Savaş ve barış tradutor Português
140 parallel translation
Bazılarınız hiç öğrenemeyecek çünkü savaş ve barış zamanlarında bir centilmen ve sportmen olmak için eğitildiniz.
Outros jamais aprenderão. Você foi educado para ser um cavalheiro... na guerra e na paz.
- Savaş ve Barış.
- Guerra e paz.
Fakat hiçbiri, çocukken grip olup yatağa düştüğümüz zamanlardaki muhteşem kitaplar gibi değil. Üç Silahşörler, Yirmi Yıl Sonra, Savaş Ve Barış.
Mas nada como aqueles grandes livros da nossa infância que líamos quando estávamos com gripe! eram romances!
İmparator'un savaş ve barış arasında nihai bir kararın verileceği bir tarihi kabul etmesine... inanmak oldukça güç.
É difícil acreditar que o lmperador concordou em marcar um prazo para a decisão final entre a guerra e a paz.
- Savaş ve Barış gibi.
- Tipo "Guerra e Paz"...
Savaş ve barış arasındaki ince keskin hatta, evden uzakta, Bay ve Bayan Henry, Amerikalılar, Bir 1941 Ocak gecesinde uyuyorlar.
No fio da navalha da geografia, entre a guerra e a paz, longe de casa, o sr e a sra Byron Henry, americanos, na noite de núpcias numa noite de Janeiro de 1941.
"Savaş ve Barış" adlı kitabı, orjinal adı olan "Savaş : Ne İşe Yarar?" diye yayımlansaydı acaba yine çok beğenilir miydi, bilmiyoruz.
Embora haja dúvidas sobre se Guerra e Paz teria a aceitação que teve, se tivesse sido publicada com o título original :
Bay Lippman, Metresi "Savaş ve Barış" olsun diye ısrar etmiş.
Mr. Lippman. Foi a amante que insistiu
Savaş ve Barış.
Guerra e Paz.
Şimdi vakit geçirmek için Savaş ve Barış'ı okuyorum.
Sim. E agora estou a ler a Guerra e Paz por prazer :
Ben eve gidip Savaş ve Barış'ı bitireyim.
Acho que vou para casa acabar a Guerra e Paz.
"Savaş ve Barış."
'Guerra e Páz.'
Savaş ve Barış'ın aslında adının Savaş-Ne İşe Yarar olduğunu biliyor muydun?
Sabias que o título original de Guerra e Paz era : Guerra. ; para que serves tu?
Duyduğum kadarıyla Savaş ve Barış orjinal isminde basılmak üzereyken vazgeçilmiş Savaş-Ne İşe Yarar?
- Pois é! Embora haja uma dúvida sobre se Guerra e Paz teria sido o sucesso que foi se tivesse sido publicado sob o título original : Guerra, para que serves tu?
Tanrım Laura, bu bir barış şahidi olacaktı. Savaş ve Barış değil.
Laura, isto são testemunhos para Paz, não Guerra e Paz.
- Savaş ve Barış değil sadece yerçekimi kanunu. Hayır, hayır, düşüp kafanı kırdığın zaman yerçekimi kanunu olur.
Não, não, a definição de gravidade é que quando cais de cabeça ela parte-se.
Tolstoy Savaş ve Barış ve Anna Karenina'yı yazarken...
Enquanto Tolstoy começava a escrever Guerra e Paz e Anna Karenina...
"Savaş ve Barış." gibi bir şey isteseydim gidip William Shakespeare'i işe alırdım.
Se eu quisesse guerra e paz teria contractado o maldito William Shakespeare.
Kim tuvalette Savaş ve Barış'ı okur?
Quem lê Warand Peace na casa de banho?
On tane öykü hiç de "Savaş ve Barış" sayılmaz.
É verdade. Dez curtas novelas nem se comparam ao "Guerra e Paz".
Moskova'daki FAPSI binasının kütüphanesindeki birinci baskı Savaş ve Barış'ın içinde.
Dentro de uma primeira edição de "Guerra e Paz" na biblioteca dos serviços técnicos na sede da FAPSI em Moscovo.
Savaş ve Barış'ı denedim ama bitiremedim.
TENTEI LER "GUERRA E PAZ", MAS NÃO CONSEGUI TERMINÁ-LO.
Dobie'nin suç dosyası savaş ve barış gibi, Kite.
Dobie tem um cadastro do tamanho do "Guerra e Paz", Kite.
"Savaş ve Barış."
Guerra e Paz.
Savaş ve Barış.
- Guerra e Paz.
"Savaş ve Barışı okuyordu " ve çok güzel olduğunu, ve yine geleceğini söyledi. " derlerdi
Ele estava lendo Guerra e Paz e disse... que era muito bom e que queria renovar a retirada.
Savaş ve barış hakkında karar verebileceğinizi mi sanıyorsunuz?
Acha que pode decidir o resultado da guerra?
Savaşla ve savaş söylentileriyle dolu şu günlerde barış ve güvenliğin hüküm sürdüğü, yaşamanın bir azap olmaktan çıkıp ebedi keyfe dönüştüğü bir yerin hayalini kurduğunuz olmadı mı hiç?
Nesta época de guerras e rumores de guerras... nunca sonharam com um lugar onde houvesse paz e segurança, onde viver não fosse uma luta, mas um prazer duradouro?
Şimdi savaşı ve barışı unut.
Agora esquece a paz e a guerra.
Eminim ki, bu silah savaşın sonlanıp, barışın gelmesinde ve ülkemizin tekrar birliğinde büyük katkı sağlayacaktır.
contribuirá para a vitória final e vai trazer paz e unidade para o país.
