Ölmek istemiyorum tradutor Português
1,285 parallel translation
-... açlıktan ölmek istemiyorum.
Eles só servem o jantar depois de tu acabares.
- Ölmek istemiyorum.
- Não quero morrer. - Não.
Tanrı aşkına, ölmek istemiyorum.
Por amor de Deus, nao quero morrer.
- Jimmy, yaşadığım hayattan nefret ediyorum ama kesinlikle... ölmek istemiyorum.
Posso odiar minha vida, mas com certeza não quero morrer.
Birkaç aç gözlü büyücünün, güç kavgası yüzünden ölmek istemiyorum.
Não vou morrer por uma luta pelo poder... entre um par de Mages gananciosos.
Ölmek istemiyorum.
Não quero morrer.
Bu şekilde yaşayıp ölmek istemiyorum.
Não podemos desperdiçar oportunidades.
Ölmek istemiyorum.
Eu não quero morrer.
- Lütfen. Ölmek istemiyorum.
Não quero morrer!
Sırf sen çok yavaşsın diye ölmek istemiyorum!
Não quero morrer por causa de sua lentidão.
- Evde kalmış olarak ölmek istemiyorum.
- Não quero ficar solteiro.
Hayır. Hastanede ölmek istemiyorum.
Não, não quero morrer em um hospital.
Fikrimi değiştirdim. Bu şekilde ölmek istemiyorum.
Troquei de idéia, não quero morrer deste modo.
- Ölmek istemiyorum.
- Não quero morrer.
Seni sevebilirim Ama, senin için ölmek istemiyorum.
Eu posso te amar, Mas eu não quero morrer por ti.
- Bu kamyonda ölmek istemiyorum. - Ayaklarıma basıyorsun!
- Não quero morrer neste camião.
- Ölmek istemiyorum!
Eu não quero morrer!
Ölmek istemiyorum!
Eu não quero morrer!
Geri gitmeyeceğim. O şekilde ölmek istemiyorum.
Não vou voltar para as mãos deles!
Üşütüp ölmek istemiyorum!
Não quero apanhar frio e morrer!
Ölmek istemiyorum!
Não quero morrer!
Ölmek istemiyorum.
- Não quero morrer. - Se ficares aqui, vais morrer.
- Ölmek istemiyorum.
Não quero morrer.
Bakın, ben henüz ölmek istemiyorum.
Escutem... não quero estar morto ainda.
Ben... Ölmek istemiyorum.
Não quero morrer
Tanrım! Ölmek istemiyorum!
Senhor Jesus, não quero morrer!
- Ölmek istemiyorum!
- Não quero morrer.
- Majeste, kumaşla teması canını yakıyor. -... ölmek istemiyorum.
Sra., deves tomar mais cuidado pelo contato em vossa roupa.
Böyle ölmek istemiyorum.
Não quero morrer assim...
Pilotu seviyorum, ve Moya'yı da... ama, burada ölmek istemiyorum.
Eu amo Pilot e amo Moya, mas... mas não quero morrer aqui.
Bu duvarlar içinde ölmek istemiyorum.
Não me peça para morrer dentro dessas paredes.
Ölmek istemiyorum, Binbaşı Carter.
Não quero morrer, major Carter.
- Ölmek istemiyorum!
- Mas eu não quero morrer!
Bu bok çukurunda ölmek istemiyorum.
Não quero morrer nesta merda.
Ölmek istemiyorum dostum.
Não quero morrer, homem.
Böyle ölmek istemiyorum!
Assim não!
Yüce Tanrım, böyle ölmek istemiyorum!
Meu Deus, assim não!
Ölmek istemiyorum, Donald. Hayatımı boşa harcadım.
Não quero morrer, Donald.
- Ölmek istemiyorum, bu yanlış mı?
Não quero morrer. Isso é mau? Não.
Ölmek istemiyorum, neden yalan söyleyeyim.
Eu não quero morrer. não vou mentir.
Burada ölmek istemiyorum!
Não quero apodrecer aqui!
Ölmek istemiyorum!
E não quero morrer!
- Ölmek istemiyorum!
- Não quero morrer!
O şekilde ölmek istemiyorum.
Não quero terminar assim.
Vulkan hapishanelerinde ölmek istemiyorum.
Não quero morrer numa prisão.
- Ölmek istemiyorum.
- Vamos levá-lo!
Ölmek istemiyorum.
- Vai ficar bom.
Haklıydın, burada ölmek istemiyorum.
- Tens razão, não quero morrer aqui.
Lütfen, ölmek istemiyorum.
Não quero!
Burada ölmek istemiyorum.
Não quero morrer aqui!
Çıplak ölmek... istemiyorum.
Não quero morrer nu.
istemiyorum 1125
ölmek 68
ölmek istiyorum 130
ölmek üzere 22
ölmek mi istiyorsun 89
ölmekten korkmuyorum 24
ölmek mi 43
ölmek 68
ölmek istiyorum 130
ölmek üzere 22
ölmek mi istiyorsun 89
ölmekten korkmuyorum 24
ölmek mi 43