Çok sıcak tradutor Português
2,538 parallel translation
Bilirsin, her şey çok sıcak, Bu işi hala iptal edebilirsin. Bırak çocuk gitsin
Sabes, podes sempre cancelar.
Çok sıcak bir havası var.
Boa para famílias.
Yaz aylarında, özellikle çok sıcak bir günde bir kaç adam restorana geldi.
No verão, num dia especialmente quente, alguns homens vieram para o restaurante.
Son yer de çok sessizdi. Ondan önceki yer de çok sıcak.
O último sítio era demasiado calmo, o anterior demasiado quente.
İkincisi çok sıcak.
O segundo é demasiado quente.
Ne çok soğuk, ne çok sıcak.
"Nem demasiado quente nem demasiado frio."
Hava çok sıcak.
Está muito calor.
Dışarı çok sıcak.
Está tanto calor lá fora.
Burası çok sıcak, değil mi?
Está mesmo quente aqui dentro, não está?
Baba, burası çok sıcak amına koyayım.
Sim, pai. Está calor, porra!
Ceket çok sıcak olacak.
O casaco vai estar quente demais.
yüzey çok sıcak olacaktır, sıvıları itmek için sana ihtiyacım olacak
Estará quente, preciso que liberem fluidos.
Hayır, burası çok sıcak.
Não, está apenas um pouco quente aqui dentro.
Çok sıcak.
Bolas, está quente.
Sıcak bir gündü. Çok sıcak bir gündü.
Dia de calor, muito calor.
Benim, şey, benim... bu yere olan... sevgim, şey... çok sıcak.
Minha, erm, bem, minha... minha consideração por... este lugar é, erm... é muito caloroso.
- Çok sıcak.
- Está tanto calor!
Birisi bu kanatları çok sıcak diye geri yollamış.
Alguém devolveu estas asas de frango por estarem demasiado picantes.
Çok sıcak olduklarından değildi.
Não é que estivessem demasiado picantes.
Fakat bu saatte bile hava çok sıcak ve hâlâ bir şeyler çekemediyseniz, tüm gün boş oturmuşsunuz demektir. Ve bu yüzden eli boş bir şekilde kampa dönmek, size çok koyar.
Mas ainda está calor nesta altura do dia e se não filmaste muito e passaste o dia aqui sentado, então tens uma longa caminhada de volta.
Küresel ısınma iklimi her iki şekilde de etkileyebilir. Çok sıcak ya da çok soğuk.
O aquecimento global pode fazer com que o tempo seja de extremos, frio e calor.
Hava çok sıcak oldu.
Está ficando um pouco quente aqui fora.
Burası çok sıcak oldu.
Não é habitual estar tão quente em Outubro.
- Tamam, çok sıcak.
- Está meio quente.
Dışarıda fırın varmış gibi, çok sıcak.
Parece um forno lá fora, tão quente.
- Burası çok sıcak.
- Está um calor infernal.
- Eşyalar çok ağır, hava da çok sıcak.
Isso é pesado e está quente.
Şehir çok sıcak.
Faz muito calor na cidade.
Siz ikiniz, her zaman bana çok sıcak davrandınız.
Ambas trataram-me sempre muito bem.
Tamam, çok sıcak.
Bem, isto está quente.
Ama toplar çok sıcak, ve galibiyet parası berbattı.
Mas fazia um calor de louco e o prêmio em dinheiro era péssimo.
Yatak çok sıcak.
Está tão quente esta cama.
- Tamam! Evet. - Çok sıcak.
Que calor!
- Hâlâ konuşuyor? - Çok sıcak.
- Que calor.
"Çok sıcak. Çok sıcak."
Ai que quente, que calor.
Sizin odalar da çok sıcak, değil mi?
Nos vossos quartos também não se aguenta o calor?
