Kilitli tradutor Português
3,976 parallel translation
Burada kimse yok. Peralta, bilesin diye diyorum şu an madalyamı duvarımdan indirip kombinasyonunu sadece benim bildiğim kilitli bir kasaya kitliyorum.
Peralta, só para que saiba, neste momento, estou a tirar a medalha da parede e a colocá-la num cofre fechado, cuja combinação só eu sei.
İddiayı kaybetmene beş dakika var ve sen burada ellerin bir masaya kelepçeli, kilitli bir odadasın.
Faltam cinco minutos para terminar o prazo. E aqui está, algemado a uma mesa numa sala fechada.
Teşekkürler. Onların tek amacı sizi fotokopi odasına getirmekti. Bu sırada ekibimden iki kişi kilitli odanıza girdi.
O objetivo era atrai-lo à sala das cópias, enquanto dois da minha equipa entravam no seu gabinete.
Diğerlerini kilitli tutuyorlar.
- Eles deixam o resto trancado.
Boş bir çekmece neden kilitli bırakılır ki?
Por que alguém ia trancar uma gaveta vazia?
Sanırım 48 saat boyunca hepberaber burada kilitli kaldık.
Realmente, passámos aqui 48 horas fechados juntos.
- Hepberaber kilitli kaldık.
- Fechados aqui dentro juntos.
Evet. Kapı kilitli değildi.
Pois, a porta não estava trancada.
Kasada kilitli, olay yerinden uzakta.
Trancada num cofre, longe da cena do crime.
Bu herifin çok iyi bir alarm sistemi var. Birincisi nasıl oluyor da bu 2 kız bu binaya girebiliyorlar. İkincisi de kızlardan biri kasa odasında kilitli kalıyor.
O tipo tem um sério sistema de segurança, então, como poderiam estas invasoras entrar naquele sitio, e deixar pelo menos uma presa no cofre?
Kapı kilitli değil.
A porta está destrancada.
Ayak bileğinden kulağa mı? Kapı kilitli.
Dos tornozelos às orelhas?
Tessa o nesneyi, beni 2000 yıl boyunca kilitli kalacağım kabre kapatıp aç bıraktıktan sonra yarattı.
A Tessa criou-a depois de me aprisionar num túmulo durante dois mil anos a passar fome.
Sen ne kadar kilitli kaldın?
Estiveste fechado quanto tempo?
Açılmıyor! Kilitli!
Não abre, está trancada!
Kilitli.
- Está trancada.
Kilitli dosya. - Çok enteresan.
Um ficheiro bloqueado.
Kasa kilitli.
O cofre está trancado.
Tüm yazımı bir kasada kilitli olarak geçirdim.
Passei o meu Verão fechado num cofre.
3 ay boyunca ocağın dibinde bir kasanın içinde kilitli kalmış biri olarak.
Depois de teres estado trancado durante 3 meses num cofre, no fundo de uma pedreira.
Bu konuşmayı benimle kasada kilitli bir şekilde yapmanın bir sebebi var mı?
Há alguma razão para teres esta conversa quando estamos trancados? Sim!
Damon ile o hücrelerde yıllarca kilitli kaldık. İşkence edildik, dayak yedik, aşağılandık.
O Damon e eu estivemos encarcerados naquela celas durante anos, fomos torturados, massacrados, humilhados.
Çok derinlerde kilitli kalmış parçalar, kendilerinin bile bilmekten korktukları. Ama siz onları görüyorsunuz.
As partes que estão tão enterradas... que até eles têm medo de ver, mas você consegue vê-las.
Kapı kilitli değildi.
A porta estava destrancada.
Kilitli kapı hayaleti niye engellesin ki?
Como é que uma porta trancada pode manter um fantasma de fora?
- Kapısı kilitli değil.
A porta dela está destrancada...
Yani kapı kilitli değ- -
O importante é que a porta não está tran...
Kapısı kilitli değil zaten.
A porta dela não trnca.
Artık, sokaklarda sadece camları kıran ve tarihi eserleri alıp götüren insanlar yoktu. Çift kilitli kapıları delip geçen ve çalan, birbirleri koordineli çalışan, kulaklıklarıyla irtibat kuran insanlar.
As genealogias e histórias dos deuses estavam nelas, assim como as do Dilúvio e, agora, muitos desses textos desapareceram.
Sen kilitli cinayet için.
Só que tu estás preso por assassinato.
Baban onu 22 yıl boyunca dünyadan ayrı, senden ayrı, kilitli tuttu.
O teu pai manteve-a presa durante 22 anos, longe do mundo, longe de ti.
Jay'in evindeki mutfaktan açılan bir oda var, hep kilitli olur. Her gittiğimde açmayı deniyorum.
Há uma sala ao lado da cozinha na casa do Jay que está sempre fechada, eu tento abri-la sempre que lá vou.
Babamın çalışma odasının kapısı hep kilitli.
A porta do estúdio do meu pai está sempre fechada.
Bir odada kilitli tutarak mı?
Fechada numa casa?
Hepsini al ve çocukların evindeki kapısı kilitli odaya geri götür.
Apanha-os a todos. Leva-os de volta para o quarto. Com a porta fechada.
Kilitli mi değil mi belli olmuyor.
Pessoal, ora está aberta, ora fechada.
Başkanın ameliyatı sona erene kadar,... çocukların bodrumda kilitli durmalarını istiyorum, gözleri bağlı şekilde.
Até o fim da cirurgia do Presidente, quero que os miúdos trancados na cave, com os olhos vendados.
Kilitli bir eve dalamayız.
Não devíamos entrar numa casa trancada.
Hem kilitli değildi, hem de açıktı?
Não só destrancadas, mas exactamente abertas?
Kilitli.
Está trancado.
İkinci hedef dışarıda ve kilitli.
O segundo alvo está a bordo e trancado.
- Kilitli.
Está bloqueado.
Kapı kilitli.
A porta está trancada.
Bildiğiniz gibi hala Üniversite'de İngiliz edebiyatı okuyor. Notları gayet iyi ama hala bir sosyal hayatı yok ve zamanının çoğunu odasında kilitli bir şekilde geçiriyor.
Como sabes, ele continua na universidade a estudar literatura inglesa, e, uh, ele está a tirar muito boas notas, mas continua a não ter uma vida social, e passa a maior parte do seu tempo
Ne kapı kilitli, ne pencere kapalı, ne de veranda sürgülü. Tembih etmiştim.
Bem te disse para trancares a porta, fechares a janela e pores grades no pátio.
Onu öyle kilitli...
- Andas a sufocá-lo como...
Biz, ona neler olduğunu çözene kadar kilitli kalacak ve sen de uzak duracaksın.
E a Skye mantém-se longe.
Kapı kilitli değildi.
- A porta estava destrancada.
Babam seni burada kilitli tutmak için her ne uydurma suçlamada bulunursa bulunsun bunu sorgularız. Kaçmayı bırakabilirsin.
Podes deixar de fugir.
Kapısı kilitli olduğunda rahatsız edilmek istemez.
Quando a porta está fechada.
Ofiste kilitli kaldım.
Trancada.