English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ Y ] / Yanındaki

Yanındaki tradutor Português

3,634 parallel translation
Ama pis değil, yeşil olan konteyner geçince hemen yanındaki açık mavi olanda kalıyoruz.
Mas não é o verde, sujo e estragado, é o azul brilhante logo ao lado dele.
Çıkardıkları metalleri yatağımın yanındaki kâsede tuttum. 227 parça -
Tinha uma taça junto à cama com o metal tirado. 227 pedaços.
Büyük çarşının yanındaki İtalyan dans salonunu dene.
Tenta o salão de baile italiano perto da praça central.
Bu da hemen yanındaki kuaför olsun.
Esta é a barbearia ao lado.
Mutfakta kapının yanındaki kancada asılı. Ama dur.
Estão na Cozinha, num gancho ao pé da porta.
Ama nerede yanındaki doğu? .
Mas o leste é para onde?
Bu gece şehrin her yanındaki gazete ve kanalın haber masasına düşecek çamurumuz var.
Temos um escândalo prestes a rebentar nas redacções de todos os jornais e estações televisivas da cidade, esta noite.
Papi Tres Cruses'i soymayı konuştuğumuzu bile öğrenirse patates salatasının yanındaki çantadaki kelleler bizimkiler olur. İmkânı yok.
Se o Papi desconfiar que estamos a falar sobre isso, vai pôr as nossas cabeças naquele saco.
Onu tanır mısın? Onun yanındaki evde oturuyorum.
Moro mesmo ao lado dele.
Yanındaki kadın Santa Barbara otelinin oda hizmetçisiydi.
A rapariga que ia com ele era uma empregada do Hotel Santa Bárbara.
- Bu kim, Mariko'nun yanındaki?
Quem é aquele? Com a Mariko.
Lance'in doktoru Michele Ferrari'yle buluştuk. Betsy Andreu Eski Takım Arkadaşının Eşi Milano'nun dışında, otoyoldan çıkınca bir otelin benzin istasyonunun yanındaki bir otoparkta kamp minibüsündeydi.
- Esposa de Antigo Colega de Equipa junto a umas bombas de gasolina.
Ayrıca dünyanın dört bir yanındaki kanser mağdurlarının güveni yıkılır.
153.2 ) } E a fé de todos os sobreviventes de cancro no mundo.
Amca, orada Jullietin yanındaki adam bir Montague
Man, o homem que é Julieta Montague é.
Yanındaki benim oğlum.
Levas aí o meu filho.
Belki yanındaki şu eski ve sızıntılı yakıt tankeriyle yarışıyordur.
Se calhar vai correr contra o pinguinhas que tem ao lado.
O yanındaki kimdi?
- Estavas com quem?
Otoyolun bir mil ilerisinde Ivy Caddesi'nde mor evin yanındaki gri evde oturuyor.
Vive a 1 km da estrada nacional, na Rua Ivy. É uma casa cinzenta ao lado de uma roxa.
Ne? Yatağın yanındaki ölü kedi.
- O gato morto ao lado da cama.
Burada yazan on bir, yanındaki biri silmişler.
Isso é um 23 : 00 com uma das partes a faltar.
Julian Assange'ın lnternet'teki zayıf halkalar vasıtasıyla dünyanın her yanındaki bilgisayar sistemlerine girdiği iddia ediliyordu. Yani " Bilgisayar onun karşısında açılıyordu
Julian Assange terá alegadamente acedido a sistemas de computadores de todo o mundo através de ligações vulneráveis no sistema de Internet, ou seja : " O computador abriu-se
Barın yanındaki duvarda asılıydı.
Estás na parede, junto ao bar.
Yarın geldiğinde kapalı köprünün yanındaki ana girişin önünde buluşalım.
Amanhã vamos esperar-te na entrada principal. Perto da ponte coberta.
"Çocuk" un yanındaki, Fransız.
Ao lado do Kid, o Francês.
Onu evimin yanındaki çayırlıkta büyüyen çiçeklerin arasında görüyorum.
Vejo-a... nas flores que crescem no prado junto à minha casa.
Havaalanının yanındaki Schlotzskys'i biliyorsun değil mi?
Sabes o café Schlotzskys perto do aeroporto?
