Yapïyoruz tradutor Português
137 parallel translation
Onu ayaga kaldïrmak için elimizden geleni yapïyoruz.
Estamos a fazer tudo para voltar a pô-lo de pé.
Bunu içerideki havayï bosaltïp, basïncï düsürerek yapïyoruz.
Fazemo-lo retirando o ar no interior e reduzindo gradualmente a pressão.
ªu anda çok önemli bir iş yapïyoruz.
Estamos a fazer o trabalho mais importante agora.
Ama hepimiz vahsi bir is yapïyoruz.
Mas também, estamos num negócio brutal.
Bu haksizlik. Biz isimizi yapiyoruz.
Temos de o nosso trabalho a fazer.
Ne yapiyoruz burada?
O que estamos a fazer?
Burada ne yapiyoruz yani?
Quero dizer : o que estamos a fazer?
Baska ne yapiyoruz?
Que mais fazemos?
Bilinmeyen bir gelecek için geçmişin bekçiliğini yapiyoruz.
Zelamos pelo passado em nome de um futuro desconhecido.
Tesekkürler. Firlatma merkezinden canli yayin yapiyoruz.
A transmitir em directo do local de lançamento.
Galaksinin merkezine dogru hayali olarak, normalde binlerce yil sürecek bir yolculugu yapiyoruz su an.
Continuamos a sondar, caindo milhares de anos-luz, em direcção ao plano da galáxia.
Hiç degilse artik eglenmek için yapiyoruz.
Pelo menos, agora é por divertimento.
Eglenmek için sevisip, kavanozda bebek yapiyoruz.
Fazemos amor por divertimento e fazemos bebés num frasco.
- Arka tarafta. - Ne yapiyoruz?
Está lá nos fundos.
Unutmusum bebegim. Donnie ile ben Venice'e kondominyuma yatirim yapiyoruz. - Tüm bu karisikliklar iste bu yüzden.
Esqueci, Donnie e eu estávamos a investir num condomínio em Venice, por isso esta confusão
Ya da ne yapiyoruz? Anlamiyorum.
Não entendo.
Evet bayim. Teksas'ta zaman yolculugu yapiyoruz.
Sim, senhor, estamos a viajar no tempo pelo Texas.
Bir iç harbin ortasinda... arkeolojik arastirma yapiyoruz.
É o único homem que conheço que planeia uma escavação arqueológica durante uma guerra civil.
Şimdi bu evi alacakmîş gibi mi yapîyoruz?
Óptimo... óptimo. Mas não estamos apenas a fingir que vamos comprá-la?
Mümkün, ama serbest pazar toplumunda is yapiyoruz.
Talvez, mas esta é uma sociedade de mercado livre.
Iyi ve kötü gibi ahlaki kavramlar bizi baglamiyor. Yapilmasi gerekeni görüyor ve yapiyoruz.
Libertos de fúteis preconceitos morais do bem e do mal, vemos o que tem de ser feito e fazemo-lo.
Kimin için yapiyoruz?
Pra quem é o trabalho?
Okul dedikodusu yapiyoruz iste... kim kiminle geziyor, kim kiminle yatti...
Sabes, estamos só para aqui a contar tricas da universidade... quem se envolveu com quem, quem dormiu com quem...
Basit bunu bir gecede yapiyoruz. Sabah uyaniyoruz baska problem yok.
É simples, fazemos isto de noite e acordamos de manhã sem problemas.
PEKİ, NE YAPIYORUZ SAYIN BAŞKAN VİETNAMDAKİ EN STRATEJİK HEDEFLER DURUYOR
Sr. Presidente, os alvos mais importantes permanecem intactos porque Hanói e Haiphong são áreas interditas.
BİZ ONUN TAVSİYESİNİ YAPIYORUZ
Olhe, arranjaremos um trabalho para McNamara onde não possa disparar contra você, Sr. Presidente.
