Yüz dolar tradutor Português
1,224 parallel translation
İki, üç yüz dolar mı?
Duzentos, trezentos dólares?
Ödül beş yüz dolar.
A recompensa é de 500 dólares.
Bin beş yüz dolar mı?
- Dólares? Mil e quinhentos dólares?
Bu çizmelere bin beş yüz dolar mı verdin?
Pagaste 1.500 por esse caralho de botas?
- Bakmayı kes. Bunlara bin beş yüz dolar vermem.
Eu não gastava 1.500.
Sonra Brett son iki yüz dolarıyla bizi biftek yemeğe götürdü.
Depois, Brett agarra nos últimos duzentos dólares, e levou-nos a jantar bifes do tamanho do teu pé.
Bin iki yüz dolar mı!
1200 dólares?
Yüz dolar mı?
Cem dólares?
- Hiç yoktan yüz dolarımız oldu.
Ias ganhando 100 dólares.
Max, şu sakat arkadaşı ile kayıp çantamı getirdi. İçindeki dört yüz dolar da yerinde duruyordu.
Ele veio a nossa casa com um aleijadinho e devolveram-me a bolsa com os 400 dólares.
- Bir yastık için beş yüz dolar mı? - Aynen öyle.
Quinhentos dólares por uma almofada?
Toplam bin iki yüz dolarımız var. Gidip loto oynasak daha iyi olur.
Podíamos jogar à merda do totoloto.
Elimizde yedi bin üç yüz dolar var.
Temos 7.300, Mike.
Ama, her gün yüz dolar için yaptığı işe... bir milyon dolar teklif edecek birileriyle tanışmıyor. Hayır, lütfen, lütfen alınma. Lütfen, otur.
Ela pode pensar que somos loucos, mas não encontra todos os dias tipos a oferecer-lhe 1 milhão de dólares para fazer o que acabou de fazer contigo por quanto... 200 dólares?
Yirmi dolar. Doğru raundu bilirsen iki yüz doları alırsın.
Escolhe o assalto certo e ganhas 200 €.
Üç yüz dolarım yok.
Podia ter sido pior. Não tenho 300 dólares.
Bunu yüz dolar yaparım eğer beni beklersen.
Aumento para cem, se esperar por mim.
- Yüz doların var mı?
- Tem uma nota de cem dólares?
Şu herife şimdi susması için yüz dolar verirdim
E de oportunidades. Pagava já a esse homem 100 dólares para parar de tocar!
İki yüz dolar.
Duzentos dólares.
Rhett Slater'ı, sekiz yüz dolar için öldürmüştü.
Matou o Rat Slater por 800. Cortou-lhe o pescoço.
Sanırım yarısı. Beş yüz dolar.
Acho que só metade, metade dos mil.
- Bin beş yüz. - Dolar mı?
- Mil e quinhentos.
Sana o kova için beş yüz dolar veririm.
Dou-te quinhentos dólares por esse balde. Certo?
Heykel yeşimden yapılmış, belki de yüz bin dolar eder.
É feita de jade. Deve valer uns cem mil dólares.
Evlilik öncesi sözleşme kadına altı yüz bin dolar limit koymuş.
O acordo pre-nupcial limita-a a 600.000.
Sözleşmenin üzerine yüz bin dolar öneriyoruz.
- Oferecemos $ 100,000 além do contrato.
Dört yüz bin doları geri mi çeviriyorsunuz?
Está a recusar $ 400,000?
İkincisi senin gibi ahlaksız avukatlar yüzünden yüz binlerce dolar harcadık.
Segundo, gastámos centenas de milhares de dólares em advogados sem escrúpulos como você por causa de advogados sem escrúpulos como você.
- Yüz dolar.
- Cem.
Yüz bin dolar nakdi kendin temin edeceğin siyah deri çantayla dikkatli bir şekilde taşıyacaksın.
$ 100.000 em dinheiro... transportados numa discreta bolsa em pele preta... que deverá adquirir.
- Üç yüz elli dolar.
Temos 1200 entre os dois.
Ajan altı yüz bin dolar isteyince ben de şöyle dedim :
Então a agente pediu 600 mil dólares e eu disse-lhe :
Tanrıya şükür 2 yüz milyon dolar istemedim.
Ainda bem que não pedi 200.
Yüz milyon Dolar!
100 milhões de dólares.
Dışarıda büyük iş var çocuklar. Karşılığı yüz milyon Dolar.
Há por aí um bom "trabalho", rapaziada... que vale 100 milhões!
Yani, yüz milyon Dolar.
100 milhões de dólares.
Beş yüz bin Dolar.
500 mil.
İkisinin aynı kişi ise toplam ödül yüz milyon Dolar olacaktır.
Se for uma só pessoa, a recompensa é de 100 milhões. Há perguntas?
- Yüz bin Dolar.
- 100 mil dólares.
Yani, bu tehlikeli kişiyi ele geçirecek olursanız,... sadece yüz milyon Dolar ödülü almakla kalmayacaksınız.
Se este homem perigoso for apanhado, recebem não só os 100 milhões da recompensa,
Yüz yetmiş iki dolar...
São 172 dólares.
Arkadaşım Teebaux'la konuş. Her şoför yüz bin dolar alacak.
Fala com o meu amigo Teebaux, cada motorista recebe 1 00 mil.
Üç yüz yetmiş beş dolar.
Trezentos e setenta e cinco.
Altı masum kurban bir düzine araba yüz binlerce dolar zarar, tam bir felaket.
Seis espectadores inocentes... dúzias de carros... milhões em propriedade, tudo destruido... isto para não mencionar..
- Junior, bu işi Pasifiğin... öbür yakasında yaparsanız yüz bin dolar veririm.
Júnior, posso oferecer-lhe 150 mil se voltar a fazer esgrima connosco, no Clube Cívico.
- İki yüz bin dolar.
- Duzentos mil.
- Beş yüz dolar mı?
- Quinhentos?
Tam yüz milyon dolar değerinde.
Vale cem milhões de dólares.
Orada gürültü yaparsın böylece bu odanın burasından duvardan yüz milyon doları alabilir ve ön kapıdan vals yaparak çıkabilirsin.
Provocar imenso barulho de um lado, para do outro tirar 100 milhões de dólares da parede e sair dali calmamente.
Yüz binlerce dolar.
Centenas de milhares de dólares.