Üzerimde tradutor Português
1,529 parallel translation
Bunu yapmak istemiyordum ama bugün cömertliğim üzerimde.
Sabe, não ia fazer isto, mas hoje sinto-me bastante generosa.
Baba, bak, eminim üzerimde patlayan tavuk ve şu yapışkan siyah benzinimsi şey için bir açıklama bekliyorsun.
Olá, pai. Imagino que queiras saber... por que estou coberto de penas e mais esta cena preta pegajosa...
Gözlerin benim üzerimde olacak, onda değil.
Quando estás comigo, olhas é para mim. Não é para ela!
Daha zayıf bir adam olsaydım, hâlâ üzerimde kokusu olurdu.
Se fosse um homem mais fraco, ainda teria em mim o perfume dela.
- Kahretsin, üzerimde hiç nakit yok.
- Merda, não tenho dinheiro.
İşte, şu üzerimde olanları alabilirsin.
Podes ficar com o que eu tiver aqui.
Herkesin gözü üzerimde olacak. Ayrıca bilmediğim bir ton sözcük soracaklar.
Vão estar todos a olhar para mim e vai haver um monte palavras que eu não vou saber.
Amacım şu : Büyük ve itibarlı bir yerde adım okunduğunda... mesela Carnegie Hall'da... üzerimde bu elbiseyle çıkacağım.
Sabes, a minha ideia é ser anunciada num sítio grandioso e importante, tipo o Carnegie Hall.
Çok endişeliysen eğer, bu gece Cesario'ya gel, gözün üzerimde olsun.
E se estás assim tão preocupado, talvez devesses ir hoje há noite ao Cesario, só para estares de olho em mim.
Kendisi ile kısa bir tanışıklığımız oldu ama benim üzerimde büyük bir etki bıraktı.
Conheci-o por breves instantes, mas fiquei muito impressionado.
Hoboken'da üzerimde sadece bir etol ve kovboy şapkası ile uyandım.
Acordei em Hoboken sem nada vestido além do poncho e um chapéu de cowboy.
Benim üzerimde.
Esqueci-me.
Greenlake'in orada bir hastaneye yerleştirdiler ve üzerimde testler yapmaya başladılar.
E puseram-me num hospital em Groom Lake e começaram a fazer uns testes.
O kahrolası doktorlar üzerimde deney yapıyorlardı.
Aqueles médicos de merda estavam a fazer experiências comigo.
Ve eğer öyle birisi olsaydı, benim üzerimde denerdi, asla bunu yapmadı.
E se ele fosse assim, teria tentado alguma coisa comigo e nunca o fez.
- Tam üzerimde.
- Valeu, firmeza, cara.
- Sevimli gülümsemeni benim üzerimde kullanma. - Ne?
- Não use o seu sorriso charmoso.
Tooge'ın dediğine göre ne olursa olsun bu leke üzerimde kalırmış.
Tenho quase a certeza que isto não vai dar em nada.
Ne istediğini bilmiyorum ama zıtlık psikolojisi zırvalığını üzerimde deneme.
Não sei o que queres, mas não tentes aquela psicologia invertida outra vez.
Sonra üzerimde bir ağırlık hissettim ama ne olduğunu göremedim.
E lembro-me de haver algo a pressionar-me, mas não o conseguia ver.
Artık üzerimde deney yapmanıza izin vermeyeceğim.
Não vou deixar que continuem a usar-me como cobaia.
Ben üzerimde 13,000 dolar olmadan evden dışarı adımımı atmam.
Eu nunca saio de casa com menos de 13.
Benim üzerimde de bu kadar var.
Isto é tudo o que tenho comigo.
Ama üzerimde bir çizik bile yok. Şuna karnındaki şeye ne diyorsun peki?
Então o que é isso aí saído?
Ve üçüncüsü üzerimde silah yoktu, bu da iyi bir şeydi... prensiplerimi hemen yakardım herhâIde.
E terceiro, eu não ia armado, o que provavelmente até foi bom, porque lhe teria chamuscado a pele só por uma questão de princípio.
Jack... üzerimde bir lazer var.
Jack... Puseram uma mira laser sobre mim.
Benim üzerimde işe yaramıyor.
Comigo, não está a pegar.
Mektubunun üzerimde şaşırtıcı bir etkisi oldu.
A tua carta teve em mim um efeito surpreendente.
Tecrübesizliğim üzerimde kimlik kartı gibi duracak.
Eu vou usar a minha inexperiência como divisa.
Bu yüzden üzerimde ceket var.
Ele é lindo.
Ne zaman karar veremez durumda olsam, üzerimde etkisi olan bira reklamlarını düşünürüm, çünkü her zaman içinde bir mesaj vardır.
Sempre que me debato com problemas desses, penso nos anúncios de cerveja... que me causaram impacto, porque usualmente contêm uma mensagem.
Bunlar üzerimde kalıyor.
Vou usar estes.
Bir şeye vurmak istiyorsan benim üzerimde vur.
Queres bater em alguém, bate-me a mim.
Grubun hatrına bir şey yapmanın anlamı yoktu. Kazanmak paraya başlayınca, nasıI hep fazla baskının benim üzerimde olduğunu ve nasıI benim biraz daha fazlasını hak ettiğimi fark ettim.
Quando começamos a fazer dinheiro eu vi que a maior parte da pressão era exercida sobre mim e que merecia um pouco mais porque
Sen? Evet, üzerimde gerçekten işe yaradıklarını hissediyorum.
Sim, sinto que funcionam mesmo.
Ama içlerinden birinin etkisi hala üzerimde.
Mas há uma coisa que disseste que não consigo esquecer.
Ama benim üzerimde her hangi bir gücün yok öyle değil mi?
Mas acho que não tens poder nenhum sobre mim, pois não?
- Kimlik üzerimde değil.
- Não tenho.
Benim üzerimde çalışmaya başladığında gözlerim bağlanmıştı, o yüzden...
E quando começou, sabem, a cortar-me, eu estava vendado, por isso...
Bu, üzerimde büyük bir baskı yaratıyor.
É muita pressão.
Onları üzerimde getirdim.
Tenho-as em mim.
Yakında üzerimde Mike'la uyuyacağım...
Brevemente, com o Mike em cima de mim. Se é que me estás a perceber.
Benim üzerimde işe yaramıyor, Andy.
Parece que não resulta em mim, Andy.
Ve bunu istesem de, ki istemiyorum, üzerimde hiçbir iz yok.
E mesmo que quisesse, e não quero... não tenho nenhuma cicatriz em mim.
Yakında... üzerimde Mike'la...
Em breve, com o Mike em cima de mim.
Bu akşam evde olacağım, ellerini üzerimde gezinirken düşünerek.
Estarei em casa hoje à noite. A pensar nas tuas mãos a tocar-me.
Burada kalıp, süper güdümlü lazer silahlarını üzerimde test etmelerine izin vereceğim.
Vou ficar aqui e deixá-los testar em mim as suas super armas guiadas a laser.
Kendime geldiğimde üzerimde çalışıyordu.
Quando acordei, ele estava a cuidar de mim.
- Tamam. Benim üzerimde yeterince nakit yok.
Não tenho muito dinheiro à mão.
Her zaman bunu hissediyordum üzerimde ama anlamıyordum.
Sempre me identifiquei
Bu ofisteki her şey benim üzerimde yürütülür!
Neste escritório tudo passa por mim.