Savaş var tradutor Português
1,300 parallel translation
Tüm bu verimli eğreltiotu bozkırlarında, evrimsel bir savaş var, yeni sürüngen türlerinin arasında bu garip dünyada üstünlük sağlamak için.
Ao longo de todas estas pradarias de fetos, uma batalha evolucionária surgiu entre as novas espécies de répteis na luta pela supremacia neste estranho mundo.
Ancak ortada sadece bir savaş var ve o da kötü bir savaş.
"Mas só há uma guerra" "e é má."
Halen süren bir savaş var.
- Há uma guerra.
- Yugoslavya da savaş var.
- Há guerra na Jugoslávia.
Angel, İtalyanlarla zenciler arasında bir savaş var diyor.
Angel diz que há uma guerra entre italianos e negros.
Savaş var burada. Gerçek kanla, gerçek düzenle, gerçek bombalarla, kurşunlarla.
Uma guerra a sério, com sangue a sério, morte a sério, bombas a sérios, minas, balas.
Oh, hadi, kapa çeneni. kazanılacak bir savaş var ve Stalin bize yardım ediyor.
Francamente, cale-se. Temos uma guerra para vencer e Estaline está a ajudar-nos.
Maçın iki parlayan yıIdızı arasında amansız bir savaş var, 21 yaşındaki Jon Garland, kızıI kafa Kerry Wood'a karşı -
Uma batalha entre dois jovens bons jogadores, no jogo de hoje, John GarIand, de 21 anos contra o Red Sox, Kerri Woods...
Devam eden bir savaş var adamım.
Está a haver uma guera, pá.
Altıncı tura geçerken atıcılar arasında büyük savaş var.
Um duelo de lançadores, quando entramos no sexto turno.
Ama 1 2 : 00'de savaş var.
Mas a guerra começa ás 12.
Triadlar arasında devam eden bir savaş var.
Está actualmente a decorrer uma guerra entre as Tríades.
Eğer başka birşey yoksa, efendim, programımızda başka savaş oyunları var.
Se não há mais nada, está previsto juntarmo-nos aos jogos.
Fermuarın yerini velcro aldı. Spor ayakkabıların ışıkları var. Soğuk savaş sona erdi.
O velcro substituiu o fecho éclair, os ténis passaram a ter luz, a Guerra Fria acabou e o "Rocky e Bullwinkle Show" continua cancelado.
SS-4 gibi görünüyorlar. Menzilleri 1600 km. ve 3 megatonluk nükleer savaş başlıkları var. Şuna bir bak.
Parecem ser SS-4, alcance de 2 mil Kms, com ogivas nucleares de 3 megatoneladas.
Savaş uyum raporlarımız var. Psikiyatrik yargıları unut.
Temos os relatórios de aptidão para combate.
Üzerinde altı nükleer savaş başlığı var.
Tem a bordo seis ogivas nucleares armadas.
Elimde ölüme mahkum edilmiş 18 suçlu var ama savaş mahkumu yok.
Tenho 18 criminosos, sob sentença de morte mas não detenho prisioneiros de guerra.
'Bu savaşın bitmesi için tek bir yol var' Ve ondan havalandırmaya atmak için bana zehirli bir gaz getirmesini söyledim.
"Existe apenas uma forma de terminar esta guerra." e pedi-lhe que me fornecesse um gás venenoso para deitar no sistema de ventilação.
- Bu da enfeksiyonla savaşıyor. Sende var mı?
Que combatem a infecção.
Babam, savaş, buradaki arkadaşlarım... Üç kırmızı haçım var.
Meu pai, a guerra, meus amigos daqui...
"General, acaba savaş kameramanlarınızın tabanca taşımasının bir yolu var mı?" dedim.
E eu disse : "Há alguma maneira, General, dos nossos operadores de câmara de combate poderem usar armas?"
İnsanların savaşında ne işin var?
Porque te envolves nas lutas dos outros?
Eminim ki, hayatın için savaşırken seni seyretmek beni eğlendirecek videodan sıvışabileceğimden bahsetmedim bile. Gitmem gereken bir yemek var.
Embora fosse divertido ver-te a lutar pela tua vida, sem falar na fortuna que podia ganhar com o vídeo tenho um jantar.
Büyücüler ve iblislere karşı savaşırken kullandığımız doğa üstü güçlerimiz var.
Temos poderes sobrenaturais que usamos para combater demônios e magos.
Orada bir savaş mı var?
Houve uma guerra?
Topluluğun kalbine doğru saldıracak bir savaş planına ihtiyacımız var.
Precisamos coordenar um plano de batalha. Um modo de atacar o coração da Colectividade.
Önümüzdeki savaş için iyi savaşçılara ihtiyacımız var.
Precisamos de boas lutadoras para a batalha que se avizinha.
Hey Jonesy tavrın hiç doğru değil, Yarın gece "Gruplar Savaşı" var!
Isso não é a atitude certa, Jonesy! A Guerra das Bandas é amanhã à noite!
