English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ O ] / Oraya geç

Oraya geç tradutor Português

166 parallel translation
Bill, oraya geç.
Bill, vai para ali.
Kitaplığın oraya geç!
Vá para junto dos seus livros!
Oraya geç ve otur, ulan.
- Não conseguirão escapar.
Pekala, simdi su arabanin oraya geç bakalim.
Muito bem, encoste-se ao carro.
Gel, içeri gel, oraya geç.
Entre e fique ali junto das outras.
Tamam, herşey yolunda. Oraya geç.
Está tudo bem, fique aí.
- Oraya geç.
- Ponha-as aí.
Oraya geç ve bir yere kımıldama.
Põe as mãos aí e não se mova.
Oraya geç.
Entrem lá.
Ne oldu? Oraya geç kalamayız.
Não podemos ficar aqui tão tarde.
Oraya geç.
Afaste-se.
Oraya geç ve çocuklarının yaşgünü kutlamasına katıl.
Vai para ali e ajuda os teus filhos a festejar o aniversário deles.
Kapıyı kapat ve oraya geç!
Fecha a porta e vai para além!
O ölüyor! - Oraya geç!
Vai lá!
- Oraya geç ve bacaklarını aç.
Para ali! Afaste pernas e braços!
Oraya geç ve sik.
Vai lá e trepe.
Seven, dümenin oraya geç.
Sete, saia do leme.
Oraya geç.
Vai para ali.
Peki üniformalı ol, oraya geç.
Está bem. Podes ficar fardado, mas vai para ali.
- Oraya geç ne? - Oraya geç şimdi.
- "Vai para ali" e quê?
- Oraya geç...
- Vai para ali já. "Vai para ali..."
Oraya geç.
Ponha-se aí.
Haydi çocuklar. Oraya geçin. Geç kaldınız.
Vamos lá, crianças, para lá, estás atrasada!
Gerçekten mi? Birinci tiyatro mu ikinci mi? Oraya beş saat geç varacağım!
Sério 1 ª ou 2ª casa Chego lá 5 horas atrasado!
- Duydun, oraya geç. Geç hadi.
Marcello!
Geç oraya.
Para ali.
Haydi, geç oraya.
Vamos, sente-se!
Çünkü insanlar nereye giderse gitsin, er ya da geç, kanun oraya gelir.
Porque, onde quer que as pessoas vão, cedo ou tarde, haverá lei.
Oraya gelince biraz dikkatli olman gerekiyor. ve Ferrariden geç fren yapabilirsin orda.
Tem cuidado ao entrar na dobra e podes travar mais tarde que o Ferrari.
Sanırım er ya da geç Gauche oraya gelecektir.
O Gauche aparecerá por lá mais cedo ou mais tarde.
Oraya geç.
Vem cá.
Geç oraya otur.
Sente-se.
Bugün oraya gittiğim için geç kaldım.
Cheguei tarde porque passei por lá hoje.
Jaime. Geç oraya.
Jaime, vai para ali!
- Lütfen uzaklaş oradan! Hadi hadi! Geç oraya!
Vá vamos, aqui ao meu lado.
Erkekler genelde daha geç geliyor, çünkü çalışan kızların oraya varmasını bekliyorlar.
Os rapazes chegam normalmente mais tarde, porque ficam à espera das miúdas da noite.
Oraya gelip onu görmem lazım, ama geç kalacağım, çünkü burada kayboldum.
Estou para aqui perdido...
Geç oraya.
Mexe-te.
Oraya geç!
- Vá para ali!
- Geç oraya.
- Agora.
Geç oraya!
Já para a cama!
Yerinize oraya gidecek bir salak bulamadığınız sürece kaçmaya çalışmak için biraz geç kaldınız.
Só se arranjar um idiota para ir no seu lugar.
Maalesef, General Chang trafiğe takılacak ve füze liderlerinizi öldürdükten sonra oraya ulaştığında, hava kuvvetlerinin tüm İngiliz filosunu batırmasını engellemek için çok geç olacak.
Infelizmente, o Gen. Chang ficará retido no trânsito, chegando logo após o míssil ter morto os vossos chefes, e tarde demais para impedir a Força Aérea de afundar toda a frota inglesa.
Onu Atina'da alabilirsin ama oraya vardığımızda, çok geç olmuş olacak.
Podes arranjá-la em Atenas, mas quando lá chegarmos, será tarde demais.
Oraya öğleden sonraları veya gece geç vakitler giderdi.
Ia lá de tarde ou já muito tarde, quando não tinha de tocar as notas normais.
Oraya gitmek için geç kaldınız.
Já não vai chegar a tempo.
Acaba oraya gitmek için çok mu geç oldu?
Será muito tarde para ir lá?
Geç oldu, biliyorum. Ama oraya gitmek zorundayım.
Eu sei, é tarde, mas tenho que ir.
Çok... Geç oluyor. Gel oraya.
Vamos, está a ficar tarde.
Oraya işimden dolayı bazen geç ulaşabiliyorum ama cidden...
Eu chego tarde por causa do trabalho, mas na realidade...
Oraya bir an önce gitmezsek çok geç olabilir.
Mas, se não chegar logo lá, será tarde demais.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]