Çıldıracağım tradutor Português
125 parallel translation
Eğer burada kalırsam, kesinlikle çıldıracağım.
Se fico aqui, fico a bater mal da pinha.
Söylemezsen çıldıracağım.
Se não me disserem, enlouqueço.
Gidiyorum yoksa çıldıracağım.
Sim, vou-me embora Aqui dou em maluca.
Bu evde kapalı kalmaktan çıldıracağım!
Vou enlouquecer fechada nesta casa!
Şimdi çıldıracağım.
Ainda enlouqueço.
Çıldıracağımı sandım. Şey, artık her şey bitti.
- Julguei que dava em louca.
Delireceğim çıldıracağım!
Eu enlouqueço! Mãe, estás a ouvir?
Çıldıracağım. Çıldıracağım.
Eu vou-me passar!
Çıldıracağım! Onu kızkurusunun yanına koyalım.
Vamos pô-lo no quarto da velha!
Bu yerde çıldıracağım.
Vou enlouquecer neste lugar.
Sıcak bir suyun içine girmezsem çıldıracağım.
Se não ter água quente, voltarei-me louca.
Çıldıracağım.
- Estou a enraivecer!
Bunu düşünmekten çıldıracağım.
Fico louca só de pensar.
Eğer burada bira daha fazla kalırsam çıldıracağım.
- Se ficar mais tempo, vou enlouquecer.
Devam ederse çıldıracağım.
Enlouquecerei se continuar.
Geçen birkaç hafta içinde çıldıracağım sandım.
Nestas últimas semanas penso que enlouqueceria se...
Hemen toz ol, yoksa şimdi çıldıracağım!
É melhor desapareceres, antes que eu enlouqueça!
Çıldıracağım.
Estou apavorado.
Çıldıracağımı sanıyordum.
Pensava que estava a ficar louco.
Burada yaşamaktan çıldıracağım.
Estou a enlouquecer a viver aqui.
Çıldıracağım!
Fico doido!
Her zaman da çıldıracağım.
Nunca deixarei de estar.
Jerry, bu şeyleri giyerken çıldıracağım.
Jerry, eu vou enlouquecer com isto.
- Bir şeyler yapmalıyım, yoksa çıldıracağım.
- Qualquer coisa ou endoideço.
15 dk. sonra çıldıracağım ve duymam gerekmeyecek.
Mais 15 minutos e enlouqueço. Não tenho de as ouvir.
Hayır, burada çıldıracağım.
Não partiremos certamente sem ele. Bem, o que o está a atrasar?
Gölde çıldıracağım " dedi.
Estou a dar em doido lá no lago.
Ve o da, "Ama ben gölde çıldıracağım" dedi.
E ele : Mas estou a dar em doido lá no lago.
Evet. "O adam öldü ve yaşlı olduğu için değil" dedi, ve sonra "Tanrım, o gölde çıldıracağım" diye ekledi.
E ele : o outro está morto e não morreu de velho. E depois : Estou a dar em doido lá no lago.
Sonra çıldıracağım.
Ficarei zangado mais tarde.
Bir şeyler yapmak zorundayım yoksa çıldıracağım.
Bem, eu tenho que fazer alguma coisa ou vou dar em maluco.
Çıldıracağım. 3 güne kalmaz kendime ve başkalarına tehlike saçar hale geleceğim.
Vou dar em maluca. Um perigo para mim e para os outros dentro de três dias.
Ve bazen çıldıracağımı sanıyordum.
E... e às vezes achava que ia enlouquecer.
— Gidip çıldıracağım.
- Vou ficar doida.
Saldırgan sayılabilecek her sözüm ya da hareketim için şimdiden özür dilerim, çünkü gittikçe çıldıracağım!
Gostaria de desculpar-me por qualquer coisa que possa vir a dizer ou fazer e que possa ser tomado como ofensa, enquanto me encontro a enlouquecer!
çıldıracağım.Kanişleri bile duyuyorum.
É de dar em doido. Até consigo ouvir as caniches.
Çıldıracağım.
Dá comigo em doida!
Seninle konuştuklarımızdan sonra çıldıracağımı zannettim.
Desde que me contaste aquilo hoje, parece que vou enlouquecer!
Eğer konuşmazsan, çıldıracağım.
Se tu não falares, vou enlouquecer.
Tamam bundan bahsetmeyi bırakın, | yoksa çıldıracağım.
pessoal, parem de falar nisso, ou ainda entro em paranóia.
Tamam bundan bahsetmeyi bırakın, yoksa çıldıracağım.
Parem de falar nisso, senão ponho-me a mexer.
Çıldıracağım, Jeffrey!
Estou danada, Jeffrey!
Çıldıracağım çünkü bütün hayatım alt üst oldu!
Estou danada porque a minha vida está arruinada!
Ne kadar çıldıracağımı söyleyebilirim.
Mais furioso, eu diria?
Bazen cinsel hayal kırıklığından çıldıracağımı düşünüyorum.
Às vezes penso que enlouqueço de frustração sexual.
Çıldıracağım, çok mutsuzum, çaresizim.
Sou tão infeliz.
Bir şey yapmazsam, burada oturmaktan çıldıracağım.
Não.
Çıldıracağım!
Estou a ficar furioso.
Başımın etini yemediğinde çıldıracağını biliyorum.
Eu sei que você ficará louca sem mim pra importunar.
Eğer birine söylemezsem korkarım çıldıracağım.
Se não desabafar, fico maluca.
Çıldıracağım, tamam mı?
Dou em doido!