Ona bir şey olmaz tradutor Português
165 parallel translation
- Ona bir şey olmaz beyler.
Oh, ela está bem, pessoal.
Onun işleri filan var. Ona bir şey olmaz.
Bem, ele tem os negócios dele, vai ficar bem.
Ona bir şey olmaz. Dönüş yolunu bulur.
Ele encontrará o caminho de volta.
- Ona bir şey olmaz.
- Ele fica bem.
- Ona bir şey olmaz.
- Ele não me vai abandonar.
Ona bir şey olmaz.
Ele vai ficar bem.
Ona bir şey olmaz.
O Al aguenta.
Adamınız Fallon elimizde, dediğimi yaparsanız ona bir şey olmaz.
Temos aqui o vosso rapaz Fallon e ficará bem se fizerem o que eu disser.
- Ona bir şey olmaz.
- Ele não se magoa.
Ona bir şey olmaz değil mı?
Ela vai ficar bem?
Ona bir şey olmaz.
Não lhe vai acontecer nada.
- Ona bir şey olmaz. Bir hurma al.
Deixa-o. come uma tâmara.
- Ona bir şey olmaz.
- Ele vai ficar bem.
Ona bir şey olmaz.
Sem problemas.
Yok canım, ona bir şey olmaz. Tamam.
Não, deve estar tudo bem!
Ona bir şey olmaz.
Ele vai aguentar.
Ona bir şey olmaz.
Não há-de ser nada, verás...
Yoo. Ona bir şey olmaz.
Não, ele fica bem.
Ona bir şey olmaz.
Ele estará bem.
Ona bir şey olmaz.
Ela fica bem.
Ona bir şey olmaz.
- Ela não se magoaria.
- Nasıl ona bir şey olmaz.
- Mas como não se magoaria?
Ona bir şey olmaz.
Ficará insuportável.
- Ona bir şey olmaz.
- Ela está bem.
- Bir derdin mi var? - Ona bir şey olmaz.
- Há algum problema?
Her neyse, kediler dokuz canlıdır, ona bir şey olmaz.
Os gatos têm nove vidas. Ele safa-se.
Ona bir şey olmaz.
Ele está bem.
Dadısı burada, ona bir şey olmaz.
A babá está aqui.
- Ona bir şey olmaz.
- Ela ficará bem.
Ona bir şey olmaz Aang. Katara ne yaptığını bilir.
Ela vai ficar bem, Aang, a Katara sabe o que está a fazer.
Ona bir şey olmaz.
Ela ficará bem.
Ona bir şey olmaz.
Tenho a certeza que está bem.
Ona bir şey olmaz.
- Ele fica bem.
Ona bir şey olmaz. Bundaki geçit kontrol konsolunu kullanmayı biliyor musun?
Sabes marcar o DHD, desta coisa?
O nereye giderse gitsin, ona bir şey olmaz.
Ele ficará bem, onde quer que vá.
Ona bir şey olmaz.
É melhor que isto seja bom.
Ona bir şey olmaz. - Sadece öğle yemeği arıyor.
- Só foi buscar o almoço.
Jim'in hatırına umarım, su soğuk değildir. Oh, ona bir şey olmaz.
Espero que a água não esteja fria pra sorte do Jim e ele sobreviverá.
Yüzde beş gibi. Belki yedi. Ona bir şey olmaz.
Cinco porcento, talvez sete.
Evet, evet. Ona bir şey olmaz eminim.
Estou certo que ele está bem.
Bir şey olmaz ona.
Ele está bem.
İnşalah ona bir şey olmaz!
Por favor, que não lhe aconteça nada.
Olmaz! Eğer başka bir şey dersem "ona buradan kaç dediğimi" anlar. Aradıktan hemen sonra gelir mi?
- Se disser mais alguma coisa além do que ele me disse, é o sinal para fugir.
Bir şey olmaz ona.
Ele vai ficar bem.
Ona bir şey olmaz.
Ela estará bem.
Bir şey olmaz ona.
- Ele foi atingido?
- Ona bir sey olmaz.
- Ela vai ficar bem.
Bir şey olmaz ona!
Vai sair-se lindamente!
Bir şey olmaz ona.
- Ele fica bem.
- Casey ne olacak? - Bir şey olmaz ona.
- Ele fica bem.
Ona bir şey olmaz.
Ele ficará bem.
ona bir baksana 17
ona bir bak 81
ona bir şans ver 27
ona bir bakın 27
bir şey olmaz 235
ona benziyor 29
ona baksana 29
ona bakma 38
ona bak 134
ona bayılıyorum 21
ona bir bak 81
ona bir şans ver 27
ona bir bakın 27
bir şey olmaz 235
ona benziyor 29
ona baksana 29
ona bakma 38
ona bak 134
ona bayılıyorum 21