İçerisi çok sıcak, çok dar ve alçak tavanlı, ve duvarların üstünde antik ampuller gibi görünen kabartmalar var. Bir şeyi sorgulamak zorundayız, antik Mısır'lılar mezarların içini nasıl aydınlatıyorlardı?
Ainda mais velho que o mecanismo de Anticítera, são estas gravuras na parede no complexo do templo de Dendera, no Egipto.
Buzlu içecek sıcak bir günde çok iyi ferahlatırdı.
E um batido refresca um dia quente.
Çok sıcak.
Ele está tão quente.
- Çok sıcak.
Está calor.
Galapagos Adaları'nda elma dilimli çekiçbalıkları devriye gezerken, bu sıcak noktalar, çok sayıda köpek balığının bulunduğu yerler.
Enquanto que tubarões martelo patrulham as ilhas Galápagos, estes são raros pontos quentes quando tubarões convergem em grande número.
Burada sıcak bir banyo yapmama izin verdiğiniz için çok teşekkürler, Bayan Koontz.
É muito simpático da sua parte deixar-me tomar um banho quente aqui, Sra. Koontz.
Orası felaket sıcak ve ekipmanlar çok ağır.
Está muito quente aqui e as ferramentas são pesadas.
Frank Nusbaum, 42, çok sayıda ve yüzeysel bıçak darbeleri almış.
Frank Nusbaum, 42 anos, vários ferimentos de faca, a maioria superficiais.
Orası sıcak, gürültülü ve çok fazla insan var.
É quente, barulhenta e tem tanta gente!
Çok sıcak.
Muito calor.
Ne kadar tatlı, sevgi dolu biri, Jethro, ve kesinlikle senin anlattığından daha sıcak biri. ve pek çok konuda, senden daha ulaşılabilir biri.
Que homem adorável, Jethro, e certamente muito mais amável do que o descreveu, e de muitas formas, muito mais acessível do que você.
Sıcak vücutlar, olağanüstü duyular ve çok ileri zekâ.
Corpos quentes, sentidos apurados e inteligência altamente desenvolvida.
Fakat primat türlerinin çok büyük çoğunluğu sıcak, tropik ormanlarda yaşarlar.
No entanto, a esmagadora maioria das espécies de primatas vive em florestas tropicais quentes.
Çok sıcak.
Está tão quente.
Ben de öyle Amber.Çok.. sıcak görünüyorsun
- Tambem eu. - Amber, bem estás... muito amigável...
sıcak 416
sıcaklık 48
sıcak çikolata 23
sıcak su 41
sıcak mı 47
sıcak değil mi 17
sıcak dudak 25
çok şık 66
çok sık 16
çok seviyorum 43
sıcaklık 48
sıcak çikolata 23
sıcak su 41
sıcak mı 47
sıcak değil mi 17
sıcak dudak 25
çok şık 66
çok sık 16
çok seviyorum 43
çok seksisin 23
çok şükür 211
çok sağol 164
çok sevindim 231
çok seksi 64
çok şıksın 21
çok sağ ol 161
çok sıkıldım 24
çok şekersin 24
çok şirin 126
çok şükür 211
çok sağol 164
çok sevindim 231
çok seksi 64
çok şıksın 21
çok sağ ol 161
çok sıkıldım 24
çok şekersin 24
çok şirin 126
çok sevimlisin 28
çok sevimli 135
çok şeker 64
çok sert 55
çok sıkıcı 86
çok severim 65
çok sevinirim 68
çok sakin 32
çok sağolun 79
çok şanslısın 138
çok sevimli 135
çok şeker 64
çok sert 55
çok sıkıcı 86
çok severim 65
çok sevinirim 68
çok sakin 32
çok sağolun 79
çok şanslısın 138
çok sıkıcısın 19
çok şirinsin 33
çok şanslıyım 39
çok soğuk 224
çok şaşırdım 153
çok susadım 64
çok safsın 39
çok şirinsin 33
çok şanslıyım 39
çok soğuk 224
çok şaşırdım 153
çok susadım 64
çok safsın 39