English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ Ş ] / Şantaj

Şantaj tradutor Português

2,588 parallel translation
Muhtemelen Senatör'e seçimlere yeniden katılmaması için şantaj yapacaktınız. Ama uçağı düşünce, bir fırsat gördünüz.
Se calhar queria chantagear o Senador para não concorrer à reeleição, mas quando o seu avião caiu, viu uma oportunidade.
Kocanızın kazanması için onun yerine senatörün karısına şantaj yaptınız.
Chantageou a sua mulher para que o seu marido pudesse concorrer.
Şantaj mı yapıyorsun?
Isto é uma chantagem?
- Şantaj mı bu?
- Isto é uma chantagem?
Belki de bir senatörün... kızını becerdiği falan gibi bir şeydir, ve bunu şantaj için kullanabiliriz.
Talvez seja uma fita desse Sandler a foder com a filha, ou qualquer coisa assim. Vamos usá-la para fazer chantagem.
Nolan'ın babana yatırım yapmasının tek nedeni Tyler'ın ona şantaj yapmasıdır.
O Nolan só investiu com o teu pai, porque o Tyler está a chantageá-lo.
Lydia'nın başına gelen her şey dâhil şimdi de Conrad'e şantaj yapmak için gerekli tüm fiziksel delilleri aldı...
Incluindo tudo o que aconteceu à Lydia, e agora tem todas as provas de que precisa para extorquir o Conrad...
Şantaj...
Chantagem.
Tyler bana şantaj yapıyor.
O Tyler está a chantagear-me.
Tyler ona şantaj yaptıktan sonra Nolan telefonuna dinleme cihazı yerleştirdi.
Após o Tyler o ter chantageado, pôs uma escuta no telemóvel dele.
Yani öyle sanıyordunuz, ta ki gerçek adının Michael Bailey olduğunu ve size şantaj yapmaya çalıştığını öğrenene kadar.
Ou é assim que o conhecia, até saber que o seu nome era Michael Bailey e que ele queria chantageá-la.
Şantaj mı?
Chantagear?
Babama şantaj yapılıyordu sanırım.
O pai pode ter sido chantageado.
Ali saklıyomuş onları, ve ben de babama bunu sordum. Şantajı mı diye. O da dedi ki Alison'a bir sent bile vermemiş.
A Ali tinha-o escondido e confrontei o pai com isso, com a chantagem, e ele disse-me que nunca deu um cêntimo à Alison.
Alison'un şantaj parası olduğunu sandın.
Pensaste que tinha pago à Alison para ficar calada.
Konuştuğumuz onca şeyden sonra ; Jason, babam, şantaj ; Burada kalabileceğimi sanmıyorum.
Depois de tudo aquilo de que falámos, o Jason, o pai, as chantagens, acho que não consigo ficar aqui.
Bu mektupları buldu ve ne anlama geldiklerini çözdü. Ve iki ailenin arasının bozulmaması için babama şantaj yaptı.
Ela encontrou aquelas cartas e descobriu o que significavam e depois chantageou o meu pai para evitar estragar ambas as famílias.
Eğer Ali birine şantaj yapıyorsa biri değil Spencer, babandı.
Se a Ali estava a chantagear alguém... Não é "alguém", Spencer. Era o teu pai.
Ali'nin başka birine şantaj yapmış olacağını düşünmek istemedim.
Não quero descobrir que a Ali estava a chantagear outra pessoa.
Birkaç hafta önce Emily'e bir mail yollamış. Kendisine şantaj yapıldığını yazmış.
Mandou um e-mail desesperado para a Emily a dizer que estava a ser chantageada.
Evet, ona seks kasedi ile şantaj yapılıyormuş.
Sim, estava a ser chantageada com um vídeo de sexo.
Yani diyorsun ki ; bana da şantaj yapılıyordu.
Está a dizer que também foi chantageado.
Tam olarak kaç kişiye şantaj yapıyorsun?
