English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ Ş ] / Şenin

Şenin tradutor Português

320,794 parallel translation
Senin beni öldüreceğini de kim söyledi?
Quem diz que me irias matar?
Bu senin bıçağın değil.
A faca não é tua.
Ve bu senin için oldukça zor olacak.
E isso seria difícil para ti, também.
Ne de olsa, senin de bir sebebin yok mu?
Afinal, não tens motivos?
Duruma göre değişir sanırım, veya senin için neyin daha önemli olduğuna göre
Depende do que é mais importante para ti.
Senin çok üstüne düştü, ama beni görmezden geldi.
Ela adorou-te e ignorou-me.
O her şeye rağmen senin annendi.
Continuava a ser a tua mãe.
Senin, annemi öldürmek için benden izin aldığını hatırlamıyorum?
Não me lembro de teres pedido permissão para matar a minha mãe.
Senin için önemi olmasa da, benim için var!
Importa-me a mim, mesmo que não te importe a ti!
Senin tarafından ya da başkası tarafından!
Não de ti, nem de ninguém!
Ne yani, senin gibi ihtiyar bir ahmak olmak istediğimi mi sanıyorsun?
Pensas que quero ser um velho pateta como tu?
Ama ben o sırada zaten kraldım ve senin için yeterli değildim.
Mas eu já era Rei e não era suficientemente bom para ti.
Ziyafeti senin sunman gerek.
Tens de servir o banquete.
Ve bu senin hatan.
E a culpa é toda vossa.
Taçtan senin namına vazgeçeceğim.
Renunciarei à coroa em vosso favor.
Bu kutsal asayı senin ellerine teslim ediyorum Prens Aethelwulf.
Passo este cetro sagrado para as vossas mãos, Príncipe Aethelwulf.
Gücünü toplayınca senin olanı geri al.
Mas só para que possais recuperar forças e reconquistar o que é vosso.
Senin... bir kaderin var Alfred, bundan kaçamazsın.
Tu tens um destino, Alfred, ao qual não podes escapar.
Bu hiç senin edeceğin bir laf değil sevgili kardeşim.
Nem pareces tu, querido irmão.
Açıkçası sevgili Sigurd, senin ne dediğin umurumda değil.
Francamente, querido Sigurd, não me interessa o que dizes.
Senin peşinden gelmek istemiyorum Ivar.
Eu não te quero seguir, Ivar.
Senin tek yaptığınsa müzik çalmak Sigurd.
E tudo o que tu fazes é tocar música, Sigurd!
- Ben de senin kadar Ragnar'ın oğluyum.
Sou tão filho de Ragnar como tu.
İnan, ya da inanma, senin kararın.
- Acredite, não acredite, é sua a escolha.
Kontrol altına al şu şeyi, böcek yoksa ben senin yerine alırım.
- Controle aquela coisa, besouro, - ou eu vou controlá-lo por ti.
Bu kötü adam senin, anneciğim.
- Este bandido é seu, mamãe.
Senin için buradayız.
Estamos contigo. Sim.
- Senin yardımını almak harika.
- Que bom ter sua ajuda. Obrigado. - Não.
- Özellikle senin tarafından.
- Especialmente a ti.
Kori, senin kuyunu kazmayacağımı biliyorsun, değil mi?
Kori, sabes que eu nunca iria conspirar contra ti, certo?
Sonuçta, ben senin dünyandan bile değilim.
Afinal de contas, eu nem sou do seu mundo.
Ve ben de senin aileni alacağım.
Então, eu vou-te levar de novo a nova.
Senin için de mahsuru yoksa, her şeyin doğrusunu sen bilsen de yarın okula dönmesinin iyi olacağını düşünüyorum.
Se não te importas, apesar de seres tu que mandas, alvitro que ela volte amanhã para a escola!
Senin ne düşündüğünün önemi yok.
Não importa o que pensas.
Korkarım beni eş olmaya hazırlamak senin için kolay olmayacak, Marilla.
Fazer de mim uma esposa será um enorme desafio para si.
Ama senin istediğin ne Jerry?
Mas o que queres ser, Jerry?
Senin için pişirmemi, temizlememi ya da dikmemi istediğin bir şey var mı?
Precisas que eu cozinhe, limpe, remende ou faça alguma coisa?
Senin düşündüğün önemli.
Importa o que tu pensas.
Neyin var senin?
Qual é o teu problema?
O çekici bırakırsan senin yerine ben bitiririm. Çünkü sen kızlara sataşmaktan yapamıyorsun!
Dá-me o martelo e eu acabo o trabalho, já que estás tão ocupado a ser agressivo!
Kastettiğim senin o kadar cesur olmandı.
Referia-me à tua coragem.
Senin kıvrak ve güçlü bir zekan var Anne.
Tens uma inteligência muito viva, Ana.
Yani senin konuşmana gerek kalmıyor.
E tu não tens de falar.
Senin için endişelendim.
Fiquei preocupada contigo.
Senin evlatlığın kızımın ahlakını kötü etkiliyor.
A sua... pupila é uma má influência para a minha filha.
Sürekli ağladım ve senin suçun olmadığını anlattım.
Fartei-me de chorar e de dizer que não tiveste a culpa.
Senin şu kızıl saçlı kız zehir gibi çıktı.
A sua ruivita é espertíssima.
Senin o muhteşem, yetenekli Anne'ini görebilir miyim?
Posso ver a sua maravilhosa e extraordinária Ana?
Yetimlik çok zordur ama senin pek çok avantajın olduğu için durumun benimkinden iyi olacak.
Ser órfão é complicado, mas tu já tens tantas vantagens que ficarás bem melhor do que eu.
Bu yüzden senin gibi başımın çaresine bakamazdım.
Não pude defender-me como tu podes.
Senin için hep birlikte yaptık.
Fizemo-la de propósito para ti.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]