Saying tradutor Português
28 parallel translation
Before she gets to saying goodbye
Antes que ela diga adeus
No matter what the rest of the world was saying... we did the right thing.
Não importava o que o resto do mundo dizia. Nós fizemos o que estava certo.
Sanırım anüsünde hafif bir kaşıntı var. Sana "İbne Riki" demelerine şaşmamalı.
No wonder everyone's been saying you're a demon, you can even overcome my deadly strike.
We may as well strap a sign to our keel saying "Avantaj bizde."
Bem podemos colocar um anúncio na quilha Tire vantagem de nós.
- Bu önemli biri. - Büyük oynar.
É do estilo, "Beep, beep"... back up your truck, man, you know what I'm saying?
Sadie bir hanımefendiydi.
§ You heard me saying a prayer for. § Você me viu orando por isso. Sadie era uma dama.
- Hayır, neden böyle birşey söylüyorsun why are you saying that?
Não, porque estas a dizer isso?
Belki tekrar söyleyerek denemelisiniz
Maybe I should try saying it again.
Sen o balkonda bana diyordu şeyleri duymak zorunda kaldı.
You had to hear the things that he was saying to me on the balcony.
* dream a little dream of me * * rüyam, rüyamın bir parçası * * yıldızlar sönüyor, ben parlıyorum * * still craving your kiss * * hala öpmeni arzuluyorum * * i'm longing to linger till dawn, dear * * şafağa kadar buralardayım, canım *
* dream a little dream of me * * stars fading but i linger on, dear * * still craving your kiss * * i'm longing to linger till dawn, dear * * just saying this *
Tatlım, hoşça kal demeden beni terk ettin.
Honey, you left Without saying goodbye
* Kalbini nasıl kazanabilirim söyle bana * * Hiçbir fikrim yok zira * * Ama başlamama izin ver *
Tell me how to win your heart for I haven't got a clue but let me start by saying
* Hoşlanacağın her şeyi söylüyorum *
I'm saying all the things That I know you'll like
* Devamlı diyorsunuz ki, " Küçük kız, kulüplere gelme *
Always saying "little girl don't step into the club"
Duamı duymuyor musun? Söylediğim herhangi bir şeyi?
Can you hear me praying, anything I'm saying?
"saying good-bye," ı tamamen kaydedeceğim fakat bundan sonra Javier'in herhangi bir şarkısını kaydetmek istemiyorum.
Eu vou gravar "A dizer Adeus", mas depois disso, não quero gravar mais músicas do Javier.
* Demiyorum içmezsin diye *
I ain't saying what you won't do
- Do you know what ı'm saying?
- Sabes o que estou a dizer?
- Evet, ama bu işten......saying bu fantezileri olduğunu bir overimaginative 13 yaşında.
- Sim, mas não o aceitaram... e disseram que era uma fantasia de 13 anos com muita imaginação.
Hayır, Sadece Merhaba'yı yayınlamıyorlar.
Não, eles não estão publicando "Just Saying Hi".
Vereceğin tepkiden korkuyordum. Sadece Merhaba'ya verdiğin emekten dolayı suçlu hissediyordum.
Estava com medo de como reagiria, e senti-me culpada por causa por todo o trabalho que pôs em "Just Saying Hi".
* Aslaug was just saying how glad she is * that you like your brothers.
A Aslaug estava só a dizer que fica muito contente que gostes dos teus irmãos.
* I'm saying, if you leave * and you show you do not care, what is to stop him * from favoring his other sons?
Estou a dizer que, se partires e se mostrares que não queres saber, o que o impede de vir a favorecer os outros filhos?
Hey... you're not hearing a word I'm saying, are you?
Ei... não estás a ouvir nada do que eu estou a dizer, pois não?
They're all saying the same thing.
Todos dizem o mesmo.
Üç küçük domuz yanlış yaptıklarının farkına vardı kurt bu eski şarkıda çat kapı geldiğinde.
yeah, I never met a wolf who didn't love to howl the three little piggies sure had it wrong when the wolf came a-knockin'in that old song if he's huffin'and puffin'and saying'
Sadece Merhaba'ya ne oldu?
O que aconteceu com "Just Saying Hi"?
sayın 41
sayın hakim 274
sayın hâkim 72
sayın yargıç 1202
sayın savcı 26
sayın müdürüm 19
sayın başkan 665
sayın bayan 20
sayın müdür 27
sayın vali 65
sayın hakim 274
sayın hâkim 72
sayın yargıç 1202
sayın savcı 26
sayın müdürüm 19
sayın başkan 665
sayın bayan 20
sayın müdür 27
sayın vali 65