Çocukken tradutor Português
5,515 parallel translation
Çocukken, Stevie Ray'i Austin City Limits'de seyrettiğimi hayal meyal hatırlıyorum.
Tenho uma vaga memória de ver o Stevie Ray Vaughan em miúdo TAYLOR HAWKINS Baterista dos Foo Fighters no Austin City Limits. Acabei de me lembrar... quase como um sonho, lembro-me de o ver.
Daha o zaman bile, çocukken bile onun özel olduğunu anlamıştım.
Quero dizer, mesmo na altura, em miúdo, já dava para ver que... que ele era especial.
Çocukken, burasının müziğin başkenti olduğunu biliyordun, değil mi?
GARY CLARK JR Guitarrista de blues Foste crescendo a saber que era uma espécie de capital da música, certo?
Babam ve ben hep birbirimize destek olduk. Hatta ben çocukken bile, annem her seferinde...
O meu pai e eu sempre nos apoiámos um no outro, desde que eu era criança, todas as vezes que a minha mãe fazia...
Ne olursa olsun çocukken benim için bir baba gibiydin.
Se vale de alguma coisa, quando era novo, eras como um pai para mim.
Çocukken sokakta oynadığımı hatırlıyorum, cadılar bayramında para, şeker topladığımı.
Lembro-me de ser criança e brincar na rua, de ir pedir doces ou travessuras.
Çocukken sokakta oynadığımı hatırlıyorum,
Lembro-me de ser criança e brincar na rua, de pedir doces ou travessuras.
Çocukken sokakta oynadığımı hatırlıyorum, cadılar bayramında para, şeker topladığımı.
Lembro-me de ser criança e brincar na rua, de pedir doces ou travessuras.
Çocukken sokakta oynadığımı hatırlıyorum,... cadılar bayramında para, şeker topladığımı.
Lembro-me de ser criança e brincar na rua, de pedir doces ou travessuras.
Belki çocukken matematikçiler ona kötü davranmıştır.
Talvez tenha sofrido bullying deles na infância.
Çocukken bile kutsal günlere ilgi göstermezdin.
Nunca gostaste da data, mesmo quando eras criança.
Çocukken bende de bir tane vardı.
- Eu tinha um quando era criança.
Ben çocukken hücrelere tırmanırdık ve gardiyanların bize bakmasını beklerdik.
Quando éramos crianças, subíamos ao curral dos touros e esperávamos até os touros se virarem contra nós.
- Evet, çocukken şehre ne zaman rodeo gelse babam beni götürürdü.
- A sério, o meu pai trazia-nos ao "rodeo" quando eu era criança sempre que viesse à cidade.
Bundan ziyade Albay Baird çocukken yaşadığı askeri üslerini sayıyor.
Mais, se a Coronel Baird contar com as bases militares onde viveu em criança.
Daha bir çocukken bu kuralları öğrenmiştik. Dilimizi düzgün kullan.
Aprendemos quando éramos as novas crianças, regras como :
Annem sürekli, çocukken büyüdüğümde ne olmak istediğimi anlatan hikayeyi anlatıp dururdu.
A minha mãe gosta sempre de repetir a história de quando eu era criança, quando me perguntavam o que queria ser quando crescesse.
Biz çocukken senle omuz omuza savaşmayı çok severdim.
Quando eramos jovens combatemos muito tempo juntos.
Sen daha çocukken bastıra bastıra söyelmiştim.
Repetidamente vezes sem conta desde que eras um rapaz.
Peki, Washington küçük bir çocukken ne ağacı kesmişti? - Ben!
Quando Washington era menino, que árvore ele cortou?
Çocukken buraya gelmeye can atardım.
Adorava vir cá quando era pequeno.
Çocukken bir keresinde annem bana köpeklerin insanların yaydıkları enerjiyi algılayabildiklerini söylemişti. Mutlu olduğumuzda, üzüldüğümüzde ya da korktuğumuzda bunu hissediyorlarmış.
A minha mãe disse-me uma vez, quando éramos pequenos, que os cães captam as vibrações das pessoas e que sabem se estamos felizes, tristes ou assustados.
Çocukken bir keresinde kozalaktan ben de bu süslerden yapmıştım.
