Meslektaşım tradutor Português
836 parallel translation
Bu benim meslektaşım, bay Benson.
Este é o meu colega. Mr. Benson.
Meslektaşımın sözleri önemsiz.
Os comentários do advogado não são relevantes.
Senin sevgili meslektaşım, jüriye karşı duyguları kullanmak gibi bir alışkanlığın var.
Você tem o hábito de se carregar de emoções diante do júri.
İşte benim gelecek meslektaşım ve yönetmenim.
Aí está meu futuro colega e codiretor.
Sanırım meslektaşımız sandığımızdan biraz daha zekiymiş.
Penso que o nosso colega é muito mais esperto do que pensávamos.
Bay Fenton Shanks, eski arkadaşım ve meslektaşım olur.
me permita lhe apresentar a meu velho amigo e colega, o Sr. Fenton Shanks.
Meslektaşım diyelim.
- Digamos que é um colega.
Ama büyük meslektaşımız, bizim için bir iz bırakmış.
Mas o nosso grande colega, indicou-nos qual o caminho.
Meslektaşım diyor ki.. .. mahkum şayet bu sabah kaçtıysa.. .. onu yakalayacağız.
O meu camarada diz... que se realmente o prisioneiro se evadiu esta manhã, nós capturá-lo-emos.
Meslektaşım diyor ki.. .. Polonya'da, iş yapmayanlar için bir esir kampı var.
O meu companheiro disse... que na Polonia existem campos de represálias para os insubmissos.
Eminim, hepimiz meslektaşımıza katılıyoruz.
Decerto que todos concordamos com o nosso estimado colega.
Ve benim en değerli meslektaşım, zeki, çevik ve vazgeçilmez Avukat AlCamo.
Por último, meu melhor colaborador. O sutil, sagaz e indispensável advogado Alcamo.
Bay Başkan, sayın delegeler ve benim seçkin İtalyan meslektaşım.
Sr. Presidente, senhores delegados... e o meu distinto colega da Itália.
Bu faaliyetlerle beraber bu binanın köşe taşlarından olan bir meslektaşımız,
Mas tenho de incluir uma triste notícia neste evento.
Jacques Bouvar iki meslektaşımı öldürdü.
O Jacques Bouvar assassinou dois dos meus colegas.
Bir meslektaşıma yardım etmeyi severim.
É sempre um prazer ajudar um colega.
- Meslektaşım mı?
- Colega?
Çok safsın, sevgili meslektaşım.
meu caro colega.
Beyler, meslektaşım - Sylvia.
Meus senhores, a minha colega, a Sylvia.
Sayın meslektaşımın çapraz sorgu yapma hakkı vardı...
O meu douto colega teve a hipótese de contra-interrogar...
- Meslektaşım kim?
- Como é o meu parceiro?
Gerisi size kalmış, sevgili meslektaşım.
O resto é consigo, caro colega.
Genç dostumuz, muayenemize son verdi. Hoşça kalın meslektaşım.
O nosso jovem amigo pôs fim à nossa consulta.
Gördüğünüz gibi, meslektaşım biraz kabadır.
O meu colega, como já viram, é um pouco brusco.
- Meslektaşım ile Vorbis.
- Dirija-se à minha colega.
İki meslektaşımız dün gece buraya çağırılmışlar.
Desapareceram dois trabalhadores. Foram chamados para virem aqui.
Meslektaşımın kusuruna bakmayın...
Lamento o comportamento menos convencional dos meus colegas...
Merhaba, meslektaşımın davranışından ötürü özür dilerim fakat son zamanlarda zor durumdaydı.
Lamento o comportamento pouco convencional do meu colega, mas as coisas não têm sido fáceis para ele ultimamente.
Elbette atıfta bulunduğum arkadaşım ve meslektaşım David Niven.
Refiro-me, claro, ao meu amigo e colega Mr. David Niven.
Eminim, hepimiz meslektaşımıza katılıyoruz.
A Mesa pede que se restabeleça a ordem. Decerto que todos concordamos com o nosso estimado colega.
Bayanlar baylar, çok tuhaf bir kaza ile Frankenstein, çok değerli meslektaşımız ve Riyakâr Parti papazını öldürdü.
Senhoras e senhores! Houve um terrível acidente, Frankenstein atropelou a nosso querido colega... o cura, membro do partido político do júri.
Amca, ilk dönem için seni Konsül meslektaşım olarak atıyorum.
Tio, nomeio-te para cônsul no primeiro mandato.
Ve Creede'deki meslektaşım ne dedi?
E que disse o meu colega em Creede?
Komutan hala revirde. Meslektaşım ve eski öğretmenim Dr Shaw, durumunu kontrol edeceğine söz verdi.
O Comandante está internado na unidade médica, onde o Dr. Shaw, meu amigo e antigo professor da Terra, prometeu vigiá-lo.
İki aktör meslektaşım da yaşıyor burada!
- Dois colegas atores vivem aqui.
Sakin ol, Isidoro. Bir meslektaşımız seni indirmeye gelir.
Tem calma Isidoro, vem já aí um colega ajudar.
Geçen bir ay içerisinde senatodan yedi meslektaşım idam edilmiş diye duydum vatana ihanetten.
Soube que durante o último mês... sete dos meus colegas do Senado foram mortos... por traição.
Gazların kabın içindeki saflığını ise, meslektaşım Bishun Khare sağlayarak onları kaplarından pompalayacak.
Tomando grandes cuidados para assegurar a pureza destes gases, o meu colega Bishun Khare, aspira-os dos seus frascos.
Meslektaşımın bazı fotoğraflar vermesi araştırmamızı geciktirir mi?
Se o meu colega arranjasse umas fotografias atrasaria as nossas buscas?
Maulana Azad, meslektaşım.
Maulana Azad, um colega meu e irmão em fé muçulmano.
Meslektaşımızdan özür dilerim.
Eu peço desculpas ao nosso colega americano.
Bu dostum ve meslektaşım, Dr. Watson, ki onun zaman zaman davalarımda fazlasıyla bana yardımı dokunmaktadır!
Este é o meu colega e amigo, o Dr. Watson, que tem a gentileza de me ajudar ocasionalmente.
Bu arkadaşım ve meslektaşım, Doktor Watson.
- O meu amigo e colega, Dr. Watson.
Doğruca ofisime döndüğümde Meslektaşım Bay Charles Gorot'u hala çalışırken buldum.
Regressei de imediato ao meu escritório, onde encontrei um colega, o Sr. Charles Gorot, que ainda trabalhava.
Arkadaşım ve meslektaşım olarak Dr. Watson'ı sizinle tanıştırabilir miyim?
Permita que lhe apresente o meu amigo e colega, Dr. Watson.
Bayan Adams, izninizle size doğulu bir meslektaşınızı tanıştırayım.
Miss Adams, permita-me apresentar-lhe um colega actor, também do leste.
Bayan Ragheeb, Profesör Ragheeb'in Oxford'dan meslektaşıyım.
Sra. Ragheeb, sou colega do Professor Ragheeb em Oxford.
Sizce bir sakıncası var mı, sevgili meslektaşım?
Pensei que tinha chegado o momento. - Não tem objecções, caro colega?
Fransa'da bir meslektaş var, bir tane çalar, ben de kopyasını yaparım.
Arranjo um colega que roube uma carteira em França, para poder duplicá-lo.
- Sayın meslektaşım.
Esta é a Miss Lily.
Bir polis bir meslektaşına, hiç böyle bir şey yapar mı?
Acha que eu faria uma coisa dessas a um colega?