Sonra barış olacak... ve sonra yeni bir savaş.
Haverá paz... e depois, uma nova guerra.
Ve ona savaşı değil de barışı öğret. Bir kralın gerçek görevi olan barışı...
Mostre que é uma tarefa real, buscar paz, não guerras.
Hiçbirimiz savaş istemiyoruz. Ama bunun gerçekten bir hata olduğuna, düşmanca bir niyetiniz olmadığına... ve barış için bir şans olduğuna inandırmalısınız bizi.
Nenhum de nós quer uma guerra, mas temos de estar convencidos que se trata mesmo de um erro, que as suas intenções não são hostis e que podemos ter paz.
Barış zamanı ve savaş zamanı Donanma Filosu arasında kalmışsınız.
Está prestes a ficar preso no vazio, entre uma armada de tempo de paz e uma armada de tempo de guerra.
Barış ve kardeşlik yerine düşmanlık ve savaş isteyecek kadar çıldırmışlar.
Tão loucos que não querem paz e amizade, mas inimizade e guerra.
Savaş tehdidini destekleyen sınıflar, sınırlar ve denizlerdeki delilik birikiminden sorumludur, üstelik barışı koruma kisvesi altında!
Classes de apoio a ameaça de guerra, são responsáveis pela construção de loucura em mares e fronteiras sob o pretexto de manter a paz!
Savaş sanatları dünyasında barış ve fazileti sürdürmeliyiz.
Mantivemos a paz no mundo das artes marciais.
Jaresh-lnyo barış zamanında iyi bir Başkan olurdu ama bir savaşın içindeyiz ve O bunu anlamıyor.
Jaresh-Inyo seria um bom Presidente em tempo de paz, mas temos uma guerra em mãos, e ele parece não compreender isso.
Bende Barış ve Savaş kitabı kalınlığında kural bozucu var var.
Eu tenho o Guerra e Paz das violações de código.
Savaş, barış ve politikadan ben ne anlarım?
O que é que eu sei acerca da guerra e da paz e de política?
Barış demek insanları kendi bölgelerinde tutmak demek. Fakat savaş çıktı, ve hayat hiç böyle muhteşem olmamıştı.
Em tempo de paz, há que manter as pessoas nos seus lugares, mas depois rebentou a guerra e a vida... nunca mais foi tão boa.
Yarın akşama geliyor. Kraliyetçe karşılanacak, yemek... içmek vs. ve sonra Richelieu ve Kral ile savaş mı barış mı yapılacak, onu kararlaştıracaklar.
bebida... determinará se haverá guerra ou paz com a Inglaterra.
Savaş bittiğinde, gerçek barış geldiğinde Hokkaido'daki evime gideceğim ve o resmi bitireceğim.
Quando a guerra acabar e a paz voltar... voltarei para a minha casa em Hokkaido e acabarei aquele quadro.
- Savaş için bir zaman ve barış için bir zaman...
- Um tempo para guerra e para paz...
Savaş ilan edebilir veya barış yapabilir... ve çeşitli dalaverelerle... hoşlandığı her hangi bir toprak parçasını ele geçirebilir.
Pode declarar a guerra, ou fazer a paz. E mais surpreendentemente ela pode tomar qualquer parte do território que lhe interessar.
Bu savaşın sonucundan korkmamamız gerek. Özgürlüğün heyecan verici havasını solumandan barış ve güvenliğin rahatlatıcı atmosferini hissetmeden önce pek çok sevdiğimizi kaybedeceğiz, ve pek çok kalp acıyla atacak.
Não devemos temer o resultado final desta guerra, mas muitos vão morrer... e muitos corações se encherão de angústia, antes de podermos respirar a extasiante atmosfera da liberdade, e de sentir o doce conforto da segurança e da paz uma vez mais.
Barış ve mutluluğa savaş ilan ediyorum.
Declaro guerra à paz e felicidade!
Birinin çıkıp, Halka'yla barışı sağlayacağını ve... Yerdenizdeki savaşı sona erdireceğini. Farkındayım!
Que um mago surgiria, juntaria o amuleto, e acabaria com as guerras em TerraMar.
Savaş, barış ve Marvel'in s * kik çizgi romanları arasındaki farkı biliyor musun acaba?
Sabes a diferença entre o "Guerra e Paz" e a porra duma banda desenhada da Marvel?
Savaş ve şiddet yerine Darius işbirliği ve barış öneriyordu,
Em vez da guerra e da brutalidade, Dario oferecia paz e cooperação.
Biraz bayat gelebilir ama sanki dünyaya yaratıcı enerji fışkırtıyordum. Ve diğer insanların enerjisiyle birleşiyordu Sonra savaş yoktu, Barış vardı.
Isto vai parecer irónico, mas senti-me a emanar energia criativa para o mundo, e encontrava-se com a energia dos outros, e não havia guerra, só paz.
barış 205
savaşçı 50
savaş 353
savaşçi prenses 68
savaşçı prenses 29
savaşın 42
savaşçılar 32
savaşa 30
savaşta 41
savaşlar 27
savaşçı 50
savaş 353
savaşçi prenses 68
savaşçı prenses 29
savaşın 42
savaşçılar 32
savaşa 30
savaşta 41
savaşlar 27
savaş var 18
savaş tanrısı 21
savaşacağım 16
savaş mı 39
savaş başladı 22
savaş bitti 121
savaşacağız 28
savaştan sonra 47
savaştayız 44
savaşalım 20
savaş tanrısı 21
savaşacağım 16
savaş mı 39
savaş başladı 22
savaş bitti 121
savaşacağız 28
savaştan sonra 47
savaştayız 44
savaşalım 20