English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ Ş ] / Şiş

Şiş tradutor Português

1,630 parallel translation
Rach, sanırım ben burada bekleyeceğim çünkü boğazım biraz şiş.
Rach, acho que vou esperar cá fora porque estou com dores de garganta.
Ama ben balık şiş almayı düşünüyorum.
- Estava a pensar comer peixe. - E eu manteiga de amendoim e geleia.
Barbekü güzellerini gördün mü? Çöp şiş için sabırsızlanıyorlar.
As nossas senhorinhas do churrasco, já têm o espeto pronto.
Evet, ben her zaman tavuk şiş yerim.
- Sim, peço sempre o frango,
İyi bir antrenman haftası geçirdiğini biliyorum, ama dizi şiş durumda.
Sei que teve uma boa semana de treinos, mas o joelho inchou. Sei disso, Larry.
Bunların neredeyse hepsi... mahkuma yapılan... uzun, yavaş şiş geçirmelerdi.
Estas eram quase todas... de prisioneiros espetados... devagar e durante muito tempo.
Karides yahnisi, domuz ve dana şiş ve domates salatası istiyorum.
Queria o guisado de camarão, as espetadas de porco e de vaca
- Bugün karnım şiş.
- Estou num dia mau.
Şiş, şiş, şiş, şiş.
Shh, shh.
Siz odayı temizlerken malzeme arabalarını koridorlarda bırakıyorsunuz. Yani herhangi biri bir şiş çamaşır suyunu yürütebilir değil mi?
Vocês param os carros no corredor quando limpam um quarto, por isso qualquer um pode ter desviado uma garrafa de lixívia, certo?
Hapishane cinayetindeki şiş değil mi o?
Hei, isso é o osso que tem haver com a morte na cela?
Her türlü şeyden şiş yaptıklarına şahit oldum.
Eu sei. eu já os vi a fazer coisas de quase todo o tipo com :
Şiş çok rahat hiçbir zarar.. .. vermeden geçip gidebilirmiş,.. .. ama giren nokta tam şah damarının olduğu..
A agulha podia, facilmente, tê-la atravessado sem grandes danos, mas a ponta apanhou a aorta em cheio e ela rebentou.
Tavuk şiş ve Portobello mantar salatasından da var.
Há espetada de frango e salada de cogumelos "portobello".
Sis nav mans metelis.
Sis nav mans metelis.
Galiba şunu diyorsunuz "sis nav mans metelis," "sis nav mans metelis" Pek Letonca sayılmaz.
Acho que você está a dizer, "sis nav mans metelis", isso não é Letão.
Sadece sis.
- Só neblina.
Teknik olarak sis sayılmaz.
- Tecnicamente, não é neblina.
Sis olmadığını söylemiştin.
- Disse que não era neblina.
Henüz bilmiyorum ama sis ya da pus ya da adına ne derseniz işte miller boyunca süre gelen tek şey ve enerji ölçümleri sabitti.
- Ainda não sei. Mas a neblina é a única coisa que há e o nível de energia é constante.
Sis bombası kullanamazsın, değil mi?
- As armas não descem pela sanita.
Köylüler için ne uygun bir sis
Nevoeiro oportuno para os aldeões.
Her tarafta sis vardır.
Nevoeiro em Encino.
Üç tim mi? Ses ve sis bombası, çelik yelek, termal tarayıcılar.
Granadas, armaduras, detectores de calor.
Evet, oldukça iyi zımparalanmış, değil mi?
Sis, ele tem-se safado muito bem, não tem?
Kırmızı bir sis çöküyor sanki üzerime üzerime geliyor ve ben öyle... öyle oluyor ki sanki beni bir köşeye kıstırıyormuşsun gibi hissediyorum.
É como se eu não pudesse me controlar. Algo se apossa de mim e eu... Mas sinto que você me encurrala e... você faz isso e eu...
SİS
NEVOEIRO
Sis lambası kadar iyiydi.
É tão bom, como um farol luminoso ou o quer que seja.
Penny sis makinesi sipariş etmemiş, bu yüzden tane yapmam gerekli.
Penny esqueceu de pedir uma máquina, então eu vou ter que construir uma.
O sadece sanıyor ki...
Olha sis, eu tenho o ponto de vista cientifico legitimo.
Günün bu saatinde sis çok yoğun oluyor. İyi zamanda çıktık.
O nevoeiro está denso demais para esta hora do dia.
Görünüşe göre 16 km kadar uzaklıkta bir sis kümesi var ve üzerimize doğru geliyor.
Parece ser um banco de nevoeiro a cerca de 16 km de distância e está a vir na nossa direcção.
Rüzgara karşı hareket eden bir sis olabilir mi?
Que tipo de nevoeiro vai contra o vento?
Hava spikeri Dan, bir sis kümesinin sahile doğru ilerlediğini söylüyor.
Dan o Meteorologista diz que se aproxima da costa um banco de nevoeiro.
Sis falan yok.
Não há nevoeiro nenhum.
Sen sis görüyor musun?
Estás a ver algum nevoeiro?
Kızlar, siz sis görüyor musunuz?
Meninas, estão a ver algum nevoeiro?
Ben sis mis görmüyorum.
Não vejo nevoeiro nenhum.
Yoğun bir sis kümesi.
Que grande banco de nevoeiro.
Sis onları öldürdü.
O nevoeiro matou-os.
Sis öldürmüş onları, öyle mi?
O nevoeiro matou-os?
Sadece sis.
Apenas nevoeiro.
Sis çok yoğun.
É demasiado denso.
Bizim sis makinelerimizi kullanıyor.
Ele está a usar as nossas máquinas de fumo.
Siyah ve beyaz kurallarını destekliyoruz mu demeliyiz? Burada hiçbir sis perdesi yoktur.
Tudo que falamos é comprovado com regulamento, preto no branco... de modo que não há tentativa de enganar por aqui.
- 47 yıl sis ve pusun içinde yaşadım.
Vivi no nevoeiro durante 47 anos.
sabah her yer toz duman olacak. ... sis gibi.
O passado, o pó e o futuro que se dissipa nos ventos vindouros.
Karanlıkta, göz kamaştırıcı kar veya sis.
Pela escuridão, pela neve, pela neblina. Um caça-piratas sempre procura a sua presa.
Ortalıkta sis olmayacak? Peki, bu sabah. Ve sen sevmiyorsun.
- Bem o amanhã está aqui e não gosta lá muito de mim.
Şiş üçüncü darbede dördüncü sırt omuruna saplanmış.
E a terceira penetração na vertebra toraxica, T4.
Merhaba, sis.
Olá maninha!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]