Kulağının yanındaki şu kılları biraz kesmelisin!
Você devia cortar essa trunfa dos ouvidos!
Şimdi söyle, kadının yanındaki kim ve nereye gidiyorlar?
Agora, com quem está ela e para onde vai?
Evin yanındaki çimenli bayır var ya?
E o relvado junto à casa?
Nehrin öte yanındaki meyhaneye gittim.
Fui ao bar do outro lado do rio.
Solunda duran şişko ve onun yanındaki genç.
O gordo à tua esquerda e o rapaz ao lado dele.
Dağ, yanındaki nehir bölgesine garnizon kurmuştu.
A Montanha estava aquartelada do outro lado do rio.
Burada olmamın tek sebebi, babamın tavernaya girip yanındaki kızı değil de, annemi seçmiş olması.
Só estou aqui porque o meu pai agarrou a minha mãe em vez da rapariga ao lado dela na taverna.
Dünyanın öbür yanındaki tuhaflıklar, bize tehdit oluşturamaz.
Curiosidades do outro extremo do mundo não são ameaças para nós.
Senin için değil, yanındaki ucube için.
Não é para ti, Scully. É para o tipo de chapéu ao teu lado.
Yanındaki çocuk kardeşim.
O rapaz ao lado é o meu irmão.
Her iki yanındaki adamlara ya da önünde olana güvenemezsen çoktan ölmüşsün demektir.
Se não confiares nos homens que estão ao teu lado, ou à tua frente, és um homem morto.
Sincap desenli, kirli bardağın yanındaki rafta!
Está na prateleiro ao lado do copo do Chipmunk!
Sincap bardağının yanındaki rafta?
Na prateleira, ao lado do copo do Chipmunk?
- Yazıcının hemen yanındaki listeyi? - Hayır.
Que estão aqui directo da impressora?
Mako ve yanındaki hatunu bir kaç saatliğine oyalamak için para aldık.
- Que pena. Fomos pagos para manter o Mako distraído por algumas horas.
Ancak bunun gerçekten nasıl bir şey olduğunu anlamayı istiyorlarsa yanı başındaki bu cadaloz kadını da görmeleri gerek.
Mas deviam também olhar à mulher infeliz ao teu lado, se eles querem compreender o que isto foi de verdade.
Kaburgalarındaki yamukluktan anladım ceketinin yanı komik duruyor.
Deve ser a razão de ter algum problema nas suas costelas, faz o seu casaco assentar de modo engraçado.
Sancak tarafındaki yan balast sisteminde.
Foi no tanque lastro do sistema a estibordo.
Onun yanına oturuyorum, kasılmalar arsındaki dakikaları sayıyorum.
Sentei-me ao seu lado a contar os minutos entre as contracções.
Babam bana " Polis olmanın en zor yanı, birinin ölmesi ve yaşaması arasındaki fark olduğunu bilmektir.
O meu pai me disse que a coisa Mais difícil em ser polícia... é que você pode ser a diferença entre a vida... E a morte de alguém.
Yanı başındaki eski eşi Angelice Moore gün içinde bir açıklama yaptı.
Ao lado da sua cama, a ex-mulher Angelica Moore, falou connosco há pouco.
Yatağının yanındaki küçük masada bulunan yazı çantasını da.
E também o estojo de escrita que está na mesinha de cabeceira.
Mutantlar tarafından tekrar tehdit edilen yakın zamanda emekli olacak 70 yaşındaki Emniyet Müdürü James Gordon, şöyle yanıt verdi :
Ameaças de morte foram mais uma vez feitas pelos Mutantes... contra o em-breve-aposentado... comissário James Gordon de 70 anos... que tinha isto a dizer em resposta :
Bunlara kıyasla ilk pozlarındaki samimiyet nedeniyle... moda öncülüğünün yanında hâlâ plajdaki o kaba, çıplak kız, değil mi?
Que a informalidade das primeiras fotos comparada com estas... mostra que apesar da alta costura ela é apenas uma miúda atrevida a posar nua na praia?
Yanına adam al ve Floransa ile Siena arasındaki yolları ara.
Capitão, levai alguns homens e procurai nas estradas entre Florença e Siena.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]