Pesin tradutor Português
809 parallel translation
Bir aylik kirayi pesin ödedim.
Dei-lhe um mês de renda adiantada.
Parayı peşin almaktan vazgeçirdim.
Tirei-lhe essa ideia da cabeça.
Peşin peşin söyleyeyim, evde yumruklarını kendine saklayacaksın.
Cuidado, nada de batalhas em casa!
- Peşin.
- Adiantados.
Peşin ödenmiş, ve 1 saat içinde getirilecekler.
Totalmente pago, e eles entregam dentro duma hora.
800 dolar peşin ödedim, daha şimdiden şu haline bak.
Paguei 800 dólares em dinheiro pelo carro, e olha só para ele.
Peşin peşin bunu mesele yaptığım için kendimi aptal gibi hissediyorum.
Sinto-me um palerma por ter causado tanta confusão.
- Biliyorsunuz, bir tavşanın peşin- -
- Sabe, eu estava seguindo...
- Peşin paraya bile yoktu.
Não senhor. Nem mesmo por dinheiro vivo.
Salatalık olmaması çok canımı sıktı. Peşin paraya bile yokmuş.
Estou muito desgostoso, Tia Augusta... por não haver pepino, nem sequer com dinheiro a pronto.
Peşin para almaya devam ettikçe atlar gelmeye devam edecektir.
As entregas serão tantas quanto dinheiro vivo entregar, também.
35 sent bayım. Peşin alayım.
35, senhor, pague agora.
Paranın yarısının peşin ödendiğini söylemiştin. Kurnaz biri hemen yolu tutardı.
Se os federais nos apanhassem antes poderia dar-se uma situação internacional muito chata.
- Bayan Castle peşin aldı.
- Sim. - A uma tal de Castle, tem dinheiro.
Bu durumda günde 2 $ peşin. - Ya at için?
Nesse caso, serão dois dólares por dia adiantados.
Parayı peşin alırlar... tüfekli adam 5000, diğeri 2500 dolar alacak.
Vão ser pagos antecipadamente... Cinco mil para o da espingarda, 2.500 para o outro.
Ama eğer bu adamlar parayı peşin alıyorsa işi yapacaklarından nasıI emin olabiliyorsun?
Mas ouvo, Johnny, se esses dois tipos são pagos adiantadamente... Como sabes que eles vão cumprir com as suas tarefas?
$ 100 peşin alırım.
$ 100 com antecedência.
- Para mı demek istedin? - Evet, peşin para.
- Refere-se ao dinheiro?
Her halükârda, peşin ödeyeceksin.
De qualquer modo, você paga com antecedência.
Hayır, tamam değil. peşin öder misiniz?
Não, não está tudo bem. Por gentileza, têm de pagar adiantadamente.
Peşin ödeme, elbette.
Antecipadamente, é claro.
Ama yarısını peşin almak zorundayım.
Oh, Um dólar e meio, adiantado.
Ya bana ücretin yarısını peşin ödemezsen davanı almam dersem?
E se eu só o defender se me der metade do pagamento?
Peşin!
E pagas já!
Bu tip mesailer peşin ödenir!
Ele devia pagar-te em dinheiro.
- Peşin 1000 frank.
- De acordo. - E mil agora.
Peşin çalışırlar.
É um negócio do caraças.
Başka bir yerde çantasız kalınca para peşin alınır.
- Isto nunca vi. Em qualquer outro lugar, quando não se tem bagagem paga-se adiantado.
Üç aylık peşin.
Três semanas de antecedência.
Hayır, peşin ödeyeceğim.
Não, não, pago já.
- Peşin ödedim. - Fişiniz?
- Paguei em dinheiro.
Fiş almadım ama peşin ödedim.
Não me deram recibo, mas paguei em dinheiro.
- Para peşin.
- Adiantado.
Peşin olarak, 30 ryo alayım.
Dá-me um adiantamento de 30 ryo.
Sıfırdan başlamak ve peşin ödemek, Catherine'in temel ilkesiydi.
Recomeçar do zero e pagar à vista era para Catherine a base da sua fé.
Mallar peşin para öyle ucuz ki, şahane.
Como tudo é barato quando se pode pagar em dinheiro...
Peşin ödeyeyim.
Pago adiantado.
"Peşin öde", sloganım budur.
Pague ou largue, é o meu lema. É tudo uma questão de dinheiro.
- Hadi. Paralar peşin.
Pagamento imediato.
Üçte biri peşin, gerisi aftan sonra.
Indultos concedidos em apenas 15 dias.
300 dolarını peşin isterim.
Fico com 300 dólares como adiantamento.
Çırakları dün gece uyandırıp bir aylık ücretlerini peşin ödemiş.
Acordou-os ontem à noite, e pagou-lhes os salários do mês.
Başlamadan önce, peşin olarak ödeme yapmanı istemek durumundayım.
Antes de começares, tenho que pedir-te que pagues adiantado.
Peşin ödeme.
Dinheiro. Na mesa.
Bu civarda mezarlıklar iyi birer yatırımdır tabi eğer sana peşin ödeme yapılırsa.
Os cemitérios são um bom investimento nesta área se puderes começar a pagar adiantado.
Bir şartla, her kes peşin öder.
Com uma condição - toda a gente paga em dinheiro.
- Ama parasını peşin ödedim.
Mas eu já a paguei.
Ama peşin ödeyecek biri gelirse çıkarsın.
Bom, bom... Mas se chegar um cliente que pague, você se muda!
Para peşin.
Pagamento adiantado.
Ayrıca üç aylık peşin verdi.
Tudo o que nos deviam e mais três meses.