Verdiler tradutor Português
4,859 parallel translation
Evet de ben işi berbat ettim onlar da uzun süreli kalmama izin verdiler.
Eu era lixado no trabalho, e para melhorar, eles escolheram-me.
Bana kötü ilaçlar verdiler.
Deram-me um mau medicamento. Eu não sabia.
Belki de yalandı, belki birilerine rüşvet verdiler.
Pode não ter sido nada ou pessoas tenham sido pagas.
Sana zarar verdiler mi?
Eles magoaram-te?
- Sana avukat verdiler mi? Konuştunuz mu...?
Arranjaram-te um advogado?
Hayatı boyunca sigorta primi ödemesine rağmen daha kendisine tekerlekli sandalye bile alamadan ilişiklerini kestiler. Ama öncesinde ağrı kesicilere bağımlı olmasına izin verdiler.
Uma vida a pagar seguros, e declinaram, antes conseguisse comprar uma cadeira de rodas, mas só depois de ele ter ficado agarrado aos analgésicos.
Ona herhalde o sosyalleştirilmiş emekliliklerden verdiler.
Provavelmente atribuiram-lhe uma daquelas pensões sociais.
Adını verdiler mi?
- Deram-te o nome dele?
Ayrıca, nükleer olarak silahlanmış denizaltılarına 90 metreye çıkma emri verdiler yani ateş etme derinliğine.
Eles ordenaram que os submarinos nucleares subissem para 100 m... Profundidade de disparo.
Birinci sınıf derece verdiler.
Eles deram-te o primeiro.
Kız olduğumu anladıklarında zaten manga komutanıydım. Onun için kalmama izin verdiler.
Quando descobriram que eu era uma miúda... já estava a comandar uma unidade portanto, mantiveram-me.
O'na bir madalya verdiler.
Deram-lhe uma medalha por isso.
Belki de bu yüzden Ortadoğu'yu bana verdiler.
Se calhar foi por isso que me deram o Médio Oriente.
Filistinliler de şüphelendiler bu yüzden Stein Grubu'na bir kişi yerleştirmeye karar verdiler.
E os palestinos tinham suspeitas. Por isso decidiram pôr um homem dentro do Grupo Stein.
Olive, sana zarar verdiler mi?
Olive. Olive, eles magoaram-te?
- Gelmene nası izin verdiler, Darwan?
Como eles o deixaram entrar, Darwan?
Yüzyıllar boyunca vampirler onlara karşı savaştılar. Birlikte savaştıkları da oldu. Kimi zaman yatak verdiler, kimi zaman onları kül ettiler.
Ao longo dos séculos, os vampiros já lutaram com delas e contra elas, já se apaixonaram e já as queimaram.
Acilde ona ilaç verdiler mi?
- As Urgências medicaram-no?
Biraz delice gelebilir. Ama... Müşterilerimden birisi için bir kampanya hazırlıyorum ve bana Cherry Beach'de birkaç kurdun olduğu bir video verdiler.
Isto vai soar a maluquice mas estou a criar uma campanha para um dos meus clientes e eles deram-me um video de dois lobos em Cherry Beach.
- Sana sigara verdiler mi?
- Deram-te esse charuto? - Isso mesmo.
Halley ve Wren yalan iddiaları hakkında Hooke ile yüzleşmeye karar verdiler.
Halley e Wren decidiram confrontar Hook sobre as suas falsas pretensões.
Ve sevgili kaptanlarının anısına buraya O'Malley'nin Koyu adını verdiler.
E em honra do seu amado capitão, chamaram a este sítio O'Malley's Cove.
Herkese fazladan para verdiler.
Quer dizer, temos um pouco mais dedinheiro, o que eles deram a toda a gente.
-... sandviç falan verdiler.
- mas eles deram-me lanches.
Bana emir verdiler.
Eles mandaram-me fazê-lo.
En sonunda, papazı başka bir mezarlığa gömmeye karar verdiler çünkü tüm sorunların kaynağı oymuş gibi görünüyordu.
Até que por fim, decidiram transferir de cemitério o velho páraco até porque parecia ser ele a fonte de todos os males.
Anlaşılan paranın yarısından az bir miktar verdiler.
Entregaram menos de metade do que tinham de entregar.
Sonra öylece kapıyı açık bırakıp gitmesine izin verdiler.
E depois, simplesmente soltaram-no.
Bize yer ve zaman verdiler.
Deram uma hora e um lugar.
Sana saldırdılar ama gitmene izin mi verdiler?
Eles atacaram-te mas deixaram-te fugir?
Bir günlüğüne izin verdiler.
Ganhei um passe de um dia.
Yardım edebileceklerini söylediler. Bana şey ile ilgili yazdıkları kitabı verdiler...
Dois gajos vieram, uh, fazer perguntas à cerca da morte da rapariga, sugeriram que talvez pudessem ajudar.
Sana bir ev verdiler, seni büyüttüler.
Eles dão-te um lar, criam-te.
- Evet, elime verdiler.
Levei porrada.
Bana bir amaç ve umut verdiler.
Deram-me esperança e um propósito.
- Sana sadece Amber'in fotoğrafını mı verdiler?
- A foto foi o que conseguiste?
Fidyeyi ödemiş olmalılar. Bu yüzden gitmesine izin verdiler.
Devem ter pago o resgate, por isso ele desapareceu.
Bana ilham verdiler.
Eles inspiraram-me.
Tatlım sana ne yaptırdılar bilmiyorum ama karşılığında seninle konuşmamıza izin verdiler.
Querida, não sei o que tiveste de fazer, mas falar contigo é o nosso prémio.
Tulum da verdiler mi o takım elbisenin yanında?
Conseguiste gaitas de foles com esse fato?
- Ne yani, onu yakaladılar zorla uyuşturucu verdiler, beynini aldılar ve sonra? Sonra ne oldu?
Então, raptaram-no, injectaram-lhe drogas, sacaram informações, e depois?
Aşırı dozdan onu öldürdüler, bir köprüden aşağı attılar intihar süsü verdiler.
- Mataram-no com uma overdose, atiraram-no da ponte, fizeram parecer um suicídio.
Ona yeni kimlik verdiler.
Eles deram-lhe uma nova identidade.
Qantas ile Lufthansa, Rolls-Royce makinelerini yeni Boeing'lerinde kullanmak istediklerine karar verdiler.
Qantas e a Lufthansa decidiram usar motores Rolls-Royce nos seus novos Boeings.
Eve gelmeme izin verdiler.
Deixaram-me voltar para casa, ontem.
Seni bu ayini yapmaya zorlayan cadılar sana yalan söyledi, sana zarar verdiler.
As bruxas que te forçaram a este ritual, enganaram-te, - magoaram-te... - Cami.
Seni bu ayini yapmaya zorlayan cadılar sana yalan söyledi, sana zarar verdiler.
As bruxas que te forçaram a este ritual, enganaram-te, - magoaram-te...
Bana onu içeri tıkacaklarına söz verdiler.
E eles prometeram-me que o prendiam de vez.
Ama ruhlarını şeytanın ta kendine güçleri ve arzuladıkları şeyler karşılığında verdiler.
Mas doaram-nas ao diabo em pessoa em troca de poderes e tudo o que elas desejam.
"Hepimizi yok etti, üstüne madalya verdiler."
"Destruiu-nos a todos e recebeu uma medalha por isso."
Annem ve babam izin verdiler.
E os meus pais disseram que não havia problema.