Zamandïr tradutor Português
154 parallel translation
Ne zamandïr yokum?
Quanto tempo estive longe?
Ne zamandïr?
Quanto tempo?
Ç Uzun zamandïr tanïrïm.
Conheço-a há muito tempo.
Hayïr, uzun zamandïr gelmedi.
Não, não tenho nenhum há muito tempo.
Öyle uzun zamandïr öyle zeki oldunuz ki tevazuu unuttunuz.
Foram täo espertos durante tanto tempo que se esqueceram de ser humildes.
Ne zamandïr orada?
Há quanto tempo está ali?
Ne zamandïr bu halde?
Há quanto tempo está assim?
Uzun zamandir nasilsak, öyleyiz.
Estamos exatamente como temos estado há muito tempo.
Ne kadar zamandir kürek çekiyorsun? "
Há quanto tempo estás nos remos? "
Senin hasta oldugundan daha uzun zamandir, bunu bil.
Sou médico há mais tempo do que és paciente, isso te garanto.
- Uzun zamandir orada duruyor efendim.
- Já está ali há muito, senhor.
Charley, sen çok uzun zamandir bu civarda yaºiyorsun.
Charley, vivem nesta regiao há cerca de 1.000 anos.
Uzun zamandir mi tanisiyorsunuz?
Já o conhece há muito?
Uzun zamandir burada kimse içmek için ödemedi.
Há muito tempo que ninguém serve uma bebida por estes lados.
Uzun zamandir içecek bir sey yok.
Há muito tempo que näo temos nada que se possa beber.
ÇOK ZAMANDIR ÇABALIYORSUN, SPOCK...
Você trabalhou arduamente, Spock.
Benim erkeklerle bir sorunum yok, çünkü çok uzun zamandir benim için zaten yoklar.
Eu não tenho problemas com os homens, porque, para mim, há já muito tempo que não existem.
Tipki senin bunca zamandir elinden geleni ardina koymadigin gibi.
Não. Claro que não.
Biliyorsun annenle ben uzun zamandir evliyiz.
- Este casamento, sabe... - É tão... - A sua mãe e eu estamos casados há tanto tempo, eu sei
Bunca zamandîr iş arîyordum ya...
Sabes que tenho andado a procurar trabalho?
Uzun zamandîr buradan uzaktaydîm Lidia.
Estive muito tempo fora, Lidia.
Çok uzun zamandîr beni dansa davet etmeni bekliyordum.
Há muito que esperava que me pedisses.
Çünkü uzun zamandîr kimse onlara bir şey vermemiş galiba.
Tinham cara de quem não recebe nada há muito.
Uzun zamandir bu isteyim.
Estou neste negócio há muito tempo.
- Ne zamandir orada?
- Há quanto tempo está aí, filho?
Bunu uzun zamandir yapiyorum.
Faço isto há muito tempo.
Uzun zamandir soylenip duruyor
É o que se diz.
Aslinda, uzun zamandir hastaydi Hic bir fikrim yoktu
Parece que estava doente há muito tempo, mas eu não fazia ideia.
Onu uzun zamandir gormedim
Onde está o Sr Wu? Não o vejo há muito tempo.
Uzun zamandir birlikteyiz, ama baska birini buldum.
Sei que estamos juntos há muito, mas tenho outra pessoa.
Ne zamandir baskasini yalan yere?
A quanto tempo jogas? A fugir?
Bu kaseti ne zamandir izliyorsunuz?
Por vezes é difícil vermo-nos livres dele. Há quanto tempo estão a ver a cassete?
Ne zamandir bunu yapiyorsun.
Então há quanto tempo é que estás a fazer isto?
Uzun zamandir.
- Há muito. - Sim?
- Uzun zamandir, ufaklik.
- Há tempo suficiente, amiguinho.
Uzun zamandir.
Tempo suficiente.
Anneme yemekler için malzeme almalıyım- - Dostum sen ne kadar... zamandir bu haldesin?
- Tu queres ir-te embora daqui desde que tens dois anos!
O kadar uzun zamandir çalisiyoruz ki, bunu kimin yaptigini hatirlamak zor.
Trabalhamos juntos há tanto tempo que é difícil recordar quem fez o quê.
Uzun zamandir Spock'i oynayanin gelmesini bekliyorum.
Há muito que esperava por aquele que fazia de Spock.
Bunca zamandir onu süper güçlü bir sey sandik ama sadece bir çocukmus.
Todo este tempo pensámos que ele era um ser todo poderoso. Afinal era só uma criança.
Çok uzun zamandir onunla konusmayi denedim.
Há muito tempo que tentava falar com ela.
BUNU ÖYLE UZUN ZAMANDIR İSTEDİM Kİ
DESEJO ISTO HÁ TANTO TEMPO
Ama uzun zamandir yaşadığım en güzel randevuydu.
Mas foi o melhor encontro que tive em muito tempo.
Demek istiyorsunki bütün zamandir ordaydi?
Queres dizer que esteve aí todo este tempo?
YILIN EN GÜZEL ZAMANI BU ZAMANDIR...
NA MAIS MARAVILHOSE ÉPOCA DO ANO..
Uzun zamandir sana asigim.
Tenho uma paixão por ti há tanto tempo.
Sanirim, ilk kez yanliz kaliyoruz bunca zamandir, birlikte oldugumuzdan beri.
Sabes, acho que esta é a primeira vez que estamos a sós desde...
Bunca zamandir bu hastanede çalisiyorum, ama bugünden önce o, benim için tamamen bir yabanciydi.
Trabalho neste hospital há tanto tempo, e até hoje, ela era uma completa estranha para mim.
Siz ikiniz ne kadar zamandir evlisiniz?
Há quanto tempo estão casados?
Sen hayattasin, bende uzun zamandir kendimi bu kadar iyi hissetmemistim.
Estás vivo, eu sinto-me bem... pela primeira vez desde há muito tempo.
Degerli Kardesler. Görünüse göre, uzun zamandir bekledigimiz o gün geldi!
Caros irmãos, parece que o nosso tão esperado dia chegou!
zamanı 41
zaman 286
zamanında 22
zamanla 88
zaman geçiyor 44
zamanım yok 137
zamanlama 22
zamanın var mı 17
zaman yok 141
zaman doldu 144
zaman 286
zamanında 22
zamanla 88
zaman geçiyor 44
zamanım yok 137
zamanlama 22
zamanın var mı 17
zaman yok 141
zaman doldu 144
zamana ihtiyacım var 37
zamanımız azalıyor 34
zamanım var 22
zamanım olmadı 22
zaman geldi 92
zamanımız tükeniyor 18
zamanı gelince 71
zamanın var 16
zamanı geldi 236
zamanını boşa harcıyorsun 43
zamanımız azalıyor 34
zamanım var 22
zamanım olmadı 22
zaman geldi 92
zamanımız tükeniyor 18
zamanı gelince 71
zamanın var 16
zamanı geldi 236
zamanını boşa harcıyorsun 43