Anlaşma tradutor Russo
9,700 parallel translation
Anlaşma teklifi hâlâ geçerli.
Сделка ещё в силе.
Kocanla bir anlaşma yapmıştık.
У нас был уговор с вашим мужем.
Anlaşma yok mu?
Не будет сделки?
Kocamla bir anlaşma yapmışsın.
У тебя была договорённость с моим мужем.
- Anlaşma buydu.
- Таков был уговор.
O yüzden anlaşma yok.
Сделка отменяется.
Henüz anlaşma sağlamış değiliz.
Я еще ни на что не согласился.
Paylaşırlarsa anlaşma düşer.
Опубликуют - сделка сорвется.
Raymond Tusk ile hiçbir anlaşma yapmadınız mı?
Вы не совершали сделок с Рэймондом Таском?
Kendine çok iyi bir anlaşma kopardın.
Ту ещё сделку ты себе выторговал.
Kulüp işletebileceğini biliyorum anlaşma yapabileceğini de biliyorum ama James St. Patrick kimdir yani?
Да, вы умеете руководить клубами. Умеете договариваться. Но кто такой Джеймс Сэнт-Патрик?
Her zaman ki anlaşma mı?
Итак, обычная цена?
Diğer konuya gelince... Şunu söyleyebilirim ki Maxim Zolotov'la bir anlaşma yapmak üzereydik.
С другой стороны... могу сказать, что обсуждала сделку с Максимом Золотовым.
Bu anlaşma önümüzdeki on yılda brüt karı milyarları bulan bir anlaşma olacaktı.
Эта сделка принесла бы миллиарды прибыли в следующие десять лет
Eğer anlaşma olsaydı, bundan en fazla kim kaybederdi?
Если бы сделка состоялась... кто бы терпел убытки?
Bir anlaşma yapıyorduk.
Мы заключали сделку.
Anlaşma neydi?
Что это было за дело?
Anlaşma yapıldığında bu paranın beş katını görmeyi bekliyordum.
Я должен был убедиться 5 раз, что дело точно выполнено.
Sanırım Moskova'daki arkadaşlarının başka bir anlaşma üzerine çalıştığını duymasını istemedi. Hem de onlar için bir göreve gelmişken.
Я думаю, он не хотел, чтобы его друзья в Москве узнали, что он работает над другой сделкой, вместо выполнения миссии, для которой он приехал.
Gizli anlaşma ortağının siz olduğunuzu farz edebilir miyiz?
Можем мы предположить, что вы были его партнером по секретным переговорам?
Zolotov Rus kökenli milisleri ve Rus hükümetini temsil ediyormuş ve müsteşarda Ukraynalılar adına.. ... anlaşma yapmaya çalışıyormuş.
Золотов представлял русских повстанцев и Российское правительство, а вы вели переговоры от лица Украины.
Anlaşma mı?
Сделку?
Her türlü ödlek yabaniyle anlaşma mı yapacağız?
Заключаем сделку с подлецами всех мастей?
Bizim de yok, ama belki Monroe'nun amcasıyla... bir anlaşma yapmamızı sağlayacak birşeyler bulabiliriz diye düşünüyoruz.
И у нас нет, но мы подумали, может мы вместе могли бы собрать достаточно, чтобы убедить дядю Монро согласиться на наши условия.
Anlaşma, anlaşmadır.
Уговор есть уговор.
Lightwoodlar, kendi işledikleri suçlardan dolayı cezalandırılmam için bir anlaşma yaptılar Jace.
Лайтвуды заключили сделку, Джейс, чтобы меня наказали за преступления, которые они сами совершали.
Bir anlaşma yaptık.
Мы заключили сделку.
Robyn anlaşma yapıp suçu kabul ettikten bir hafta sonra 5 gün içinde her gün 9900 dolar hesabına yatmış.
Через неделю после того, как Робин признала вину, вы сделали пять вкладов по 9 тысяч 900 долларов за пять дней.
Yani Dr. Gilroy'un, Nolan Bale'in Bay Tereyağlı Ceviz olduğunu anladığını ve Nolan'ın milyarder babasıyla, tıbbi araştırmalarına kalan hayatı boyunca kaynak oluşturacak bir bağış karşılığında anlaşma yaptığını söylüyorsun.
