Son günlerde tradutor Português
1,414 parallel translation
Kudüs mü? Son günlerde benimle Latterman Show'a gelmen için seni yataktan bile zor çıkarıyorum.
Ultimamente, mal consigo arrancar-te do sofá para vires comigo ao programa do Letterman!
Son günlerde pek uyuyamadım, o yüzden biraz...
Ultimamente não tenho dormido muito por isso estava a tentar...
Aslında, zaman son günlerde yeteri kadar sahip olmadığım bir şey.
Na verdade, tempo foi a única coisa que não me chegou ultimamente.
Son günlerde gözüme girdiğini söylemek zorundayım.
Devo dizer-te que, ultimamente, ele tem-me impressionado.
Ya da son günlerde neler yaptığını?
Ou onde tens andado?
Ama hemen annemle konuşman lazım. Son günlerde tuhaf şeyler yapıyor.
Mas acho que é melhor ires já falar com a mãe, porque ela anda muito esquisita.
Biliyor musun son günlerde çok iyi forma girdin.
Tu infernizavas a minha vida às vezes, sabes?
Son günlerde insanlara bu tür saldırılar oldu. Arizona ve New Mexico'da.
Têm havido ataques semelhantes às pessoas daqui, ultimamente no Arizona e no Novo México.
Son günlerde pek cinsel hayatımız kalmadı.
Não temos tido grande intimidade nos últimos tempos.
Son günlerde kendimi pek iyi hissetmiyorum.
Não me tenho sentido lá muito bem ultimamente, sabes?
- Son günlerde mi? - Evet, son günlerde.
Ultimamente mas não todas.
son günlerde fazla dinlenmiyorsunuz.
O comissário Von Kahr está a agir precipitadamente.
gerçekten çok cömertsin. son günlerde karını senden daha çok görüyorum.
Sim, muito generoso da sua parte. Em consequência tenho visto mais a letra da sua mulher do que a sua.
Son günlerde hissettim ki... herşey değişti. herşey yeni
"Nestes ultimos dias, senti como se..."
son günlerde uyuyamıyorum.
Estou a dormir mal neste momento.
son günlerde kendime ayıracak zaman bile bulamıyorum.
Não me consigo desdobrar! Preciso de ser equitativa.
Fakat son günlerde hiçbir şey yapmak istediğim gibi olmuyordu.
E as coisas não tinham corrido à minha maneira nestes últimos dias.
Son günlerde iyi uyuyamadığımı söyleyebilirim. Ama dün gece uyudum.
Admito que não tenho dormido muito bem, mas na noite passada consegui finalmente dormir.
Son günlerde soğuksun.
"Oh"? Tens tratado-nos de uma forma estranha ultimamente.
Son günlerde meşgul olduğumdan, onu geldiğinden beri göremedim.
Tenho estado ocupado ultimamente, por isso ainda não o vi desde que voltaram.
Bak bakalım son günlerde girdiği dava dosyalarından birşey bulabilecek misin.
Vê a que ficheiros acedeu ele recentemente.
Son günlerde ben, kendim değilim.
Não tenho sido eu ultimamente.
Seni izliyordum, yalnızca son günlerde değil bütün hayatın boyunca ve ondan önce de.
Eu observei-te, não só nestes dias... mas em toda a tua vida, e antes dela.
- Arasaydın hatırlardım. Son günlerde her şey zıvanadan çıktı.
Eu lembrar-me-ia, acredita.
Son günlerde kimlerin kursa gelmediğini araştırmakla başlayalım.
Acho que devemos começar a procurar por quem não tem aparecido.
Son günlerde pek çok davanın düşürüldüğünü duyuyorum.
Ultimamente há muitos casos a ficarem parados.
Son günlerde dalgın olduğunu düşünüyor musun?
Ela não te parece distraída ultimamente?
Son günlerde hasta birinin yanında bulundun mu?
Ultimamente, estiveste perto de alguém que esteve doente?
- Son günlerde onunla konuşan var mı?
- Alguém falou com ele ultimamente?
İşin aslı, son günlerde senin için biraz endişeleniyorum.
A verdade é que me tenho preocupado contigo ultimamente.
Son günlerde, kafamda bazı düşünceler var.
Ultimamente, tenho tido uns pensamentos.
Bak, mesele şu. Son günlerde, kafamda düşünceler var.
Ultimamente, tenho tido uns pensamentos.
En azından son günlerde.
Pelo menos não de agora.
Son günlerde hiç uyuyor musun?
- Tens dormido alguma coisa, meu?
Son günlerde çok sık karşılaşır olduk.
Ultimamente estamos sempre a encontrar-nos.
Son günlerde çok sık oluyor bu.
Isso tem acontecido muito ultimamente.
Hayır, son günlerde çok fazla çalışıyordum ondan.
- Tenho é trabalhado demasiado.
Evet, özür dilerim. Son günlerde işler çok yoğundu.
Tenho andado super ocupado.
Son günlerde biraz tuhaf davranıyorsun
Tens andado muito estranha.
Son günlerde kendine aşırı yüklendin. Tempoyu biraz düşüreceğiz.
Esforçaste-te demasiado ultimamente.
Bak... Ben... Son günlerde kendimi iyi hissetmiyorum, biliyor musun?
Olhe eu não me estive sentindo bem ultimamente, sabe?
Son günlerde her şey o kadar kötüydü ki karşıma birinin çıkmasını bekleyip duruyordum.
As coisas têm andado tão más, ultimamente. Tenho esperado que apareça alguém e cá estás tu.
Son günlerde kendimi hiç çekici hissetmiyorum Sanki tüm cazibemi kaybetmiş gibiyim.
Não me tenho sentido atraente, é como se tivesse perdido o meu charme.
Bahar yaklaştığından mı bilmiyorum ama, son günlerde havada aşk kokusu var.
Talvez seja por a Primavera estar ao virar da esquina mas ultimamente parece que o romance anda no ar.
Ted, çalışanların son günlerde ne kadar mutlu olduğunu fark ettin mi?
Ted, já reparaste quão feliz estão os subordinados ultimamente?
Seni son günlerde pek görmüyorum sanki.
Sinto que não te tenho visto, ultimamente.
Son günlerde biraz kilo aldım.
Parece que engordei, ultimamente.
Evet, zamanlamam son günlerde biraz geç.
Sim, ando um bocado trocada.
Son günlerde pek iş falan almadın.
Sabes que não tens tido trabalho.
- Son günlerde tozlanmış gibisin.
- Pareces desnorteado, ultimamente.
Bakın, son günlerde birisiyle çıkıyordu ama onun hakkında bana pek bir şey söylemedi ve ben de zorlamak istemedim.
Ouça, recentemente, ela andava com alguém, mas não me falou muito nele e eu não quis insistir.