmak için nevi şahsına münhasır bir psikopat olmak lazım.
É preciso um certo tipo de loucura para raptar um carro-forte.
Biz aslında okul faaliyetlerine katılmayız ama ilk dans, Kaiju alarmı ile yapıldığından beri bunu kaçırmak istemedik.
Normalmente não ligamos a este tipo de actividades mas este é o primeiro baile com alerta Kaiju, é imperdível.
Bunu kaçırmak istemezsin.
Nao vai querer perder isso.
Bunu kaçırmak zor olurdu.
É difícil perder.
Fragmanları kaçırmak istemiyorum.
Não quero perder o começo.
Keyfinizi kaçırmak istemem fakat ben Madeleine Rees'e rapor vereceğim.
Não quero desiludir a sua onda entusiasta, mas eu informo a Madeleine Rees.
Kaçırmak mı istiyorsunuz yani?
Querem mesmo perder isso?
Rus ajanlar Paul'u kaçırmak için peşimizdeler.
Há uma equipa de espiões russos a vir para raptar o Paul.
Hiçbir şeyi kaçırmak istemiyorum.
Não quero...
Sadece kaçırmak için.
Para o rapto.
Onlara kaçırılma olayını araştırmak için Langley'den gönderildiğimi söyleyeceğim.
Direi que o Langley me mandou para me inteirar do rapto.