Oyuncular tradutor Português
2,700 parallel translation
- Yüksek düzeydeki oyuncular bunu yapabilir.
- Só os jogadores de alto nível o fazem.
Tüm bu oyuncuların hikayeleri hüzünlü bitiyor.
Todas estas histórias de actores têm um fim triste.
Çünkü oyuncular, jakuzileri oyun sonrasında kullanıyorlar.
Por que só usam a banheira depois do jogo.
Oyuncular, her zaman böyle şeyler kullanır.
Aqueles jogadores estavam sempre com inveja.
Oyuncuların hepsi, ilaç almadıklarını söyledi.
Nenhuma das jogadoras confirmaram que receberam algum tipo de injecção.
Küba hükumeti her gün insanları postalarken El pulpo'ya oyuncularımın hanımlarıyla ilgilensin diye para mı vereceğim?
Paguei ao El pulpo para tratar da namorada do meu jogador, quando o governo cubano mata gente todos os dias?
Yankees oyuncularında da böyle oluyor işte.
- Com os Yankees é a mesma coisa.
Demek kumarbaz önce karşı oyuncularını ölçüyor.
O teu lado jogador. A pôr os jogadores à prova.
Her oyunda salaklar ve oyuncular vardır, kardeşim.
- Há paspalhos e vencedores em tudo.
Sorun şu ki oyuncuları bulamıyorum.
O pior é que os actores secundários não apareceram no estúdio de gravação.
Ama tatlı yerken bana White Sox oyuncularına rüşvet vererek Dünya Serisi'nde şike yapmayı teklif etti.
Mas para sobremesa, sugeriu-me adulterar a World Series subornando os jogadores dos White Sox.
Futbol oyuncuları için dansın yarı fiyatına olduğunu biliyor muydun?
Sabe, danças para jogadores de futebol são a metade do preço.
Evet. Ama biz futbol oyuncularıyız.
Certo... mas somos jogadores de futebol.
Koç Daniels, adını okuyacağım oyuncuları ofisinde görmek istiyor.
O treinador Daniels quer os seguintes jogadores no seu gabinete...
Nasıl oluyor da katilimiz başka birinin hayatındaki tüm oyuncuları bilebiliyor?
Como é que o assassino conhecia os intervenientes da vida de outra pessoa?
" Oyuncuların yaramaz koca adamlar olmamayı...
"Desde o tempo em que os jogadores no entanto, teve cuidado de não ser..."
Siz futbol oyuncuları salgın başlattınız!
Vocês, jogadores de futebol, começaram uma epidemia.
Oyuncular ağır taşları daireye, ya da "eve" doğru kaydırırlar. Takım arkadaşları da taşın önünü özel bir süpürge ile silerek yönünü ve hızını kontrol eder.
Os jogadores deslizam as grande pedras para perto do círculo, ou "casa", enquanto os colegas de equipa controlam a direcção e velocidade da pedra varrendo em frente da pedra com uma vassoura especial.
Futbol oyuncuları en kötüleri!
Os jogadores de futebol são os piores!
Bu bölge sadece gerçek oyuncular içindir.
Esta zona é apenas para jogadores a sério.
Defans oyuncuları asla ilk turda seçilmez.
Os linebackers nunca são escolhidos na primeira ronda.
Sadece futbol oyuncuları.
Apenas jogadores de futebol.
En azından oyuncular iyidir.
Mas os actores eram bons.
Lakros oyuncularıyla iletişim kurmayız.
Não nos misturamos com jogadores de lacrosse.
Lakros oyuncuları, futbol oyuncuları kadar yetenekli değildi ama bu atletik yeteneksizliklerini iyi görünüşleri, muhteşem saç şekilleri ve babacıklarının paralarıyla telafi ettiler.
Os jogadores de lacrosse não eram tão talentosos como os de futebol, mas o que lhes faltava em proeza atlética, era compensado com as suas boas aparências, cabelo esplêndido, e o dinheiro dos papás.
