Savaşacağız tradutor Português
675 parallel translation
Gölün üstünde savaşacağız!
Vamos combater no lago.
Hükümet, "Nazi'lerle savaşacağız. bizi katılın." dedi
O governo disse : "Queremos homens para combater os nazis. Alistem-se hoje." Por isso, alistei-me.
Bundan sonra kısasa kısas savaşacağız.
Vamos combater o fogo com fogo.
Cephanemiz biterse, neyle savaşacağız?
Se ficarmos sem munições, com que vamos lutar?
Onlarla savaşacağız.
Deixa-os acusarem-te. Nós combatê-los-emos.
Dayanmaya çalışacağız ve son adamımız ölünceye kadar savaşacağız.
Vamos lutar até ao último homem.
Ya birlikte savaşacağız ya da birlikte yarıp geçeceğiz..
Lutamos juntos ou nos salvamos juntos.
- Savaşacağız.
- Combatêmo-los.
Savaşacağız.
Lutaremos!
Sonuna kadar savaşacağız.
Sim. Lutaremos até ao fim.
- Sonuna kadar savaşacağız.
- Lutamos até ao fim.
Sizin için savaşacağız.
Lutaremos pela senhora.
Yarın savaşacağız.
Lutaremos amanhã.
O kadar çok altının ve gümüşün olduğunu bize söylememeliydin çünkü artık, onların hepsi bizim olana dek daha şiddetli savaşacağız.
'Não devia ter-nos contado... sobre sua fortuna em ouro e prata. Agora lutaremos com mais força até suas posses serem nossas.
Biz onların istediği yerde değil, bizim istediğimiz yerde savaşacağız.
Não lutaremos à maneira deles, lutaremos à nossa maneira.
Evet, savaşacağız.
- Sim, vamos lutar.
Savaşacağız, Tom.
Vamos lutar, Tom.
Gidip Mısır'lılarla savaşacağız.
Saíremos para enfrentar os egípcios.
Kaç kişi kalmış olursak olalım savaşacağız
Não importa quantos somos, seguiremos lutando.
Savaşacağız.
Lutaremos.
Nerede savaşacağız?
Onde é que lutamos?
Beyler, bütün İngiltere bizi izliyormuş gibi savaşacağız!
Rapazes, lutaremos como se toda a Inglaterra estivesse a assistir!
- Onlarla savaşacağız.
- Vamos combatê-los.
Ama savaşacağız ve birer Komançi gibi öleceğiz.
" Mas lutaremos e morreremos como Comanches.
Buradan savaşacağız.
Eu e o Hookie vamos combater aqui.
Sonuna kadar savaşacağız. Roma'nın kapılarına dayansalar bile.
Lutaremos onde quer que seja, até aos portões de Roma.
Peki nerede durup savaşacağız?
Onde vamos parar e combater?
Burada kalıp savaşacağız, herşey yüce tanrının büyüklüğüne bağlı.
Lutaremos e o destino está nas mãos de Deus.
Savaşacağız.
Vamos lutar.
Ya savaşacağız ya öleceğiz.
Morrer é melhor?
Eğer silahları ve mühimmatı aldıysa muhtemelen dağdan aşağı inecektir, böylece biz de onunla savaşacağız.
Se ele consegue as espingardas e as munições... provavelmente descerá da montanha, e teremos guerra. Conheço o Romero.
"Onlarla kumsallarda savaşacağız."
"Nós vamos combatê-los nas praias."
İspanyollarla savaşacağız.
Imediatamente. Combater contra os espanhóis.
Biz de savaşacağız, gerçek askerler gibi.
Portanto, vamos mergulhar nisto, como verdadeiros soldados.
Ne zaman savaşacağız?
- Quando vamos lutar?
Chris, biz dağlara yayılıp, onlarla tekrar savaşacağız.
Vamos espalhar-nos pelas montanhas... e vamos lutar contra eles novamente.
Çöllerde, Chris, vadilerde, hepimiz savaşacağız, Chris...
Nos desertos, Chris, nos vales, todos nós...
Onların düzeyinde savaşacağız.
Lutamos ao nível deles.
Öyle ya da böyle savaşacağız.
Teremos de enfrentá-los.
Ancak biz, vadimiz için savaşacağız.
Nós não prescindiremos de ficar aqui no vale.
Savaşacağız!
Vamos lutar!
Biz savaşacağız çünkü zaten bu uğurda çok fazla şey feda ettik.
Vamos lutar porque já sacrificamos muitas coisas.
Yarın savaşacağız.
Amanhã vamos para a guerra.
65 yaşımı aştım. Fakat buradaki, ülkesi hakkında aynı benim gibi hisseden dört Fransızın fırsat bulsa savaşacağına emin olsam kendimi size inanmaya ikna edebilsem, belki...
Já passei dos 65 anos, mas se tivesse a certeza de que verdadeiros franceses, ou pelo menos aqueles que sintam o que eu sinto pelo nosso país, que, se tivessem a oportunidade, lutariam pela França,
O zaman savaşını başlat, Kızıl Bulut ve bana bizim oğlumuzun hangi tarafta savaşacağını da söyle.
Enquanto fazes a tua guerra, Nuvem Vermelha, diz-me... em que lado lutará o nosso filho?
Nasıl savaşacağız, nasıl durduracağız?
Como vamos detener-lo?
Savaşacağız.
Lutamos.
Bay Lincoln, vekillikten emekli oldu ve hukukla ilgilenmeye başladı ve Güney'in yeni ve bağımsız bölgeleri sınırlarına katmak için savaşacağını fark etti.
O Sr. Lincoln, agora aposentado do Congresso e conhecedor de leis, apercebeu-se de que o Sul haveria de lutar para moldar os novos territórios à sua própria imagem.
Onlarla savaşacağız.
Vamos enfrentá-los.
- biz savaşacağız.
- Lutaremos.
"İkimiz de seferberliğe gitsek bile, bu savaşacağımız anlamına gelmez ve hiçbir şey, kadim dostluğumuza halel getiremez".
Avisando que apesar da mobilização, não temos de guerrear. E que nada acabará com nossa amizade.
savaşçı 50
savaş 353
savaşçi prenses 68
savaşçı prenses 29
savaşın 42
savaşçılar 32
savaşa 30
savaş ve barış 20
savaşta 41
savaşlar 27
savaş 353
savaşçi prenses 68
savaşçı prenses 29
savaşın 42
savaşçılar 32
savaşa 30
savaş ve barış 20
savaşta 41
savaşlar 27
savaş var 18
savaş tanrısı 21
savaşacağım 16
savaş başladı 22
savaş mı 39
savaş bitti 121
savaştan sonra 47
savaştayız 44
savaşalım 20
savaş sırasında 28
savaş tanrısı 21
savaşacağım 16
savaş başladı 22
savaş mı 39
savaş bitti 121
savaştan sonra 47
savaştayız 44
savaşalım 20
savaş sırasında 28