HEMEN YAPIYORUZ BUNU BU GECE, HAVA ARAÇLARIMIZA
Hoje à noite, eu ordenei aos nossos aviões e navios para pararem os ataques no Vietnam do Norte.
Lucy, özetin sasirtici. Bunu biliyorsun. Ama Wade ile birçok is yapiyoruz.
O seu currículo é surpreendente... mas fazemos muitos negócios com a Wade.
Seni sorgulamaktan fazlasini yapiyoruz Jack.
Não vamos só interrogá-lo.
Biz is yapiyoruz.
E temos negócios para tratar.
SaSkouatS lara poliS bagirmadan. Neden bunu yapiyoruz ki?
Sussurro para proteger a voz.
"Kanalımızı Çevrenizde Yapıyoruz" 16 WAPT Haberleri Bu Sabah... 16 WAPT HABERLERİ KANALIMIZI ÇEVRENİZDE YAPIYORUZ "Kanalımızı Çevrenizde Yapıyoruz" 16 WAPT Haberleri Bu Sabah... 16 WAPT HABERLERİ KANALIMIZI ÇEVRENİZDE YAPIYORUZ
Construímos a nossa estação a pensar em si.
16 WAPT HABERLERİ KANALIMIZI ÇEVRENİZDE YAPIYORUZ adlı eyaletin en iyi haber bülteni. Associated Press sunar. ... adlı eyaletin en iyi haber bülteni.
Este é o 16 WAPT News This Morning considerado pela Associated Press o melhor noticiário neste estado.
Kahvaltı yapiyoruz, degil mi?
Estamos a comer o pequeno-almoço?
Simdi ne yapiyoruz?
O que fazemos agora?
Burasi Claire Redfield'in konvoyu, sag kalanlar için yayin yapiyoruz. Orada kimse var mi?
Daqui caravana Claire Redfield a transmitir à procura de sobreviventes, está por aí alguém?
Sag kalanlar için yayin yapiyoruz. Orada kimse var mi?
A transmitir à procura de sobreviventes, está por aí alguém?
Burasi Claire Redfield'in konvoyu, sag kalanlar için yayin yapiyoruz.
Daqui caravana Claire Redfield a transmitir à procura de sobreviventes.
Sag kalanlar için yayin yapiyoruz. Orada kimse var mi?
Transmitindo à procura de sobreviventes, está alguém aí?
Sag kalanlar için yayin yapiyoruz.
Transmitindo à procura de sobreviventes, está aí alguém?
Sen ve ben kosu yapiyoruz... Ölüm Vadisi - Demir Adam seçimleri için antreman yapiyoruz.
Eu e tu estamos a correr, a treinar para o Death Valley Iron Man.
Ama biz bunu su an için yapmiyoruz bunu gelecegimiz için yapiyoruz.
Mas não é pelo agora. É pelo nosso futuro.
Peki simdi ne yapiyoruz?
Que fazemos?
Jeffrey, ne yapiyoruz burada?
Jeffrey, o que estamos a fazer?
pardon ben gazetecilik bolumundenim ve biz kisa bir anket yapiyoruz farkli insanlar ve farkli dinlerle alakali ve anket icin birkac soru sorabilir miyim size?
Desculpe-me, estou em aulas de jornalismo e... estamos entrevistando pessoas de religiões diferentes... e gostaria de lhe fazer algumas perguntas.
O zaman niye yapiyoruz ki?
- Então, por que fazer?
ELİMİZDEN GELENİ YAPIYORUZ.
Estamos a fazer de tudo...
GÜNEY SAHİLİNDE PARTİ YAPIYORUZ.
" Estamos numa festa em South Beach.
- Yol yapiyoruz bence treni yarin getirebilirsin.
Estamos a montar os carris. Acho que podes trazer o comboio amanhã.
ne istersen yapiyoruz.
Fazemos o que tu queres.
Milyonlarca dolarlik gelecek sigortalari yapiyoruz.
Estamos a falar de milhões de dólares em Seguros de Capitalização.