Anlaşma mı tradutor Russo
2,148 parallel translation
Bu bir gizli anlaşma mı yoksa hükümet mekanizmasının acizliği mi?
Это заговор или недееспособность государственного аппарата?
Benimle anlaşma mı yapmak istiyorsun?
Пытаешься заключить сделку со мной?
Benim için anlaşma mı yaptın?
Вы заключили сделку ради меня?
Sence şeytan kasabaya gelince birden fazla anlaşma mı yaptı?
Думаешь, наш демон обработал не одного лоха, пока был в городе?
Margie anlaşma mı yapmış?
Марджи заключила сделку?
Bu şerefsizle anlaşma mı yaptınız?
Ты заключил сделку с этим куском дерьма?
Anlaşma mı? Ben masumum.
Идет.
- Bir anlaşma yapacağım.
- Я хочу уехать туда, где ты не говоришь с американцами, если не хочешь.
Bugün Vex'le beraber bazı aşağılık heriferle anlaşma yaptık, tamam mı?
Мы с Вексом разбирались с теми еще злобными ублюдками в наше время, окей?
Anlaşma falan yok, tamam mı?
Нет никакого контракта, ясно?
Hem gayet makul bir anlaşma olacak. Var mısın yok musun?
Плюс это кажется справедливой сделкой, так что... ты согласен или нет?
İşte anlaşma adamım.
Вот в чем дело, чувак.
Sabahleyin Orson'la bir anlaşma yapacağım ve yarın gece de gideceğiz.
Утром я договорюсь с Орсоном, а завтра вечером мы уезжаем.
Onunla bir anlaşma yapmadım çünkü ona güveniyordum.
И я ничего с ним не менял, потому что доверял ему.
Bak, gel bir anlaşma yapalım.
Слушай, давай заключим сделку.
Şu an gerçekten büyük bir anlaşma gibisin, Ama Amerika'ya iade edildiğinde, Ayakkabımın altından temizlediğim
Вы кажетесь действительно большой проблемой сейчас, но когда вас осудят и вернут в Америку, вы будете как кусок собачьего дерьма.
Şeytanla bir anlaşma yaptım.
Я заключила сделку с дьяволом.
Tamam. Tamam seninle bir anlaşma yapacağım.
Ладно
Bir anlaşma yapalım.
Я предлагаю тебе сделку.
Benim davamda detaylarda boğuldu, ve bunu kesinlikle daha iyi bir anlaşma yapmakla alakası yoktu. Ayrıca kişisel problemlerinden bahsetmeye başlamayayım.
Она не могла сосредоточиться на моём деле, не стремилась к заключению максимально выгодного для меня соглашения, а самое главное, не посвящала меня в свои личные проблемы.
Bir anlaşma yapalım mı?
- Мы можем заключить сделку?
Seninle bir anlaşma yapalım.
Я устрою тебе сделку.
Ne, anlaşma olarak mı?
По делу?
Sanırım Carl anlaşma yaptı ve köpek maması oldu.
Карл заключил сделку и пошёл на корм псу.
Um... Nasıl bir hasta ile anlaşma yapmak bu sanabir şey söylemeyeceğim Onlara yardım etmek gerekir?
Как вы справляетесь с пациентом, который не говорит вам того, чем вы можете ему помочь?
Senle bir anlaşma yapalım...
Я предлагаю тебе сделку...
Yaptığım anlaşma oldukça netti.
Моя сделка была предельна ясна.
Drew hakkında bilgi vermek için anlaşma yaptığım adam göğsünden şişlenmiş.
Человек, который хотел пойти на сделку и сдать Дрю, был сегодня тяжело ранен.
Eğer doğruyu söylüyorsa ta Versailles'a kadar gitmek için iki saatten az vaktim var. Tavukçu adamı bulup, yaptıkları anlaşma kanatlanmadan önce durdurmalıyım.
И если он не врет, то у меня меньше двух часов, чтобы доехать до Версаля, найти чувака с цыплятами и помешать им заключить сделку.
Ama bir anlaşma yapma şansımız var.
Но есть шанс, что мы заключим здесь сделку.
Bir anlaşma yapalım.
Давайте договоримся.
Ama sonunda kalan düşmanların canının bağışlandığına ve siktiğimin Kilikyalılarıyla anlaşma yapılacak diye dürüstçe kazandığım paraya el konulduğuna şahit oldum.
Только чтобы увидеть, как оставшимся врагам сохранили жизнь в его стенах. А честно заработанные деньги вырвали из рук, чтобы отдать по сделке ебучему киликийцу.
Anlaşma yapmak için fazlasıyla mühim bir vasıf. - Yaşadığını mı düşünüyorsun?
А этим можно выторговать целый мир.
Kusura bakma Frank. Daha iyi bir anlaşma yaptım.
Прости Фрэнк, мне пришлось использовать это в личных целях.
Tamam hadi bir anlaşma yapalım.
Хорошо, давай договоримся, что когда ты исправишь свою жизнь.
- Hayır, olamayız. Jessica ile bir anlaşma yaptım.
Я заключил сделку с Джессикой.
Adını benim adımın yanına koymak için bir anlaşma yaptım.
У меня был уговор, который поставит твоё имя рядом с моим.
Bir anlaşma yapmak istiyorum, tamam mı?
Я хочу заключить сделку, ладно?
Daha yeni 80 milyon dolarlık anlaşma imzaladım!
Я только что подписал контракт на 80 лимонов.
Seni temin ederim ki kaçırılmamızda benim bir parmağım yok o kadınla da hiçbir şekilde gizli bir anlaşma yapmadım.
Уверяю, я не имею никакого отношения к нашему похищению, я бы никогда не вступил в сговор с этой женщиной.
Benny'yle anlaşma imzaladım. Menajerim kendisi.
Я подписала контракт с Бенни, Он мой менеджер.
Kardeşi araba kazası geçirmiş bir ablayla anlaşma yaptım.
Я заключил мировую с сестрой парня, который погиб из-за наезда.
Acı ama gerçek olan şu ; Anlaşma imzalandı mı bir daha bozulamaz.
И сейчас, как это не печально, дело закрыто и с этим ничего не поделаешь.
Benim merak ettiğim anlaşma yapmak senin fikrin miydi yoksa Daniel Hardman'ın mı?
И я хочу спросить : кто додумался до мировой - ты или Хардмам?
Şimdi seninle anlaşma yapacağım.
Так что я проведу переговоры за тебя.
Ben sadece anlaşma yaptım.
Я просто заключаю сделку.
Elsbeth, onlarla anlaşma yapma konusunu konuşalım.
Элсбет, давайте обсудим с ними заключение сделки.
Daha önce enerji içeceği Dogfight hakkında ölüme sebebiyet verme davası konusunda bir anlaşma yaptınız mı?
Ранее вы согласились на сделку по иску о смерти в результате противоправных действий, вызванной вашим энергетическим напитком "Схватка"?
Sana duyduğum saygıdan dolayı büyük bir anlaşma yaptım.
И очень уважаю.
Elise Vogelsong'un vasiyetini iptal ettirmek için Curtis Wiley ile anlaşma yapmadınız mı yani?
И вы никогда не замышляли с Кертисом Уайли аннулировать завещание Элизы Вогельсонг?
Şimdi önemli olan anlaşma yapmanın mı yoksa diğerine karşı tanıklık yapmanın mı daha hızlı olacağı.
Теперь... все зависит от того, кто из них быстрее согласится на сделку против другого.