English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ S ] / Söylemeyin

Söylemeyin tradutor Português

1,361 parallel translation
Bunu söylemeyin.
Não diga isso.
- Hayır, lütfen söylemeyin.
- Não, por favor, não lhe digam.
Ona söylemeyin.
Não lhe digas.
Bu Amy olur, ama ona söylemeyin.
É a Amy, mas não lhe diga.
Hepimiz sorgulanacağız. Onlara yalan söylemeyin. Yalan bizi ipe götürecektir.
Não mintam ou seremos todos executados.
Tamam, ona söylemeyin ama bakın kim burada.
Não lhe contem. Olhem quem voltou!
Lütfen uyuyakaldığımı patronuma söylemeyin.
Não digam à supervisão que eu estava a dormir.
Lütfen uyuyakaldığımı patronuma söylemeyin.
HOJE : CONCURSO DE MISS UNIVERSO AMANHÃ :
Lütfen, lütfen, anneme söylemeyin.
Por favor, não digam à minha mãe.
Lütfen anneme söylemeyin.
Por favor, não diga à mamã.
Bana diğer NAMBLA'nın South Park'ta olduğunu söylemeyin? !
Não me digam que a outra NAMBLA está em South Park?
Bu eski batıl inanışa inandığınızı söylemeyin bana.
Não me diga que acredita nesta velha superstição.
Hiç bir şey söylemeyin... yoksa siz dahi asimile edilirsiniz.
Não diga nada ou você, também, será assimilado.
Bedava benzin verdiğimi başkalarına söylemeyin.
Não diga a ninguém que ando aqui a distribuir gasolina de graça.
Sakın görmediğinizi söylemeyin.
Não me diga que não o viu.
Kimseye nereye gittiğinizi söylemeyin.
Não diga a ninguém aonde vai.
- Böyle söylemeyin, hayat çok güzel!
- Não digas isso, a vida é bela.
Ona söylemeyin. O lanet olası bir kız arkadaş sadece! - Niye bilsin ki?
" Não lhe digam, ela não passa da namorada.
Bir sosisde neler var? Söylemeyin.
O que existe num cachorro-quente?
Annenize söylemeyin.
Não contem para a mãe!
Baylar, eğer iyi bi haber değilse, sakın söylemeyin.
Cavalheiros, se não é boa notícia, não digam.
- Kimseye söylemeyin. - Hayır.
- Não conte a ninguém que eu...
- Sakın bana binada teröristler olduğunu söylemeyin. - 62. katta durdu.
Não me digas que há terroristas dentro do edifício. - Está no 62ºandar.
Aman Tanrım! Sakın bana bilmediğinizi söylemeyin. İkiniz üzerine yapılan çizgi romandan uyarlanarak çekilen filmden bahsediyorum.
Não me digam que não sabem que fizeram um filme da banda desenhada que vocês inspiraram?
Hiçbir şey söylemeyin.
Não digam nada.
- Böyle söylemeyin. - Neden, yoksa bizi lazer tabancasıyla vurur mu?
Homem do espaço!
Sakın söylemeyin :
Não me digam.
- Ama lütfen bunu kimseye söylemeyin!
- Mas não digam a ninguém, por favor.
- Ama lütfen, kimseye söylemeyin.
- Mas não digam a ninguém, por favor.
Sormadıkça, onlara nereyi ıskaladıklarını söylemeyin.
Não digam onde estão errando, a menos que perguntem.
- Hayır hayır böyle şeyler söylemeyin!
Agora os seus objectivos são... - Ah, não! Não fale sobre isso!
Ve bana adımı ve numaramı bırakmamı söylemeyin, Bir şekilde, bunu akıl edebilirim.
E escusam de me dizer para deixar o nome e o número, de alguma forma, eu já o sei.
Çocuğunuz varsa, onlara zeki olduklarını söylemeyin.
Se tiveres filhos, nunca lhes digas que são espertos.
Sakın söylemeyin.
Não me diga...
- Hiçbir şey söylemeyin.
- Não lhes diga nada.
- Ama onlara söylemeyin.
- Mas não o diga.
Ona söylemeyin.
Não lhe conte.
- Söylemeyin demiştim.
- Eu disse para não contar.
Süpersiniz. Kullanabilirsiniz ama Rachel'a söylemeyin demedim mi ben?
Lá se vai o plano "podes-conduzi-lo - mas-não-contes-à-Rachel."
Bana zarar veremeyeceğini söylemeyin.
Não me diga que ele não pode fazer-me mal.
Bu dükkan hakkında asla bir şey söylemeyin.. ... burada herhangi bir kimyasal bulmadınız.
Nunca viram nada debaixo daquela loja nunca encontraram nenhum químico ali.
Son olarak, eğer bir yanlışlık olduysa, bunu hastaya söylemeyin...
Finalmente Doutores, se existir algum erro, não o admitam ao vosso paciente.
Bana çalışmak için FBI'ın güvenlik duvarını kırdığınızı söylemeyin.
Vocês violaram a segurança do FBI só para aceder à internet?
Para yatıracaksanız hemen yatırın. Sonra sizi uyarmadığımı söylemeyin.
Apostem o vosso dinheiro agora, depois não digam que não vos avisei.
Sakın bana bu güzel hanımın yalnız oturduğunu söylemeyin.
Não me digam que aquela bela dama está ali sozinha.
Sakın bana korktuğunuzu söylemeyin.
Não me digas que estás com medo.
Oğlum dünyanın öbür ucunda... lanet bir ormanda sürünüp komünistlerle savaşıyor... lütfen, evime gelip oğlumun suçlu olduğunu söylemeyin...
Este miúdo está do outro lado do planeta a rastejar na maldita selva, a combater os comunistas, por isso por favor, não venha a minha casa chamar criminoso ao meu filho.
O zaman lanet işimi nasıl yürüteceğimi söylemeyin. - Biz sadece- -
Não me queiras ensinar a gerir a merda do meu negócio.
Lütfen böyle şeyler söylemeyin.
Sachin?
Onlara saldırganca bir şey söylemeyin.
Não sejas ofensivo.
Lütfen anneme söylemeyin.
- Por favor, não contem à minha mãe.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]