English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ S ] / Söylemem

Söylemem tradutor Português

9,158 parallel translation
Size hiçbir şey söylemem.
Não vos vou dizer nada.
Ne söylemem gerektiğini bana o söyledi.
Disse-me o que devia dizer.
Bir mazimiz olduğunu biliyorum, davalarınızı akbabalamam size osuruğumu yemenizi söylemem, bunların hepsi geçmişte kaldı.
- Sei que temos a nossa história. Quando andava atrás dos vossos casos. Quando vos dizia para comerem os meus peidos.
Söylemem gerekir ki Boyle, Nick savunmaya geçmişti.
Devo dizer-te, Boyle. O Nick estava muito na defensiva.
Söylemem gerek ki Jake, bu sefer sadece % 99 haklısın.
Tenho de dizer, Jake. Acho que, desta vez, só estás 99 por cento correto.
Hayır, ben asla yalan söylemem.
Não, nunca menti.
Biliyorsun, söylemem gerekiyor ki dışarısı gerçekten çok güzel.
Sabes, devo dizer que... É muito bonito aqui fora.
Söylemem gereken bir şey var.
Olha, preciso dizer uma coisa.
Sana bir şey söylemem lazım.
- Tenho que te contar uma coisa.
Bekle, söylemem lazım.
Espera, eu quero ficar.
Sana söylemem gereken bir şey var.
Escuta, tenho que te dizer algo.
Söylemem.
Eu... Não, não conto a ninguém.
- Hayatta söylemem, tamam mı?
- Não direi isso.
Hayatta söylemem, tamam mı?
Não direi isso.
Bunu konuşmak için belkide çok erken, seni rahatsız ediyor olabilir, ama yine de bunu söylemem lazım, Mary, bu ayrı hayatlar sürme meselesi...
Pode ser cedo para falar sobre isso, e me dói ter que te dizer isto, visto o que você passou, mas, Mary, essa ideia de "vidas separadas"...
Evlendiğimizde söylemem gerekenler bunlar mıydı?
Deveria ter dito isso quando casamos?
Avukatım olmadan başka bir şey söylemem.
Não falo mais nada sem o meu advogado.
Bunun hiç iyi görünmediğini sana söylemem lazım.
Tenho de dizer, isto não parece bom.
Tüm söylemem gereken...
Tudo o que tenho a dizer...
Gail, sana söylemem gereken bir şey var.
Gail, tenho de te dizer uma coisa.
Shari, aramadan önce bir şey söylemem lazım.
Shari, antes disso... Tenho de dizer uma coisa.
Rahatsız ettiğim için özür dilerim ama size söylemem gereken bir şey var.
Peço desculpa incomodá-los a ambos, mas, há uma coisa que preciso de vos dizer.
Biraz hayal kırıklığına uğradığımı söylemem gerek.
- Bem, devo dizer que estou algo desapontada...
Söylemem gerek Violet'in burada olmasını özledim. Ama yemin ederim ki taşındığından beri boyum daha uzun gibi.
Tenho de admitir, sinto falta da Violet, mas juro que fiquei mais alta desde que ela se mudou.
Bu yüzden onu çok sevdiğimi söylemem... Sizin için bir sürpriz olmaz.
Então não será surpresa quando eu vos disser o quanto eu a amo.
Senin ne yaptığını asla kimseye söylemem.
Nunca diria a ninguém o que tu... O que tu fazes.
Size söylemem gereken birşey var.
Tenho de dizer uma coisa.
Söylemem tabii.
Com certeza.
Pekâlâ, siz tamamen bilgilendirilmek istemedikçe söylemem efendim.
Não, senhor, não preciso. A não ser que queira ser informado.
Sana daha kaç kez söylemem gerekiyor?
Quantas vezes tenho de te dizer?
- Hayır, ben Rap söylemem.
- Não, não, não canto rap.
Beni ne yapılacağını söylemem için tuttun.
Contratou-me para dizer o que podemos fazer.
Bunu asla söylemem.
- Não vou dizer isso.
Ki yasalar gereği söylemem gerek, evde bir cinayet işlenirse...
E por Lei devo informá-la se houver um homicídio na habitação.
Aslında göbek adım Jonas ama bunu sana söylemem.
Na verdade, é Jonas, mas não te vou dizer isso.
- Sana bir şey söylemem gerek.
Há uma coisa que queria dizer-te. Dizer-me o quê?
Bu noktada bir şey söylemem gerekiyor değil mi?
É agora que devo falar algo?
Jake, sana söylemem gereken bir şey var.
Jake, há uma coisa que quero falar contigo.
Kirsten, sana bir şey söylemem gerek.
Kirsten, tenho de contar-te uma coisa.
Sana bunu söylemem gerekmiyordu.
Não tinha de te contar isto.
Karıma ne söylemem gerekiyor?
O que vou dizer à minha mulher?
Çocuğuma ne söylemem gerekiyor?
O que vou dizer ao meu filho?
Beyaz fakat arkanızda bayrak olduğunu söylemem gerekiyor.
Brancas, mas acho que devo dizer-lhe que tem uma bandeira atrás de si.
Dürüstçe söylemem gerekirse hayatları çok can sıkıcı görünüyordu.
A vida deles parecia triste, para ser sincera.
Nil Kraliçesi, sana söylemem gereken bir şey var. Oğlun bir süredir barda vakit geçiriyor.
Rainha do Nilo, devo dizer-lhe, o seu filho está a beber no Blue Parrot há algum tempo.
Sana söylemem gereken bir şey var.
Há uma coisa que te tenho que contar.
Her iki şekilde de eninde sonunda babama onun burada olduğunu söylemem gerekecek.
Eventualmente vou ter que avisar o meu pai de que ela está aqui.
Sana bir şey söylemem gerek.
Preciso de te contar uma coisa.
Sana ne söylemem gerektiğini soruyorum.
Estou a pergunta o que dizer-te a ti.
Sana söylemem gereken bir şey var.
Devo dizer-te uma coisa.
Sana söylemem gereken bir şey var.
Preciso de te contar uma coisa.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]