English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ S ] / Sul

Sul tradutor Português

12,455 parallel translation
Gördüğünüz, Beyaz Saray'ın güney tarafı.
Esta é a Casa Branca vista do relvado sul.
-... sahil bölgelerinde...
- das regi � es costeiras a sul e a este...
Pekala, Nate'in dediğine göre Clay şehrin güneyindeymiş.
O Nate diz que o Clay está no sul.
Destek güneyden geliyor.
Vão chegar do sul.
Güney yakasından doğuya kaçıyor.
Estou a sul, a ir para leste.
Bu yaz, para birleştirip boktan bir karavan alacağız ve Güney Amerika'ya gidip, onu orada yakıp uçakla geri döneceğiz.
No verão, vamos fazer uma vaquinha e comprar uma carrinha velha. Vamos à América do Sul, pegamos-lhe fogo e apanhamos um avião de volta.
Şu Newmont arazisinin güneyindeki bölge hakkında
É na parte sul desta propriedade de Newmont, aqui mesmo.
Pasifik levhası, Juan de Fuca..
Juan de Fuca, da América do Norte e da América do Sul.
Buraları kazan bir kaç kişi oldu. Fakat hepsi güneyin eteklerine odaklanmış durumda.
Há poucas pessoas que exploraram isto aqui em cima ao longo dos anos, mas todos se têm concentrado nos sopés e nas partes do sul.
Venice'in yaklaşık 48 mil ötesinde patlayan bir petrol kulesi mi var?
Consciente, plataforma em chamas. A 89 km ao sul de Venice?
Fourchon Limanı'ndan 100 mil ileride.
Queimando a 160 km ao sul de Port Fourchon.
Venedik'in 48 mil dışında.
89 km ao sul de Venice.
Güney ayrıldı demek istemiştin. Yanlışlıkla tam tersini söyledin.
Queria dizer que o sul se separou e disse precisamente o contrário.
Planım, Güney Florida'daki huzurevlerine toptan kaliteli çarşaf satmaktı.
O meu plano era vender lençóis de qualidade a retalho a todos os lares de idosos no Sul da Florida.
Güneye esen rüzgar ve bu akıntılar varken sanırım engeli aşarken olanlar bunlar.
Com o vento a soprar para sul e estas correntes, eu... Acho que isso é o que acontece quando tentam passar a barra.
Geçince direkt güneye gidin.
Assim que passarem, viagem directamente para sul,
Monomoy burnunun 10-12 mil doğusunda, güneye doğru ilerliyor. Tamam.
16 a 19km a este de Monomoy Point, a mover-se para sul, cambio.
ALBAY McVAY A VE B GRUBU'NUN GÜNEYİNDE
CAPITÃO MCVAY AO SUL DOS GRUPOS "A" E "B"
Güney cephesinden boşaltıyoruz!
Vamos sair pelo lado sul.
Mızrak Ucu 2 güney yarımada üzerinde alçalıyor.
Spearhead 3, vamos começar a descer na península sul.
Güneye mi kaçalım diyorsun?
E Sul?
O zamanlar güney Fransa şaşalı günlerini yaşıyordu Tanrı kadını yaratmıştı ve Brigitte Bardot bezini yeni çıkarmıştı.
Quando o Sul de França era algo de especial "Deus Criou a Mulher" e a Brigitte Bardot tinha largado as fraldas.
Güzelim, burası güney Fransa, burada herkes sabıkalı!
No Sul de França todos são criminosos!
PLAINFIELD ILLINOIS CHICAGO'NUN 32 KM GÜNEYi, GÜNÜMÜZ
PLAINFIELD, ILLINOIS 32 KM A SUL DE CHICAGO DIAS ACTUAIS
Efendim, Güney Florida'daki bankalari birbirine bağlama yetkiniz, teröristlerin kara para aklamasini sağliyor yönündeki spekülasyonlar kurum içindeki bir ispiyoncunun eseri mi? UGT'nin mi?
