Verdi tradutor Português
27,744 parallel translation
Bu gece sen ve Jess'i birlikte görmek, bana, nasıl desem, aşırı miktarda zevk verdi.
Ver-te a ti e à Jess juntos dá-me, como dizer? ... Ondas de prazer.
Ve bana küçük bir sır verdi.
E ela partilhou um segredo comigo.
Kim arayıp haber verdi?
- Quem fez a denúncia?
- Hayır, bunu Tim verdi bana.
Não, o Tim deu-me esta.
Annemin tamir için çağırdığı adamlar daha da kötü etiler o da onları asliye mahkemesine verdi.
Os tipos que a minha mãe contratou para o consertar danificaram-no ainda mais, e ela apresentou queixa no tribunal de pequenas causas.
Tim sana kaç tane mermi verdi?
Quantas balas é que o Tim te deu?
Ekibim bu hasta yaratık için can verdi ve siz şerefsizler bunu saklıyor muydunuz?
A minha equipa morreu por causa daquele monstro putrefacto, e vocês estão a trabalhar clandestinamente?
İtilip kakıldım, saklandım, herkes benim yerime kararlar verdi.
Tenho sido transportada por aí, escondida, todos a tomarem decisões por mim.
Hotch geçmişini ortaya çıkarınca karşılık verdi.
Foi uma retaliação, depois do Hotch expor o passado dela.
Beni izlemek için gerekçeyi kim verdi?
Quem lhe deu uma causa provável para me pôr sob vigilância?
Sana çok güçlü bir uyuşturucu verdi. Diğer kurbanlarda psikotik krize yol açmıştı.
Ele sujeitou-o a uma droga muito poderosa... uma que nas outras vítimas levou a surtos psicóticos.
O yüzden aleyhinde ifade verdi. Baştan beri planın parçasıydı.
Por isso é que ele testemunhou contra ti, ele fazia parte do plano.
Kasaplıktan nefret eden bir çiftçi bana bu işi verdi.
O fazendeiro não gostava de as matar, por isso deu-me esse trabalho.
Brooke, o çocuk bize çok zarar verdi.
Brooke, esse rapaz magoou-nos bastante.
Hayır, sana zarar verdi.
Não, ele magoou-te a ti.
Hastanede olduğumuzu biliyor olmalı. Alison'a ilaç verdi bu yüzden konuşamadı.
Ele deve ter sabido que estávamos no hospital e sedou a Alison para que ela não pudesse falar.
Ruju ben buldum ama bebekleri Charlotte verdi.
O batom, encontrei-o. Mas a Charlotte deu-me as bonecas.
- Jason bu habere ne tepki verdi?
- Qual foi a reação do Jason à notícia?
Sonra erotik bir kazada can verdi. Ya da erotik kaza süsü verilmiştir.
Mas depois morre num acidente autoerótico, ou o que aparenta ser um acidente.
Birine öldürsün diye para verdi. Evet.
Pagou para que alguém fosse morto, sim.
Kollarımın kuruluğu için biraz losyon verdi de.
Estava só agradecer à Gail pelo hidratante que ela me deu para o meu antebraço.
Cameron Jennifer'ı davet etmem için bana 20 dolar verdi.
A Cameron pagou-me 20 dólares para convidar a Jennifer.
Kim verdi?
Quem te o deu?
Bana 100bin dolar verdi.
Ela ofereceu-me 100 mil dólares.
Kendimize de zaman ayıracağımıza dair söz verdi her birimiz.
Prometemos que iamos tentar ter pequenos momentos de normalidade todos os dias.
Cevap verdi mi?
Tiveste uma resposta?
George Washington bana telefon numarasını verdi
O George Washington tocou em mim.
Bir beyzbol sopası alıp Zane'in DB9'una epey zarar verdi.
e atingiu com um taco o carro dele.
Hayır, sen kızgınsın Çünkü o senin tüm suçu üstüne almana izin verdi tüm o yıllar boyunca.
Não, está chateado por ter ficado preso por tanto tempo.
Bana senin dosyanı verdi.
Ele passou-me os seus registos.
İyi olup olmadığın beklemektense, Hector mevcut maddi kayıplarına son vermeye karar verdi.
eram boas o suficiente para o El Oso, o Hector decide limitar as suas perdas.
O ne cevap verdi?
Então, ela... O que disse?
Bassam ibadethaneleri kapatarak sana bir armağan verdi.
O Bassam deu-te uma prenda, ao encerrar os locais de culto.
Leila Al Fayeed onlara strateji verdi.
Leila Al-Fayeed deu-lhes uma estratégia.
Gerçeği söylemek gerekirse, son görevinde, Kendini kurtarmak için, Ortağının ölmesine izin verdi.
Verdade seja dita, na sua última missão, para salvar a sua pele, deixou o seu parceiro morrer.
İşin doğrusu, Wesley randevu noktasına geç kalmıştı, ve MI6 komuta merkezi de geri çağırma kararını verdi.
Na verdade, o Wesley chegou atrasado ao ponto de encontro e o comando do MI6 tomou a decisão.
Ve California Barosu burada bu kıyafetle dolaşmama izin verdi.
E a OAB da Califórnia diz que... Posso usá-la aqui.
- Troy İskele sizden yüksek teklif verdi.
O Troy Scaffolding fez uma oferta mais baixa que a tua.
Sana bizim hikayemizi anlatma hakkını kim verdi?
Quem te deu os direitos da história da nossa vida?
Bu yaparak Chrismas'a zarar verdi gibi.
E ao fazer isso, tipo, que arruinou os natais.
Baş melekler, Leviathanlar, Karanlık ve şimdi ihtiyar artık yettiğine karar verdi.
Arcanjos, Leviatãs, a Escuridão. E agora, bem... Os velhotes decidiram que o que basta já basta.
Sinaloa'nın çiçeği burnunda valisi Epifanio Vargas, kabinesiyle acil bir toplantı yaptıktan sonra orduya hareket için resmi onayı verdi.
O novo Governador eleito de Sinaloa, Epifanio Vargas, convocou uma reunião de emergência do gabinete para autorizar ações militares.
- Dünyamızı ateşe verdi.
Incendiou um mundo.
Wayne Girişimcilik'e yol verdi ve burayı seviyor.
Ele disse adeus aos robôs das Empresas Wayne. E adora estar aqui.
Dairesindeki ekip bilgi verdi.
A equipa no apartamento dela acabou de regressar.
Eski eşin bir kopyasını almama izin verdi.
A sua ex deixou-me ficar com uma cópia.
Bunu bana patronum verdi.
Olha, o meu chefe deu-me isto.
Ve bu işi de bize Wallace verdi.
E o Wallace deu-lhe este trabalho.
Az önce Kaptan Chandler haber verdi.
O Capitão Chandler acabou de comunicar via rádio.
Beni ne ele verdi?
- Como chegaste lá?
Sonunda cevap verdi, ha?
Finalmente respondeu?