O zaman anlaştık tradutor Português
343 parallel translation
- Güzel. O zaman anlaştık.
Então, fica combinado.
O zaman anlaştık mı?
Então está acordado?
- O zaman anlaştık, Scotty.
- Negócio fechado, Scotty.
O zaman anlaştık.
Está resolvido, então.
O zaman anlaştık, yarın başlıyor.
Ok, ele começa amanhã, eu tenho que ir agora.
O zaman anlaştık.
Então está tudo bem.
- O zaman anlaştık.
- Então está decidido.
O zaman anlaştık.
Então está tudo resolvido.
O zaman anlaştık.
Então, está combinado.
- O zaman anlaştık. Belanı bulacaksın.
- Acordado, vai haver problemas.
O zaman anlaştık Bay Murdoch.
Então estamos entendidos, Sr. Murdoch.
O zaman anlaştık bebiş.
Então está combinado, bebé.
- O zaman anlaştık.
- Temos acordo.
O zaman anlaştık.
Está decidido.
- O zaman anlaştık.
- Concordámos.
- Anlaştık o zaman.
- Entäo, está combinado.
"Anlaştık o zaman." dedi.
"Está combinado."
Anlaştık o zaman. Cumartesi burada buluşalım.
Então temos um trato.Nos encontramos aqui no sábado ao meio-dia?
Anlaştık o zaman beyler, tekrar barıştık.
Pronto, meus senhores, estamos de novo amigos.
Anlaştık o zaman.
Muito bem.
Peki o zaman, anlaştık.
Bem, nesse caso, concordamos.
- Anlaştık o zaman!
- Está resolvido!
Anlaştık o zaman.
- Está combinado!
Anlaştık mı? DarıIma, prenses, ama benim bakışım kadın yaşIanır ve şişmanlar ama para her zaman aynı kalır.
Não se ofenda princesa mas, no meu modo de ver as mulheres ficam velhas e gordas, mas o dinheiro fica sempre igual.
- Tamam o zaman, anlaştık.
- Certo, de acordo.
Tamam o zaman, Tripolina'yı getireceğim, Evet, anlaştık o zaman.
Está bem, vou levar a Tripolina. Combinado, então.
Pekala, anlaştık o zaman.
Venha quando quiser.
Tamam, anlaştık o zaman.
Assim, estamos de acordo.
Anlaştık o zaman. Hadi el sıkışalım.
Por mim está tudo bem.
- Anlaştık o zaman.
- Combinado.
- O zaman anlaştık yani?
- Não.
O zaman anlastık.
Então, estamos perfeitamente de acordo.
Tamam o zaman. Anlaştık. Sakın oraya tek başına gitme.
Mas não vás lá abaixo sozinho, já te digo.
Anlaştık o zaman.
Então estamos de acordo.
büyükanne bundy yi içkili halde tankından çıkarmanın yanısıra tamam anlaştık o zaman.
O Steve culpa-te quando as peúgas dele desaparecem?
O zaman Koza'da anlaştık.
Aí vamos... com Cocoon.
Anlaştık o zaman.
Combinado, então.
Anlaştık o zaman.
Entre.
Eh o zaman, anlaştık.
Então, estamos combinados. Absolutamente.
Anlaştık o zaman. Sonra görüşürüz.
Está marcado o encontro.
Anlaştık o zaman.
Então fica combinado.
Tamam o zaman, anlaştık.
Está bem, é um acordo.
Anlaştık o zaman.
Então, estamos de acordo.
Ve eğer birimiz bir tezgahta diğerinin alışveriş yaptığını görürse, o zaman dönüp diğer tarafa yürür... anlaştık mı? - Evet.
E se uma de nós vir a outra a comprar a prenda, então vira-se e anda na outra direcção- - combinado?
Tamamdır o zaman. Anlaştık.
Pronto, está resolvido.
Anlaştık o zaman.
Está combinado.
Anlaştık o zaman.
Então, está decidido.
O zaman ödeştik diyeceğiz.Anlaştık mı?
Eu devolvo os frutos.
Anlaştık o zaman.
Combinado!
Anlaştık o zaman.
Nesse caso... sem dúvida.
O zaman, anlaştık mı?
Portanto, estamos de acordo?
o zaman 2152
o zaman sen 17
o zaman görüşürüz 43
o zaman ben 17
o zaman git 34
o zaman bile 16
o zamanlar 81
o zaman konuşuruz 17
o zaman sorun yok 23
o zamandan beri 75
o zaman sen 17
o zaman görüşürüz 43
o zaman ben 17
o zaman git 34
o zaman bile 16
o zamanlar 81
o zaman konuşuruz 17
o zaman sorun yok 23
o zamandan beri 75