Söyleme tradutor Português
15,294 parallel translation
Sana kaç kez bir yabancının önünde, kaset çalarımız olduğunu söyleme dedim?
Sabes que não podes dizer que temos vídeo em frente de estranhos.
- Yalan söyleme.
Não mintas.
O zaman sen de söyleme, göt herif.
- Então está... Então não digas, imbecil!
Neyse söyleme, hemen otur.
Tanto faz, não me digas.
Şunu söyleme artık!
Para de dizer isso.
Sakın söyleme.
Nem te atrevas a dizer.
Bana kendi ihtiyacımı söyleme.
Não me digais do que preciso.
Lütfen düşürdüğünü söyleme bana.
Não me digas que a deixaste cair.
Lütfen Natalie'yle barışacağınızı düşündüğünü söyleme.
Não me digas que pensas que tu e Natalie se vão voltar a juntar.
- Sus, kimseye söyleme sakın.
- Não contes a ninguém. - Conseguimos, Carocha.
- Ama annene söyleme. Ben onu ararım.
Mas não digas à tua mãe, eu depois conto-lhe.
Ona ölmeden önce söylemek istediğim her şeyi söyleme fırsatı bulamadım.
Não tive a oportunidade de dizer todas as coisas que queria dizer a ela antes de falecer.
Başka bir şey söyleme.
Não diga mais nada.
Yalan söyleme, Olive.
Não me mintas, Olive.
- Sakın ola bize yalan söyleme.
Por favor, não nos mintas.
Penguen'in Gordon'a söyleme ihtimali?
A probabilidade de o Pinguim falar?
Yalan söyleme!
Não mintas!
- Söyleme öyle şeyler.
Não digas isso.
- Bak, yalan söyleme bana dostum.
Não me mintas, meu.
Hiçbir şey söyleme.
Não digas nada.
- Sakın söyleme.
Não digas a ninguém.
Bana bunları söyleme.
Tu não me dizes isso!
- Korkmuş gibi söyleme.
- Abbie!
- Bana kimi arayacağımı söyleme!
Não me digas a quem devo ligar.
Söyleme lütfen.
Por favor, não!
Bana evimi nasıl idare edeceğimi söyleme!
Não me diga como comandar a minha própria casa.
- Yusuf burada olduğumuzu kimseye söyleme, hatta ailene bile!
Youssef, não contes a ninguém onde estamos, nem à tua família.
Sence ona gerçekten kim olduğunu söyleme zamanın gelmedi mi?
Não achas que é tempo de lhe dizeres quem realmente és?
Benim söylediğimi söyleme.
Não lhe digas que te contei isto.
Böyle söyleme.
Escuta, não digas isso.
Bana yalan söyleme.
Não me mintas.
Geri alamayacağın şeyler söyleme.
Não digas merdas que não podes retirar.
- Bana yalan söyleme!
- Estás a mentir-me!
- Hayır, bana bunu söyleme!
- então receio...
Bilbin, öyle söyleme.
- Bilibin, não diga isso.
Annen hiçbir şey söyleme dedi ama bence bilmen gerek.
A sua mãe disse-me para não dizer nada, mas penso que deve saber.
"Göster, söyleme." Siz yazarlar bunu tercih etmez misiniz?
"Mostra, não contes." Não é isso que vocês, escritores, preferem?
Sakın söyleme.
Não me diga. É uma brasa?
- Yok hiç söyleme.
Não me diga.
Bir şey söyleme demiştim sana.
Não disse para não dizer nada?
- Bana bunu söyleme.
Não me digas isso.
Neden sesli söyleme gereği duyduysam.
Não sei porque tive de dizer isto em voz alta.
Bu da New Providence Adası sakinlerine kendi gelecekleri için söz söyleme hakkı verme konusundaki açık niyetini gösterecek ve seninde iştirak etmeni isteriz.
Simbolizará a vontade do governador de dar voz às pessoas de Nova Providência em relação aos seus futuros. Gostaríamos de ter a tua bênção.
Bana yaptıklarımın beyhude olduğunu söyleme sakın.
Diz-me que não o fiz por nada.
Bunun için uğraşmadığını söyleme bana.
Não me diga que não estava de olho no lugar.
Onlarında Çin'e taşındıklarını söyleme.
Não me digas que também vão passar para a China.
Sana özellikle söyledim hiç bir şey söyleme diye.
- Eu disse-te... - Não fales!
- Fikrini değiştirdiğini söyleme bana.
Não me digas que mudaste de opinião!
Radyomu nasıl çalacağımı söyleme Karışma benim işime!
Faço o que quiser com o meu rádio. Deixa-me em paz!
Öyle söyleme! Lafını geri al.
Não digas isso, pensa um pouco.
Söyleme.
- Não, não me diga.
söylemeyeceğim 91
söylemem 123
söylemedim 113
söylemek istediğim 130
söylemedin 49
söylemeyecek misin 32
söylemem gerek 33
söylemedi 153
söylemedim mi 39
söylemeyi unuttum 69
söylemem 123
söylemedim 113
söylemek istediğim 130
söylemedin 49
söylemeyecek misin 32
söylemem gerek 33
söylemedi 153
söylemedim mi 39
söylemeyi unuttum 69