24 yıl boyunca, futbol ve lakros oyuncuları kampüste birlikte yaşadılar bu geceye kadar!
Durante 24 anos, o futebol e o lacrosse conviveram pacificamente nesta universidade até esta noite.
Moran ve Shilo'dan hepinizden ettiğim kadar nefret ediyorum ama yine de futbol oyuncuları onlar ve bu da saygı gerektiriyor! - Evet!
Odeio o Moran e o Shilo tanto como qualquer um de vós, mas são jogadores de futebol, e isso exige respeito!
O dildoları da alıp, lakros oyuncularının kafasına takacağız!
E vamos pôr dildos na cabeça dos jogadores de lacrosse! - Sim!
O lakros oyuncularını ben hallederim.
Eu trato desses jogadores de lacrosse.
- Hâlâ bilinmeyen sebeplerden savaş sırasında, lakros oyuncuları kendilerini cinsel açıdan inanılmaz derecede engellenmiş buldular.
- Virgindade? - Por razões ainda desconhecidas, durante a guerra, os jogadores de lacrosse deram por si bastante frustrados a nível sexual.
Sadece yazarların, oyuncuların ve yönetmenlerin yemek listelerinin ayarlanmasını içeren konuşmalar...
Não, muita conversa sobre convites para comer ou beber com autores e realizadores.
Marihuana oyuncularının orayla bir bilgisi var mı bakın bakalım.
Vejam se há uma linha de traficantes de marijuana naquela área.
"Two and a Half Men" oyuncularını burada ne işi var?
Ei, o que faz aqui o elenco de "Dois Homens e Meio"?
Şimdide, oyuncular, sorgulanan olayı sergiliyorlar.
Agora, actores, recriem o incidente em questão.
Diğer oyuncuları bilmiyorum.
Não conheço o elenco.
Sen hala en değerli oyuncularımın gizli kimliklerini biliyorsun.
Continuas a saber as identidades secretas de todos os meus mais valiosos jogadores.
Alınma ama Marshall gibi satranç oyuncuları için profesyonel birine ihtiyacım var.
Sem ofensa, mas, com um tipo como o Marshall, preciso de um profissional.
Büyük oyuncular.
É coisa grande.
Yaraları, genellikle beysbol oyuncularında görülen türden.
Este tipo de ferimento é mais comum em jogadores profissionais de basebol.
Bilirsiniz işte, hani oyuncular aniden yere yığılırlar ya.
Como quando um jogador de baseball não acerta uma.
Sahneyi dolduran oyuncularız.
Os actores que complementam o palco.
Büyük kadın oyuncuların, portatif daktilon, çaresiz kız kuruların.
E às tuas senhoras distintas, à máquina de escrever e às solteironas desesperadas.
Baksana, oyuncularını renkli kalemlerinle boyayabiliyorsun bile.
Podes pintar os jogadores com os teus lápis.
Gizem şirketi oyuncularının
Mas a Mistérios S / A não acabou
Oyuncular evlerine nasıl dönecek peki, Rhonda?
Como é que suposto os jogadores voltarem para casa, Rhonda?
Adamlarım bu kuralları cennet, cehennem ve ötesi için uyguluyor. Gördüğümüz bazı oyuncular için bu gerekiyor.
E o meu soberano decretou isso aqui nestas premissas contra o inferno, o céu e o que está além deles... como sendo necessário por causa de alguns jogadores que cá vêm.
Oyuncular hakkında fikir : Ashton ve Demi.
Uma sugestão para o elenco, o Ashton e a Demi.
Her takım en güçlü oyuncularını ön plana çıkartır.
Todas as equipas tentam exibir os seus melhores jogadores.
Çok ciddiyim Blossom'ın oyuncularından daha çok yelek giyiyorsun.
Quero dizer, a sério, usas mais coletes que o elenco de Blossom.
Koçlar koçluk yapar, oyuncular da oynar.
Os treinadores treinam, e os jogadores jogam.
- Oyuncuların yıllığına mı?
- Na revista Playboy?