Думаешь, доктор Гилрой выяснил, что Нолан Бейл – мистер Орех Пекан и договорился с отцом Нолана, миллионером, чтобы подставить Ханнана в обмен на пожертвование, которое спонсирует исследования доктора до конца жизни.
Bunun kötü göründüğünün farkındayım ancak henüz bir anlaşma sağlamamıştık.
Знаю, всё выглядит плохо, но это было до нашего уговора.
Evet, biliyorum. Bir anlaşma yaptım ve ona sadığım ama burada yapabilir miyim bilmiyorum. Bu...
Да, у нас был уговор, и я ценю его, но я не знаю, получится ли у меня соблюсти его.
- Ne tür bir anlaşma?
– Что за сделка?
Gerard Turmann ile anlaşma sağladık.
Мы заключили сделку с Джерардом Терманом.
Kaçırılma diyeceksen illa ki yakınını kaçırmak gibi ama diyemezsin çünkü kaçırılma kısmı tamamen anlaşma gereği oldu.
Вроде как граничащий с похищением, если так можно назвать, чего сделать нельзя, так как похищенный товарищ напоследок частично согласился с планом.
Ya eğer onu anlaşma yapacak kadar korkutamazsan?
Что, если тебе не удастся запугать его на сделку?
"Morneau ile bir anlaşma için her şey hazır durumda."
"Всё готово к сделке с Морно".
Yani anlaşma yapılınca Kime Ait Birliği...
И как только все договорятся, Легион Кого... что?
Ülkesinin Danimarka'dan bağımsızlık alma görüşmelerine yardım etti ve herkes bu anlaşma yapıldıktan sonra başbakan olacağını söylüyor.
Он помог стране выбить независимость от Дании, и все говорят, что после этого договора он станет премьер-министром.
Anlaşma iptal.
Сделке конец.
Senatör Morra'yı indirmemize yardım etmek için bir anlaşma yapmıştın.
У нас был уговор, что ты сдашь сенатора Морру.
Anlaşma hala yürürlükte sadece bir dakikaya ihtiyacım var
Всё в силе. Только нужна одна минута.
Bill ile anlaşma yapan kişi benim.
Это я заключил с Биллом сделку.
Anlaşma yapmasını sağlamamız gerek.
Нам нужно заключить с ним сделку.
Bu bir... anlaşma!
По... рукам!
! Anlaşma yatar.
Сделка отменяется.
Şimdi... Şartlarını kabul ettiğimizi varsayarsak ne çeşit bir anlaşma olacak?
Теперь, гипо... гипотетически, если мы примем твои условия, какого рода сделку ты ждёшь?
Arabulucu bir anlaşma yapmıştır.
Видимо, договаривается о сделке.
Bak, bir anlaşma istedin ayarladım.
Слушай, это то, что я могу предложить.
- İyi bir anlaşma Red.
- Сделка отличная, Ред.
- Bir anlaşma var!
У нас перемирие!
Yani siz müvekkilimi herhangi birinin onu federallerle anlaşma yaparken görebileceği bu binadan içeri sokarak onun hayatını tehlikeye attınız. Ve sonra da onun güvende olması için bütün organizasyonunu, bildiği herkesi ispiyonlaması gerektiğini mi söylüyorsunuz?
Вы приводите моего клиента сюда, на всеобщее обозрение, подвергая его жизнь риску, а потом говорите, что ради собственной безопасности он должен сдать вам всю организацию?
anlaşma yaptık 16
anlaşma anlaşmadır 45
anlaşma bu 28
anlaşma mı 33
anlaşma böyle 20
anlaşma yok 46
anlaşmamız vardı 26
anlaştık 1085
anlaşıldı 2701
anlasana 51
anlaşma anlaşmadır 45
anlaşma bu 28
anlaşma mı 33
anlaşma böyle 20
anlaşma yok 46
anlaşmamız vardı 26
anlaştık 1085
anlaşıldı 2701
anlasana 51
anlaşıldı mı 1385
anlaşılan 207
anlaştık o zaman 44
anlaştık mı 503
anlaşalım 38
anlaşıldı tamam 19
anlaşabiliriz 26
anlaşmıştık 51
anlaşıldı efendim 120
anlaşılıyor 31
anlaşılan 207
anlaştık o zaman 44
anlaştık mı 503
anlaşalım 38
anlaşıldı tamam 19
anlaşabiliriz 26
anlaşmıştık 51
anlaşıldı efendim 120
anlaşılıyor 31