Senhor, houve especulações de que a sua capacidade de ligar bancos no sul da Flórida à lavagem de dinheiro de terroristas é resultado de um informador, ou da NSA.
WALT CENEVRE'DE DEĞİL, GÜNEY AFRİKA'DAYMIŞ
"O Walt não esteve em Genebra. Esteve na África do Sul"
Pekala millet. Walt Camby'nin uçağının Güney Afrika'da ne yaptığını nasıl öğreniriz?
Malta, como sabemos o que fazia o jacto do Walt Camby na África do Sul?
Dün Cenevre'de değil, Güney Afrika'daymış.
Ele não esteve em Genebra ontem, esteve na África do Sul.
Mambo Güney Afrika diye ara.
Tenta Mambo e África do Sul.
Orasıyla ilgili bir şeydir belki.
Qualquer coisa sul-africana.
Güney Afrika'daki platin madenlerine.
Aqui, nas minas de platina da África do Sul.
Öncelikle şu Güney Afrika'daki grevden haberim yok.
Não sei nada sobre a greve de mineiros da África do Sul.
Güney Afrika'da da Svahili dili konuşmuyorlar.
Na África do Sul também não falam suaíli.
Kamyon otobana çıkıp güneye gidiyor.
Encontrei! Vai entrar na estrada, direcção sul.
İşinizi 2. caddenin kuzeyinde 27. caddenin güneyinde ve Nebraska'nın doğusunda yapın ve fikir ayrılığına pek düşmeyelim.
Mantenham o negócio a norte da 2nd, a sul da 27th e a leste do Nebrasca e teremos poucos motivos de discórdia.
Mayweather davamızı güneyde anlatıyor.
Ele vai levar a boa-nova e pregá-la no sul.
Kraliçem, güneyi ele geçiremiyoruz.
Minha rainha, o sul não pode ser conquistado.
Bogue güneyden gelecek.
O Bogue virá de sul.
Daha bir ay önce Austin'in güneyinde Tompkinsli kadınlara ne oldu, hatırlasana.
O que aconteceu à mulher do Tompkins há apenas um mês foi a sul de Austin.
Benim derdim ne biliyor musun? Şu kamyonu derhal bankaya götürmeniz.
A única coisa que me interessa é ver aquela carrinha rumo a sul depressinha.
Bu da şu anlama geliyor ki, sınırın güney tarafındaki adamımızın başı Meksika polisiyle belâda olabilir.
O que significa que o nosso amigo a sul da fronteira deve estar ocupado com os agentes federais mexicanos.
İkincisi, Güney Amerika'ya tek seferlik bilet alacaksın. Tamam mı? Çünkü orası çok sıcak.
- Em segundo lugar, vais comprar uma passagem só de ida para a América do Sul, porque a coisa está a apertar por aí.
Van Nuys'ın güney tarafındaki Blake'in doğusunda park halindeki siyah bir arazi aracının içinde olacak.
Ela vai estar num SUV preto num parque de estacionamento do lado sul da Van Nuys, a este da Blake.
Güney Amerika?
América do Sul?
Güneyde savaş var. Bu yeraltı olaylarıyla onu uğraştıramam.
Há guerra no sul, e não posso perturbá-lo com estas coisas do submundo.
Şimşek Yumruk güney kapısını koruyacak.
O Punho de Trovão guardará a porta sul.
Güneyde birçok hedef tespit edildi.
Vários alvos a sul.
Goodwin, güney tarafına ateş et.
Goodwin, dá-lhe a sul.
Woodrow, sen güney tarafını al.
Woodrow, vai pelo lado Sul.
Güney kanyonu.
Desfiladeiro do Sul.
Mechanicsville, eski tuğla imalathanesinin güney tarafı.
Mechanicsville, lado sul da antiga fábrica de tijolos.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]