English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ K ] / Klingonlar

Klingonlar tradutor Português

362 parallel translation
Unutma burada Klingonlar görülmüştü.
Lembre-se de que os Klingons foram avistados.
Yoksa Klingonları görür görmez öldürmek sizin âdetiniz mi?
Ou têm por procedimento matar Klingons assim que os vêem?
Maab, Klingonların bizim ezeli düşmanlarımız olduğunu biliyor mu?
O Maab sabe que os Klingons são nossos inimigos?
Klingonlar peki?
Os Klingons?
Klingonlar onlara kuyruktan dolma silah vermişler.
Os Klingons dar-lhes-iam armas de retrocarga.
Burada Klingonlar var.
Há cá Klingons.
- Ben de endişeliyim. Klingonlar anlaşmayı bozuyorsa... yıldızlararası savaş çıkabilir.
Se os Klingons estão a violar o tratado poderá haver uma guerra interestelar.
Klingonların köylülere yardım ettiğini öğrenirsek, yapabileceğimiz bir şey var.
Se descobrirmos que os Klingons ajudaram os aldeões, poderemos fazer alguma coisa. É isso que me preocupa.
İki büyük güç arasındaydı, Klingonlar ve bizim gibi.
Entre duas enormes potências, como nós e os Klingons. - Nenhum lado se decidia a retirar.
Klingonlar yetki iddia ediyor.
Os Klingons reclamam jurisdição.
- Çok. Ama neden Klingonlar bu sistemi çok hayati buluyor?
Mas porque é que os Klingons consideram este sistema tão vital?
Klingonların sistemle neden ilgili olduklarını anlıyorum.
Já sei porque é que os Klingons se interessam pelo sistema.
Klingonların kullandığı sinir gazı.
Um gás de nervos usado pelos Klingons.
- Klingonlar saldırıya geçti...
Klingons em rota de ataque e a aproximar-se.
Klingonlar savaş esiri almazlar.
Reze, Saavik. Os Klingons não fazem prisioneiros.
İlk kanı, Yaradılış'ın sırlarını açığa çıkarmaya çalışan Klingonlar akıtmıştır.
Os Klingons derramaram o primeiro sangue enquanto tentavam possuir seus segredos.
Klingonlar iki gemilerini kaybetti.
Os Klingons perderam duas naves.
- Klingonlar asla blöf yapmaz.
- Os Klingons não fazem bluff.
Klingonlar cefa çekmeyi dert etmez, ama o lanet tabuttan kurtulduğuma memnunum.
Os Klingons estão acostumados, mas estou satisfeita por ter saído daquele cubículo.
Federasyon ve Klingonlar savaştayken.
Quando a Federação e os Klingons estavam em guerra.
Ve siz, onları, insanlarla Klingonların artık müttefik olduğuna... inandırabileceğinizi mi düşünüyorsunuz?
E acha que os consegue convencer que os humanos são agora aliados?
O çağdaki Klingonlar, insanları hor görecek şekilde yetiştirilmiştir.
Os Klingons dessa época foram criados para detestar os humanos.
Kaptan, o Klingonlar katil. Başka seçeneğiniz yok.
Capitão, estes Klingons são assassinos.
İnsanlarla ve Klingonların çocuk yapabileceklerini bilmiyordum.
Não sabia que os humanos e os Klingons conseguiam ter filhos.
O çağdaki Klingonlar kendileri için araştırma mı yapacaklar?
Klingons daquela época a fazer pesquisas por prazer?
Onlar, bizimle savaşta olan Klingonlar.
Estes são Klingons que estão em guerra connosco.
Klingonlar teslim olmazlar.
Os Klingons não se rendem.
Klingonların dinlemesini sağlamanın bir yolu olmalı.
Tem que existir uma forma de fazer os Klingons darem-nos ouvidos.
Onların savaştaki Klingonlar gibi ölmesine izin verin.
Capitão, deixe-os morrer como Klingons, em batalha.
Bende bu Klingonları çağımıza uydurma çalışmalarına başlayacağım.
Entretanto vou começar a assimilar estes Klingons à nossa época.
- Klingonlar'dan bir tepki var mı?
- Os Klingons reagiram?
Aşağı inip itmemiz gerekse de Klingonları geçeceğiz.
Batemos aqueles Klingons, nem que eu tenha de empurrá-la.
Bir saatleri var. - Klingonlar duruma çok kızmıştır.
Calculo que os Klingons fiquem muito zangados.
Klingonlar da geliyor.
Os Klingons andam por aí.
Klingonlar Kui Tu diyor.
Os Klingons chamam-lhe "Qui Tu".
Klingonların önünde yapma bari.
Em frente dos Klingons, não.
Praksis, Klingonların en büyük enerji üretim tesisidir.
A Praxis é o seu centro de produção de energia.
Tarafsız Bölge sınırındaki istasyon ve üslerimizin sökülmesi ve Klingonların artık altından kalkamadığı 70 yıllık düşmanlığa bir son verilmesi.
Para encerrar as nossas bases espaciais na Zona Neutra, e pôr fim a 70 anos de hostilidades, que os Klingons já não podem custear.
Klingonlar galaksinin en niteliksiz mültecileridir.
Os Klingons tornar-se-iam a escória da galáxia.
Klingonlar hiçbir zaman güven telkin etmemişlerdir.
Os Klingons nunca foram de confiar.
Barış anlaşması konusunda seninle aynı fikirde olan Klingonlar var ama senin komutan altındaki Atılgan'a saldırmaları biraz sıkar.
Muitos Klingons sentem-se como o senhor a respeito do tratado de paz, mas não atacariam a Enterprise sob seu comando.
Altımızda başka bir gemi olsaydı Klingonlar mutlaka görürlerdi.
Se houvesse uma nave por baixo de nós, os Klingons tê-la-iam visto.
Klingonların yeni bir silahı var. Perdeleme açıkken ateş edebilen bir Atmaca.
Os Klingons têm uma Ave de Rapina que pode disparar encoberta.
Klingonlar ve Federasyon üyeleri birlikte komplolar mı kuruyorlar?
Os Klingons e a Federação conspiraram juntos.
Biz "plazma" diyoruz. Klingonlar'ın verdiği isim ne olursa olsun iyonize gazdan ibarettir.
Nós chamamos-lhe "plasma", mas é apenas gás ionizado.
Kaptan, Klingonlar ön kısımdan yaklaşıyor.
Comandante, os Klingons estão na proa, a estibordo.
Gene mi Klingonlar!
Novamente com os Klingons. Mr.
Kardasyalıların, Klingonların veya İnsanların hepsinden nefret edemezsin.
Não se pode odiar todos os cardassianos, todos os klingons, ou todos os humanos.
Klingonlar bunu değiştirdi.
Os Klingons alteraram isso.
Klingonlar kendi taraflarına fazlasını verirlerse?
E se os Klingons derem aos deles ainda mais?
- Klingonlar?
Ainda não nos detectaram.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]