English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ O ] / Oyuncaklar

Oyuncaklar tradutor Português

1,754 parallel translation
Bay Magorium bir zamanlar Napolyon için oyuncaklar yapmış Abraham Lincoln'ü seksekte yenmiş ve tepetaklak durarak geçirdiği zamanın kaydını da tutmuştu.
O Sr. Magorium fez brinquedos para o Napoleão. Ganhou ao Abraham Lincoln a jogar à Macaca, e tem o recorde actual de estar de cabeça para baixo.
Stokumuzda bulunan tüm oyuncaklar buradadır.
Isto... tem todos os brinquedos que temos em armazém.
Ama oyuncaklar hâlâ sinirli.
Mas o Einstein continua chateado.
Yataklar, oyuncaklar, duvarlar, her şey çok eskiydi.
As camas, os brinquedos, a decoração, tudo era muito mais antigo.
- Çocuklara oyuncaklar.
- Para que as crianças as apanhem.
Bir de şu tarafından bak : Eski oyuncaklarınla oynamak için bahanen hazır.
Vê isto assim, tens uma desculpa para brincar com os teus velhos brinquedos.
Çocukların istediği oyuncakların hepsi el yapımı.
Todos os brinquedos que as crianças pedem são feitos à mão pelos duendes.
Büyüyen çocukların ihtiyaçları ve daha komplike oyuncakların çıkması yaptığınız işin başarısını her geçen yıI daha da geriye düşürüyor.
Exigências cada vez maiores das crianças e a construção de brinquedos complicados estão a deixar a vossa operação mais atrasada a cada ano que passa. É simplesmente insuficiente, Mr. Claus.
Ama bunlar, çocukların istediği oyuncaklar değil ki.
É, Fred, mas não foi isso que as crianças pediram.
Krotchy oyuncakları? - Evet
Bonecas Krotchy?
C grubu toplanın.. .. ve oyuncakları depodan alın.
O grupo C faz rappel até ao chão e leva as bonecas do armazém.
E grubu çevreyi kontol edip.. zekamızı gösterin. Başka bir örgüt oyuncaklar için burada olabilir.
O grupo E deve controlar o perímetro dado que as nossas informações indicam que outra organização pode também andar atrás das bonecas.
Çinden gelen kargoda.. .. tüm Krotchy oyuncaklarının olmasından mutluyum.
Estou feliz que aquele cargueiro se tenha ido na China com todas as bonecas,
O zaman, Kuzey Amerika'daki biz insanlar bu oyuncakları sadece burada satacağız.
E que nós sejamos as únicas pessoas na América do Norte a ter as bonecas Krotchy á venda.
Sakladığınız Krotchy oyuncaklarım nerede?
E onde é que vamos esconder as minhas bonecas?
Neden Krotchy oyuncaklarına ihtiyacımız var?
É por isto que precisamos das bonecas Krotchy.
Eğer bu oyuncaklar.. Amerika'ya dağıtılıyorsa, orada ölüm ve yok olma vardır kavrayabildiniz mi?
Se estas bonecas forem distribuidas pelos Estados Unidos irá haver morte e destruição sem compreensão possível!
Evet, 6 yıl Sophie'nin oyuncaklarıyla lüks bir yaşam sürdüm.
Sim, jogar aos blocos com a Sophie os últimos seis anos foram um luxo.
Çocuğunuz oyuncakları seviyor değil mi?
Bem, o seu filho gosta dos brinquedos?
Hepsini, bütün oyuncakları da.
Todos eles, todos os brinquedos.
- Oyuncakları kullanarak yapmıştım.
Fiz com os brinquedos.
Bu yüzden, bunu yapmaları için Mimzy gibi oyuncaklar üretmişler.
Por isso construíram bonecas para o fazer...
Amerikan oyuncaklarını kullanmayı pek bilemem.
Não sou bom com brinquedos Americanos.
MILLIE : Randy, hayatım, Diğer oyuncakların için yukarı gelirmisin?
