English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ Ş ] / Şantaj mı

Şantaj mı tradutor Português

580 parallel translation
Whitey ona şantaj mı yapıyordu?
Quer dizer que o Whitey estava a fazer chantagem com a Claire?
- Şantaj mı yapacaktın?
- Chantagear-me?
- Şantaj mı?
- A chantagear?
Şantaj mı?
Chantagem?
Bu tam bir... Şantaj mı?
Chantagem?
Şantaj mı, değil mi anlarız. Ya öyleyse?
Se for, temos de pagar, não?
Sizin kararınız, ama bana onlarla kurban olma hakkımın verimesini istiyorum. " diyerek çağrıda bulunması gerçekten şantaj mıdır?
É a vossa decisão, mas deixem-me a mim o privilégio de ser morto com elas? "
Nedir bu? Şantaj mı?
O que é isso, uma chantagem?
Yani ona şantaj mı yapacaksınız?
Então, tencionam chantageá-lo?
Bana şantaj mı yapıyorsun?
Estão a chantagear-me?
- Bana şantaj mı yapıyorsun?
- Estás a chantagear-me?
Bir şantaj mı?
Vim falar claro.
- Parayı harcadınız mı ya da ona şantaj mı yaptınız, cevap verin?
- O dinheiro era para investir, ou tratava-se de chantagem?
Öyleyse, sence şantaj mı söz konusuydu?
Acha então que foi chantagem?
Onlara şantaj mı yapıyorsun?
- Estás enganado.
Şantaj mı?
- Chantagem?
- Mesela şantaj mı?
- Chantagem?
Şunu da söyleyeyim ki, Favell, şantaj, bir meslek sayılmaz ve sana tuhaf gelse de, kendi dünyamızda onunla nasıl başa çıkacağımızı biliriz biz.
Deixe-me dizer, Favell, que chantagem não é exactamente uma profissão e sabemos como lidar com isso nessa parte do mundo, por mais que lhe pareça estranho
Ama bir zengini sağıyor olsaydım Barrow da bana şantaj yapsaydı...
Mas se estivesse a explorar um homem rico e o Barrow me incomodasse,
Sanırım şantaj diyorlar.
Chantagem, é assim que se chama.
Karen'a şantaj yapıp Cora rolünü kapmak için adımı kullandın.
Usou-me quando fez chantagem com Karen para obter o papel de Cora
Size hiç şantaj yapıldı mı Bay Smith?
Já foi chantageado, Sr. Smith?
Swann'ın buraya gelip ona şantaj yapmasını ben mi planladım?
Está a sugerir que eu preparei a vinda do Swann aqui, para chantageá-la?
Onu Swann değil de ben çalmışım. İki şantaj notunu da ben yazmışım. Bay Halliday'in mektubunu saklayıp onu cesedin cebine koymuşum.
Aparentemente, não foi o Swann que a roubou, fui eu... e escrevi os dois bilhetes a chantagear, guardei a carta do Sr. Halliday e coloquei-a no cadáver.
- Sanırım bana şantaj yapıldı.
O coronel ordenou que sigam para Wellington, acelerado.
Günah çıkarma kabinindeki sırları şantaj için kullandınız mı?
Usou os segredos do confessionário para extorquir dinheiro?
- Bana şantaj mı yapıyorsunuz?
- Está tentando me chantagear?
Geri çevirirse, Loca'dan ona şantaj yapalım.
Excluímo-lo da Confraria se recusar.
Geröekten, benim sevgili Freddy'm, neden şantaj olmasın?
A sério, meu caro Freddy, por que não fazer chantagem?
Bu resimler boşanma mı, yoksa şantaj için mi?
As fotos são para divórcio ou chantagem?
Sanırım Bay Ffolly Hardwicke bu dolandırıcılığı fark etti, Compton da öyle ve böylece suç listesine şantajı da ekledi.
Acho que o Sr. Folly Hardwicke tropeçou nesta fraude, tal como o Compton, que adicionou chantagem à sua lista de crimes.
Yani şantaj yaptığı kişi ona parayı getirdi, onu öldürdü, pansiyoneri duyunca da panik içinde kaçtı mı?
Quem ela estava a chantagear trouxe o dinheiro, matou - a, e, quando ouviu o inquilino, fugiu em pânico?
Bana şantaj yapmaya nasıl cesaret edebilir, benim adım, McCoy!
Teve a audacia de tentar chantagear a mim, MacCory!
Bir daha şantaj yaparsan, seni malikaneden kovarım. - Şimdi kaybol!
Mais uma chantagem e ponho-te fora de casa.
Karımın aptallığını önleyemem, ama ona şantaj yapılmasını önleyebilirim.
Não posso impedir a minha mulher de fazer de parva, mas posso impedi-la de sofrer uma chantagem.
3 gün sonra bir hayır etkinliğinde, karımı ayartıp, yardım etmem için ona şantaj yapıyorsunuz.
Três dias depois, seduziu a minha mulher numa festa de caridade. E julga que me pode forçar a ajudá-lo.
Markize şantaj yapacağım.
Vou ver a Marquesa, quero fazer-lhe uma chantagem.
Biliyorsun, sana hiç şantaj yapmadım.
Sabes, nunca usei o que sei sobre ti.
Seni orospu çocuğu! Bana bu şekilde şantaj yapamazsın, anladın mı!
Novotny, seu porco filho da puta, não vou ceder sob chantagem!
Şantaj benim tarzım değildir.
Chantagem não é o meu estilo.
Bakalım şantaj rüşvetten daha mı çok işe yarayacak?
Veremos se a chantagem resulta melhor que o suborno.
Ben de Tavşan'ın karısının resimleriyle... ona şantaj yapacaktım.
Por isso, ia chantagear o Acme com as fotos dele com a mulher do coelho. Chantagem, só isso.
Sanırım, Tibor Zoldan babana şantaj yapıyormuş.
Parece que Tibor Zoldan estava a cantagear o teu pai.
Bize şantajı anlatmaya mı gelmiştiniz?
Veio para nos dizer que estava a ser chantageada?
Şantaj için kolay bir avdım.
Eu era um alvo fácil para a chantagem, e não havia forma de me livrar dele.
Dayım bana şantaj yapıyor.
O meu tio está a chantagiar-me.
Bana şantaj yapmaya kalkarsa, onu daha yüksek bir pencereden atacağım.
Se ela tentar fazer chantagem, atiro-a de uma janela mais alta.
- Bu bir şantaj. - Anlayamadım?
Isso é chantagem.
Ciddi ciddi Amberiotis'in bana şantaj yaptığını mı söylüyorsunuz?
Está a sugerir que Amberiotis me estava a chantagear?
George Stark kitaplarını benim yazdığımı anlamış. Bana şantaj yapmak istedi.
E ele ameaçou chantagear-me.
Bu tür şantajı Handel'in teşvik ettiğine dair kuşkularım var.
Suspeito que é o Maestro Haendel que mantém esta chantagem

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]