Savaşın sana başka bir yerde ihtiyacı var.
O esforço de guerra exige a sua presença algures.
Bir tane daha var. 20 kadar savaş esirine sigara ikram etmiş... -... sonra da onları temizlemiş.
E dizem que ele deu cigarros a vinte prisioneiros alemães... antes de os matar.
Savaş için çok az su var.
Bwana, há pouca água para o gado. - Que gado?
Savaş yüzünden acı çeken bir tek kendiniz mi var sanıyorsun?
Porventura acha que são os únicos a sofrer com esta guerra estúpida?
Ve tanıdığım insanlar var, birlikte büyüdüğüm insanlar hayatları için savaşıp, inançları uğruna ölen insanlar.
E há gente que eu conheço, gente com quem cresci que lutam para salvar a vida e que morrem por aquilo em que acreditam.
Bir savaş sırasında, hastahanede yatan bir adam var. Ve kim olduğunu hatırlamıyor.
Havia um tipo que estava no hospital durante uma guerra qualquer e que não se lembrava quem era.
Bu bir savaş. - Bizden daha çok adamları var.
Eles têm mais homens do que nós.
Berkeley'den kadın üzerine doktoram var. Uzmanlığım savaş tarihi.
Doutoramento em Berkeley em estudos femininos, com ênfase em história do combate.
Evet, geceleri daha çok top sesi var. Sanki savaş gemisinden gelmiş gibiler.
Muitas destas bombas parecem vir do mar, de encouraçados.
Plutonyum toplayıp, füzyon motorlarını dizayn Ve test edip yıldız saVaş gemisi filomuzu yapmak için iki günümüz Var.
Isso dá-nos 3 dias para procurarmos o plutónio que precisamos... desenhar e testar os motores e construir as nossas naves.
O bir savaş figürü. Arada fark Var.
É uma figura de acção Não é a mesma coisa..
İniş için endişeleniyorum. Orada İkinci Dünya Savaşı'ndan kalma küçük bir havaalanı var.
Há lá uma velha pista de aterragem japonesa da Segunda Guerra.
En önemli savaş kitaplarından oluşan bir koleksiyonum var. Komuta Sorumluluğu da bunlara dahil.
Tenho uma colecção da maioria dos livros de guerra mais importantes, incluindo O Fardo do Comando.
Moral için propaganda savaşı çok önemli. Sana her zamankinden daha çok ihtiyacımız var.
A propaganda é crucial para levantar a moral.
Milyonlarca dolarlık bir Araştırma Geliştirme fonları var. Bağlantıları II. Dünya Savaşı ve III.
E têm um fundo milionário de pesquisa e desenvolvimento com ligações que datam à Segunda Guerra Mundial e ao Terceiro Reich.
Ben bir savaş gemisi olarak varım aşk hastası kız ğğrenci değil
É suposto ser um nave de guerra, não uma aluna apaixonada.
Bu savaşın 22. yüzyılda başladığına dair elimizde bazı kanıtlar var.
Temos razões para acreditar que o século XXII é uma frente nesta guerra fria.
Eğer gerçekten ortada bir zaman savaşı var ise Daniel'in ricasını geri çeviremeyiz.
Se houver uma possibilidade de existir esta guerra fria, não podemos ignorar o pedido dele.
Zaman savaşıyla Atılganın ne ilgisi var?
O que tem a Enterprise a ver com a sua guerra eterna?
Yolda bir Skarra Savaş Gemisi var.
Há um encouraçado scariano a caminho.
Adamın elinde 3. Dünya Savaşı'nı başlatacak ateş gücü var.
Este homem tem poder de fogo para começar a III Guerra Mundial.
Elimde harika Kırım Savaşı slaytları var.
Tenho umas imagens incríveis da Guerra da Crimeia em slide.
var mısın yok musun 30
vardık 38
varsa 36
varenka 16
varşova 132
var tabii 24
var mıydı 25
varyemez amca 23
var efendim 22
varsayalım ki 19
vardık 38
varsa 36
varenka 16
varşova 132
var tabii 24
var mıydı 25
varyemez amca 23
var efendim 22
varsayalım ki 19
varvara vasilyevna 23
savaşçı 50
savaş 353
savaşçi prenses 68
savaşçı prenses 29
savaşın 42
savaşçılar 32
savaşa 30
savaş ve barış 20
savaşta 41
savaşçı 50
savaş 353
savaşçi prenses 68
savaşçı prenses 29
savaşın 42
savaşçılar 32
savaşa 30
savaş ve barış 20
savaşta 41
savaşlar 27
savaş tanrısı 21
savaşacağım 16
savaş başladı 22
savaş mı 39
savaş bitti 121
savaştan sonra 47
savaştayız 44
savaşacağız 28
savaşalım 20
savaş tanrısı 21
savaşacağım 16
savaş başladı 22
savaş mı 39
savaş bitti 121
savaştan sonra 47
savaştayız 44
savaşacağız 28
savaşalım 20