English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ Z ] / Zamankinden

Zamankinden tradutor Português

1,929 parallel translation
Pilav Kasesi ölmüştü, ama ben her zamankinden canlıydım.
O Prato de Arroz estava morto, mas eu nunca estive mais vivo.
Her zamankinden güçlüyüz.
Somos mais fortes do que nunca.
Bu kadın, elli yıldır bana katlanıyor ve onu her zamankinden çok seviyorum.
Esta senhora atura-me há cinco décadas e amo-a mais agora do que nunca. Obrigado, querida.
Hayır, her zamankinden.
Não, o costume...
Casa Cristo için güvenlik her zamankinden fazla önem taşıyor. Özellikle son senelerde. Doğru.
A segurança tem sido a principal preocupação para os oficiais da Casa Cristo, especialmente, nos últimos anos.
Her zamankinden daha çok garip gözüküyorsun.
Tu pareces mais bizarro do que o habitual. Oh...
"Sevgileri her zamankinden derinlere ulaştı."
"sendo o seu amor mais profundo e verdadeiro que nunca."
Her zamankinden de çok.
Mais do que nunca
Her zamankinden daha kötü bir şekilde.
Ah! E pior que nunca.
- Bana her zamankinden çok ihtiyacı var.
- Mais do que nunca, ela precisa de mim.
Canım, bana her zamankinden getir, ona da içtiği şeyin aynısından ver, hesabıma yaz.
Querida, dá-me o costume e dá-lhe outra do que ele estava a tomar.
Her zamankinden daha sessiz.
Mais calado do que o habitual.
Ama inan bana, seni her zamankinden çok istiyorum.
Mas acredita em mim, quero-te ainda mais.
Bir aralar seni her zamankinden daha mutlu görüyordum.
Por algum tempo, vi-te mais feliz do que nunca.
Gwen, öldükten sonra seninle geçirdiğim şu son günlerde yaşadıklarım ölmeden öncekinden daha yoğundu, yani ilk sefer yaşadığım zamankinden.
Gwen, vivi mais nos últimos dias que passei consigo, desde que morri, do que vivi antes de ter morrido, quando vivia pela primeira vez. Certo?
Sen de biraları söyle, her zamankinden.
Trás a cerveja do costume.
Seni çok özlüyorum, Leela, burada olduğun zamankinden bile çok.
Tenho tantas saudades de ti, Leela. Ainda mais do que quando estavas cá.
Ayrıca Memur DeAngelo'yla birlikte bu sefer her zamankinden daha önemli bir şey yaptınız bu yüzden buradasın.
E com a partido do agente DeAngelo é mais importante do que nunca que esteja aqui.
Böyle bayram günlerinde, Bay Scrooge yoksullar için her zamankinden daha fazla erzak temin etmemiz icap ediyor.
Nesta quadra festiva do ano, Sr. Scrooge, é ainda mais oportuno arrecadar algum dinheiro para os pobres e indigentes.
Son birkaç akşamdır her zamankinden daha yavaş yürümeye başladı.
Ele tem andado mais devagar, ultimamente.
Yeni ve uzatılan gece saatleriyle müzenin her zamankinden daha canlı olacağı söyleniyor.
Com as visitas nocturnas até mais tarde, o museu vai estar mais vivo do que nunca.
Fiona Glenanne, her zamankinden çok giysi var üzerinde.
Fiona Glenanne, estás a usar mais roupa do que é costume.
Savaş zamanında, Anne, baharatlar eti saklamak ve tat vermek için her zamankinden daha gereklidir.
Em tempo de guerra, as especiarias são mais importantes que nunca. Para conservar a carne e para dar sabor aos seus substitutos.
Her zamankinden mi?
- O costume?
Her zamankinden alayım.
É o costume.
Kusura bakma Elliot, her zamankinden kalmadı.
- Epa, desculpa, Elliot. Já não temos o costume.
Yani bu istasyonların kapanması her zamankinden daha önemli.
É mais importante do que nunca encerrar as rádios piratas.
Her zamankinden ver bana.
Dá-me o de sempre, Jimmy.
Selam Jerry, her zamankinden daha iyi gorunuyorsun.
Olá, Jerry. Estás muito melhor. Nem se nota.
Tatlım, her zamankinden daha da güzel görünüyorsun.
Tu estás mais bonita do que nunca.
Her zamankinden.
O habitual.
Her zamankinden daha geç yattığını biliyorum.
" Sei que ficaste acordada para além da hora.
- Her zamankinden fazla mı?
- Mais do que o normal?
Her zamankinden daha iyi.
Melhor do que nunca.
Şimdi her zamankinden daha fazla.
Agora mais do que nunca.
Ve şimdi bu, her zamankinden daha önemli.
E agora é mais importante do que nunca.
Şu anda korkuyor ve sana her zamankinden daha çok ihtiyacı var.
Ela agora está assustada. E precisa de ti, mais do que nunca.
Sana ihtiyacımız var, Kara Bomba. Hem de her zamankinden daha çok.
Precisamos de ti, Black Dynamite, agora mais do que nunca.
- Her zamankinden fazla değil. - Evet.
- Não mais do que o costume.
Nebukadnezar fırının her zamankinden yedi kat sıcak hazırlanmasını sonra da en güçlü askerlerine Shadrach, Meshach ve Abednedo'yu fırına atmalarını emretmişti.
"Então... Nabucodonosor mandou vir a fornalha, sete vezes mais quente que o usual... e instruiu os mais fortes soldados do seu exército para atirarem Sadraque, Mesaque e Abdenego para a temível fornalha."
- Her zamankinden mi?
- A de sempre?
İnsanların şu anda bize her zamankinden çok ihtiyacı var.
As pessoas precisam de nós agora mais do que nunca.
Her zamankinden mi Adam?
- O Adam habitual?
- Her zamankinden daha güzel olduğunu.
- Que estavas mais linda do que nunca.
Bıyıklılar her zamankinden daha çok birbirlerine güvenmek zorundadırlar.
Os Whiskers vão ter de confiar uns nos outros mais do que nunca.
Böylece ev, kızkardeşliğimiz gibi, her zamankinden daha güçlü olacak.
Por isso, a casa, como a nossa Fraternidade, será mais sólida do que nunca.
Dünya'nın Jedilere her zamankinden daha çok ihtiyacı var.
O mundo precisa dos Jedi, agora mais do que nunca.
Çünkü dünyada olanlara baktıkça artık her zamankinden daha iyi biliyorum ki hepimiz olabileceğimizin en iyisini olmalıyız.
Porque quando olho para o que está a acontecer no mundo, eu sei que agora, mais do que nunca precisamos de ser tudo o que conseguirmos. Bob?
Artık her zamankinden daha çok Jediler'e ihtiyaç var.
Agora, mais do que nunca precisamos dos Jedi.
Her zamankinden mi, Eric?
- É o costume?
- Her zamankinden.
O mesmo de sempre.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]