Randy, podes subir para buscar o resto dos brinquedos?
Çocuk oyuncakları gittikçe pahalılaşıyor.
os brinquedos para crianças cada vez são mais caros.
Çünkü senin başlama çizgine şu küçük Tonka oyuncaklarından bırakmış olurdum. - Tonka.
Pois eu deixava o teu carrinho de brincar estragado se fossemos competir.
Bütün bu oyuncakları mı?
Os teus brinquedos todos.
Josh... Biliyorsun, bu oyuncaklar hiç de ucuz değil.
Josh, estes brinquedos não são baratos.
İşte burası nükleer gücün geldiği radyoaktif çekirdek. Hepsi siz oyuncaklarınızı şarj edebilin diye.
Este é o núcleo radioactivo, de onde vem a energia nuclear, para que vocês possam jogar nas vossas arcadas de Pac-Man.
- Oyuncaklarım.
Os meus brinquedos.
Oyuncaklarını dağıtıyorum.
Tiramos os teus brinquedos.
Oyuncaklarını da koydunuz mu? Sos?
Também tem os brinquedos dele ai dentro.
Saat erken, ama Jackson'a bu oyuncakları getirdim.
Olha, sei que é cedo, mas quis vir entregar estes brinquedos para o Jackson.
Bak, harika bir seks hayatımız olduğunu düşünüyorum ve beni mutlu etmesi için seks oyuncaklarına veya erotik aksesuarlara ihtiyacım yok.
Olha, eu acho que nós temos uma vida sexual maravilhosa e não preciso de brinquedos nem acessórios sexuais para me satisfazer.
Sanırım bu işi yapan her kimse arkada Danny'nin oyuncaklarını görünce... işinin daha bitmediğini düşünmüş, ve işi bitirmek için dışarıya çıkmış.
Quem fez isto, deve ter visto os brinquedos do Danny no quintal, pensou que o trabalho não estava terminado e foi lá fora acabá-lo.
Elliot'ın aldığı yeni oyuncakları görmelisin. Muhteşem.
Devias ver os brinquedos fantásticos que a Elliot comprou.
Yani, Joshie'nin Transformers oyuncakları, Bella'nın bebek kolleksiyonunu da mı?
Os Transformers do Joshie e a colecção de bonecas da Bella?
Tüm oyuncaklar burada.
Todos os brinquedos estão aqui.
Hoşnut görünmezsen oyuncaklarını da kaptırırsın.
Mais ainda. Ela também vai ficar com os vossos brinquedos.
Bu adam üçüncü katta yetişkin oyuncakları satıyor.
ele vende brinquedos para adultos no 3º andar.
Seks oyuncakları.
são brinquedos sexuais.
Anlıyorum, seks oyuncakları satıyorsun!
estou a ver, estás a vender brinquedos sexuais!
Sence bu da Ava Brandt'in oyuncaklarından biri mi?
Achas que é outro dos brinquedos da Ava Brand para roubar lojas?
Oyuncaklar var.
Há brinquedos.
Tamam, Sanırım sen yeni aileni, oyuncakları, ve köpeği istemiyorsun.
Está bem, parece que não queres uma família nova, brinquedos, e um cachorrinho.
Eve et götürmekten çok oyuncaklar ile ilgiliydiler.
Estavam mais interessados nos brinquedos do que em levar carne para casa. Onde você estava, na altura do ataque?
Çok hoş bir şekilde.. masamdaki oyuncaklar düzeltirlerdi.
Eles costumavam arrumar os brinquedos de forma bem engraçada...
Yanında kaldım, sana oyuncaklar verdim, şarkı söyledim.
Dormia cá, dava-te brinquedos, cantava para ti.
Oyuncaklarımızı mı alacak?
Ele vai levar os nossos brinquedos?
Oyuncaklarım da var. Evet, Noel vakti geldi.
Sim, é Natal.
Evet. Onlar benim seks oyuncaklarım.
- Sim, são os meus brinquedos sexuais.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]