Çıkmadı tradutor Português
5,911 parallel translation
Amber'ı içeri tıkmak için buluşamaya gitti. - Ekipse kimsenin ortaya çıkmadığını söyledi.
Olha, ela foi ter com a Amber para a trazer em custódia, e a equipa acabou de informar que nenhuma das duas apareceu.
- Daha kimseden ses seda çıkmadı.
- Ninguém apareceu ainda.
Ben çıkmadım.
Eu não saí.
- Güvenlik kameralarından bir şey çıkmadı.
As câmaras não o apanharam. - Quem é aquele?
Mali kayıtlardan bir şey çıkmadı.
Não apareceu nada nos extractos.
- Yaptım, eşleşme çıkmadı.
Bem...
Neden Aiwei halen yola çıkmadı?
Porque é que o Aiwei ainda não saiu?
Senin rahminden çıkmadığım müddetçe, sakın bana böyle seslenme.
A não ser que tenha saído da merda do teu ventre, nunca me chames isso. Percebeste...
AV taraması yaptım, bir şey çıkmadı.
Rodei o antivírus. Não encontrou nada.
1979'u geçmiyoruz hiç, o zamandan beri iyi müzik çıkmadı.
Não tocamos nada depois de 1979, sobretudo porque a música deixou de ser boa depois disso.
Bünyelerinde sıradışı bir şey çıkmadı.
Nada fora do comum em seus sistemas.
Belli ki ikimiz de sadomazoşizmden hoşlanıyoruz, çünkü 24 saattir telefonlarıma çıkmıyorsun ve telefona çıkmadığın halde sürekli arıyorum.
Claramente estamos em uma DR. porque você está evitando minhas ligações nas últimas 24 horas, e eu continuo te ligando embora você continue me evitando.
Arkadaşlarından bir şey çıkmadı, annesi ortalarda yok.
Nada com os amigos dele. A mãe está fora de circulação.
Ve Thomas gibi annenin karnından çıkmadığını?
E que tu não saíste da barriga da tua mãe, da forma como o Thomas saiu?
O'Leary... Arkadaşlarından bir şey çıkmadı, annesi ortalarda yok.
Não sei nada sobre os amigos do O'Leary.
Şimdiye kadar benimle hiç çıkmadığın için böyle diyorsun.
Bem, isso é porque ainda não saíste comigo.
- Üzerinden kimlik çıkmadı ama kayıp kişiler listesinden bulduk.
Bem, não tem identificação com ele, mas coincide com uma pessoa desaparecida.
Temel analizde sıra dışı bir şey çıkmadı.
Sim, uma análise simples. Nada fora do comum.
Saat asla kolumdan çıkmadı.
O relógio nunca deixou a minha pessoa.
- Ama çıkmadı, değil mi?
- Mas não aconteceu?
İlk laboratuvar sonuçlarında kan lekelerinden sonuç çıkmadı ama elimizde incelemeye yeterli DNA var. Yani umarım bir şey çıkacaktır.
O relatório laboratorial da mancha de sangue não foi conclusivo, mas há o suficiente para colher mais DNA, então espero que sirva para alguma coisa.
O konuda haklı çıkmadığıma eminim.
Pelo jeito não tinha razão sobre isso.
- Hiç mi çıkmadı? - Hayır.
- Não, ele...
- Kızdan bir şey çıkmadı.
- Ela foi inútil.
- Çıkmadı.
- Não saiu.
Peki, benim yapacağım bir şey değildi ama soğukkanlılığını korudun, karakterden çıkmadın.
Não é como eu tinha feito, mas... Mantiveste frieza, preservaste o teu disfarce.
İlk numunede uyuşturucu, alkol... -... ve zehir çıkmadı.
A primeira amostra deu negativo para drogas, álcool, sem veneno...
- Bana kalmaz ancak size yer açmak için Atticus bugün vurmaya çıkmadı.
- Bem, não é da minha conta, mas o Atticus não está a atirar hoje para lhe dar o lugar.
FBI evini aradı. Kasasından veya kayıtlardan hiç bir şey çıkmadı.
O FBI revistou a casa dele, o cofre, as gravações, tudo, e não deu em nada.
Bir şey çıkmadı.
Foi roubado. É um beco sem saída.
Henüz kapıdan bile çıkmadın ama şimdiden daha az güvende hissediyorum.
Nem passou pela porta e já me sinto menos seguro.
Biz neden hiç çıkmadık?
- Diz. - Porque é que ainda não... - Tivemos um encontro?
Brody'nin geceleri çıkmadığını biliyorum.
Sei que a Brody não sai.
Sıra dışı bir şey çıkmadı ama kişisel bilgisayarını kurtardık.
Nada fora do comum, mas recuperamos o laptop.
Beklediğim gibi bir yer çıkmadı.
Não é, exactamente, aquilo que estava à espera.
- Hiçbir şey çıkmadı.
- Nada. - Palavra?
- Hadi canım? Çinli tefeciler ve fahişe bağlantılarından bir şey çıkmadı mı?
A tua rede de agiotas chineses e prostitutas não deu em nada?
Bu sabah yola çıkması gerekiyordu fakat çıkmadı.
Ia zarpar esta manhã, mas não o fez.
Terörist bağlantısıyla ilgili kırmızı bayraklı kimse çıkmadı.
Ninguém salta à vista por ter ligações a terroristas.
Artık testinden bir şey çıkmadı.
O exame de resíduos não apontou nada.
Sonuçlardan bir şey çıkmadı.
Os resultados foram inconclusivos.
Bunlardan faydalanan çok az insan var. Hiçbiri haklı çıkmadı.
Muito poucos conseguiam ter sucesso e voltar a casa para dizer :
Ve neden biz gelince ortaya çıkmadı?
- Então onde é que ele está? Porque não nos apanhou na saída?
Cip? Hâlâ araştırıyorum ama şimdiye kadar bir şey çıkmadı, sıfır.
Ainda estou a processar, mas até agora, nada, zero.
Dennis'den hiçbir şey çıkmadı mı?
O Dennis não disse nada?
Yine sonuç çıkmadı.
Outro beco sem saída.
Ama çıkmadım, değil mi?
Mas não sou!
- Dominic konusunda bir şey çıkmadı.
- Não apanhei o Dominic, mas...
- Öyle bir isim çıkmadı.
- Nada?
- Sorun çıkmadı.
- Tudo pacífico.
Daha çıkmadı.
Ainda não.
çıkmak 16
çıkmak istiyorum 39
çıkmalıyım 20
çıkmaz sokak 24
çıkmayacağım 22
çıkmak mı 17
çıkmama izin ver 18
çıkmak istiyorum 39
çıkmalıyım 20
çıkmaz sokak 24
çıkmayacağım 22
çıkmak mı 17
çıkmama izin ver 18