Fiz um enfeite quando era miúdo, com uma pinha.
- Boyd çocukken briç oyununu çok severdi, en sevdiği oyundu!
Boyd adorava Bridge para crianças. Era o seu jogo favorito!
Çocukken duymuş olduğu bazı yabancı dillerde konuşmaya başlayabilir.
- E pode começar a falar numa língua estrangeira com que tenha contactado em criança.
Çocukken falan mesela.
Quando eras miúdo.
Çocukken gökyüzüne baktığımda geleceği görürdüm.
Em pequeno, olhava para cima e sentia o futuro.
Çocukken annem her şeyi biliyor gibiydi.
Quando era miúdo, parecia que a minha mãe sabia tudo.
Çocukken peşimden bir terminatör gönderilmişti.
Mandaram um exterminador atrás de mim quando era miúda.
Çocukken bile itin tekiydi!
Mesmo em miúdos, ele já era um estupor!
Çocukken beni aldılar.
Fui raptada quando era criança.
Küçük bir çocukken, gospel dinlemek için kilisede çok zaman geçirdim.
Quando era um rapazinho, passei muito tempo na igreja a ouvir gospel.
İşte millet, ben çocukken Büyük Kanyon'a gittiğimizde onu görme şansını zor bulmuştuk.
É complicado Rapazes... quando visitei o Grand Canyon quando era criança... basicamente nem o conseguimos ver.
Çocukken, Yeşiva'da Talmud eğitiminde üstün başarı göstermiş.
Em miúdo, distinguiu-se nos estudos do Talmude em Yeshiva. Não interessa.
Çocukken beni ellerinden kurtardığın cadılar annemle babamı öldürmedi, annemle babam onlardı zaten.
As bruxas de quem me salvou quando era pequeno não mataram os meus pais, eram os meus pais.
Çocukken doktorun onun üzerinde çalışırken 388 canlı kalmasını sağlayan şeyi.
Foi o que a manteve viva, durante o trabalho do doutor, quando era criança.
Çocukken hiç dansa gitmemiştim. - Biraz inektim.
Nunca ia quando era miúdo.
Bak, çocukken eğlenceliydi.
Ouve, era divertido quando éramos putos.
Çocukken yaptığın bir röportaj vardı, hatırlıyor musun?
Lembras-te de dar uma entrevista quando eras miúdo?
Tıpkı çocukken gördüğümü hatırladığım gibi.
Semelhante à forma como o via quando era criança.
Çocukken yüzlerce kez izledim. Güven bana.
Quando era criança, eu vi isto centenas de vezes.
Ben çocukken, 7-8 yıl sonra değiştirirlerdi.
Quando eu era criança, os padres eram mudados após 7, 8 anos.
Haverhill'deki Aziz John Baptist kilisesinde çocukken sizi tanıyan birkaç beyle konuştuk.
Falámos com pessoas que o conheciam em jovens de St. John the Baptist em Haverhill.
Muhtemelen çocukken olmuştur.
Provavelmente fê-la em criança.
Muhtemelen çocukken olmuştur.
Provavelmente teve-a quando era criança.
Muhtemelen çocukken yapmıştır.
Provavelmente teve-a quando era criança. /
Ben çocukken gelecek...
Quando era miúdo, o futuro era...
Ben çocukken, gelecek daha farklıydı.
Quando era miúdo, o futuro era diferente.
Daha çocukken beni terk edip gitti.
Abandonou-me quando eu era apenas um miúdo.
Font color = "# FFFF00" face = "Comic Sans MS" Ben de çocukken aynı şeyi yaparken yakalanmıştım.
Fui apanhado a fazer a mesma coisa quando era rapaz.
Brenner, çocukken video oyunları şampiyonasında oynadık, hatırladın mı?
Brenner, lembras-te quando em putos entrámos naquele campeonato de jogos de vídeo?
çocukken bile 17
çocuklar 5285
çocuk 1118
çocukların 41
çocukları 61
çocuklarım 135
çocuklarını 17
çocuklarımız 21
çocukların var mı 28
çocuklara 23
çocuklar 5285
çocuk 1118
çocukların 41
çocukları 61
çocuklarım 135
çocuklarını 17
çocuklarımız 21
çocukların var mı 28
çocuklara 23