Exactamente quantas pessoas está a chantagear? Neste momento, umas sete ou oito.
- Şantaj mı yapıyorsun?
TRABALHAR NA NORUEGA? Isto é uma chantagem?
- Şantaj mı yapıyorsun?
- Isto é uma chantagem?
Bana şantaj yapmana izin vermeyeceğim, House.
Não vou deixar-te chantageares-me, House.
Eve'in zina yaptığını biliyorsunuz her ne kadar o bunu inkâr etse de ve biliyorsunuz ki sevgilisi Carlos para için ona şantaj yapmış ve Carlos Ruiz daha fazla para istemek için Eve'e geri geldiğinde kafasını parçalamıştı.
Sabem que a Eve era adúltera, mesmo que ela tenha negado. E sabem que o seu amante, Carlos, a chantageou por dinheiro. E quando Carlos Ruiz voltou para pedir mais dinheiro a Eve, ela acertou-lhe na cabeça.
Peki ya şantaj?
E a chantagem?
Ray Fiske'ye şantaj yapmamız mı?
Eu criei um caso? Você me indicou para Channing McClaren já sabendo que ia processá-lo.
Bana şantaj mı yapmaya çalışıyorsun? Hayır.
- Estás a tentar chantagear-me?
Sanırım benim şantaj fikrim kesinleşti, Raymond.
A minha teoria de extorsão acabou de ser confirmada, Raymond.
Bu bir şantaj.
Chantagem.
Senin şantaj teorisi yapıp ya da beni küçük düşürmeyi düşünme bile.
É boa a tua teoria de fugir de volta ser tão boa quanto a da chantagem, ou vais fazer-me parecer idiota.
Ya da birbirlerine şantaj yapıyorlar.
Ou estarem a chantagearem-se.
Şantaj mı yapıyorsun bana?
Estás a chantagear-me?
Tam olarak şantajın anlamını bilmiyorum.
Não sei lá muito bem o que chantagem significa.
İnsan kendi kardeşine nasıl şantaj yapar? Ayriyeten evliliğini de yok etmiştin bunu da ekle listeye.
Não te esqueças, que também lhe destruíste o casamento.
Bana şantaj yapabileceğin utanç verici bir sır daha öğrendiğin için bayram ilan edersin sanmıştım!
Pensava que ficarias contente por descobrires outro segredo humilhante para me chantageares!
İşini geri almak için patronuna şantaj yaptım.
Para recuperares o teu trabalho eu chantageei o teu chefe. Pára!
Kimseye şantaj yapmadım ben. Yani bu fotoğrafı hiç görmedin?
Então não reconhece esta foto?
Sebebin vardı, onları Owen'ın ölmesi konusunda suçluyordun ve şantaj yaptığını da kanıtladık.
Tinha motivo, culpava-as pela morte do Owen e acabou de admitir que as chantageava.
Ben kimseyi incitmedim. - Kardeşime şantaj yapmışsın!
- Tu chantageaste a minha irmã!
- Şantaj uzaktan alınan bir intikam. Cinayetse çok daha yakın ve kişisel.
Chantagem é vingança à distância.
Şantaj konusunda suçlu o ama daha fazlası değil.
Ele é culpado pela chantagem, mas é até onde vai.
İki kadın öldü Darren hâlâ şantaj ile suçlanıyor... -... ve muhtemelen evliliği de bitti.
- Duas mulheres mortas, o Darren acusado de chantagem e o casamento dele já era.
- Bu şantaj anlamına gelir.
- Quer dizer que é extorsão.
Getirdiğin tek şey Boston şantajı ise burada pek fazla tutunamazsın.
Se vens com a extorsão de Boston não vais ficar por muito tempo.
Queen Bee bana, şantaj yapıyor...
A Rainha Bee tem-me chantageado.
Şantaj mı...?
Como?
Ne için şantaj?
Chantageada porquê?
Bu bana şantaj gibi geldi.
Sra. Beckman.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]