English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Russo / [ B ] / Berbat

Berbat tradutor Russo

14,976 parallel translation
Görünüşe göre Harvard'la aralarında çok daha fazla ortak yön varmış çünkü hiçbiri bizimle işlerinin olmasını istemiyor çünkü yöneticimiz berbat!
Оказывается, у них с Гарвардом больше общего, чем мы думали, потому что ни один из них не хочет иметь с нами дела из-за того, что у нас хреновое руководство.
Çünkü bu durum komple berbat zaten.
Вся ситуация ужасна.
Üzgün değilim derken rol mü yapıyorsun, öyleyse berbat.
Если ты серьёзно, то, как говорил Станиславский, – не верю.
Kamp yapmak için berbat bir zaman ancak önemli olan kaçmak tabii.
Не вовремя вас в поход потянуло, но я полагаю, выбирать не приходиться, когда ты в бегах.
"Şehre doğru çok karanlık ve berbat bir yolculuk olacak."
Это длинное путешествие через всю страну, которая иногда темна и ужасна.
Tanrım, berbat ebeveynleriz.
Боже мой. Мы ужасные родители.
Belki de zaman birileri berbat oluyor bir değişiklik için başını.
Может пора кому-то его голову заморочить.
Berbat bir satış taktiği Herrmann. 61.
Чертовски ловкий пиар-ход, Германн.
Ve dürüst olmak gerekirse birisi'beni almak için geleceğini'söylüyordu. Kesinlikle berbat bir iş yapışın var.
И если честно, для того, кто угрожал "достать меня", ты не сильно стараешься.
Bana berbat isimler taktınız ve en iyi dostumla babamın ölümlerinden sorumlusunuz.
Обзывали меня и, по сути, вы ответственны за смерти моего лучшего друга и моего отца.
- Koltuklar gerçekten berbat yerde.
Места и правда барахло.
Eğer yapamıyorsa bomba aramadaki en berbat köpektir.
Если не может, то это фиговый нюхач.
Batırdım, berbat ettim.
Я облажался.
Olmaz, ben yokum. Tamam, hapishane berbat ama en azından ölü olmam!
В тюрьме, конечно, хреново, но, по крайней мере, я не труп!
Sizi berbat yerlere sürükleyen ipuçlarını takip edeceksiniz.
Вы будете следовать зацепкам, которые приведут вас в ужасные места.
Berbat hissettim, Alex.
Я чувствовал себя ужасно, Алекс.
Berbat bir baba da olmazsın bence.
Ну, ты будешь не худшим отцом!
- Berbat çalıyorum.
Я отстой.
Berbat çalmıyorsun.
Ты не отстой.
- Evet, çok berbat çalıyor.
Да. Она ужасна.
- Bir sürü berbat dilenciyle dolu.
Ужасно много нищих.
Ayrıca 1000 ya da daha fazla yıldır ölü değillerse insanlara karşı berbat olduğunuzu da söyledi.
Еще он сказал, что вы плохо относитесь к людям, пока они не пролежали в земле лет эдак тысячу.
Her şeyin kutulara girdiğini görmek gerçekten berbat bir şey.
Так тяжело... смотреть, как все пакуют в эти ящики.
Cenaze ve miras konusunda yapılacak sürüyle berbat şey var.
Столько дел навалилось - похороны, поместье.
Berbat.
Всё просто ужасно!
- İspanyolcamın berbat olduğunu.
Что мой испанский довольно хреновый.
O berbat salatadan yine istersen diye biraz Imodium aldım.
Эм, я возьму немного иммодиума на случай, если снова захочешь крабового салата.
Berbat gorunuyorsun.
Ты... ужасно выглядишь.
Berbat bir şey ama durum bu.
Это сумасшествие, но... так и есть.
Berbat kokuyor ama.
Ужасно воняет.
Berbat bir duygu.
Ужасно.
Bilirim, berbat bir histir.
Да, это отстой.
Herşey berbat.
Всё хреново.
Evet, herşey berbat.
Да, всё хреново.
Ve işte bugün buradayız. Herşey berbat.
И вот к чему мы пришли - всё хреново.
Belki de bu berbat bir fikirdi.
Наверное, идея была ужасной.
Bu berbat bir fikirdi.
Это было ужасной идеей.
Tom'u görmeye giderdim sen de berbat bir aile tatili geçiriyor olurdun.
Я мог бы приехать, чтобы увидеть Тома, вы были бы на каком-то богом забытом семейном отдыхе.
Çünkü söylemem gerekir ki, ölmek gerçekten berbat bir şey!
Потому что, скажу честно : умирать - отстой полный!
Şerif olmak kadar berbat yaptığın bir başka şey baba olmaktı.
- Ты был отстойным шерифом, но отец из тебя получился ещё хуже.
- Berbat bir konuşma bu. Hadi.
- Дурацкий разговор.
Alışverişte işleri berbat ettim.
Я облажался на сделке.
Söyleyecek berbat şeyler bulacağıma söz veriyorum.
Обещаю наговорить гадостей.
Söz açılmışken bardaki kız bende. Nedimesi her şeyi berbat etmeden önce kral süitine götürmeye çalışıyorum ama çoktan ayırtılmışlar.
И кстати, я хочу затащить эту девчонку из бара в президентский люкс, пока ее свидетельницы на свадьбе все не обломали.
Sonra şu robot Laurie Bream içeri daldı ve her şeyi berbat etti.
Потом притопал этот робот, Лори Брим, и запорол сделку.
Ama şunu biliyorum, ki bunu bilmeyi vazifem sayarım günlük aktif kullanıcı sayıları berbat durumda.
Но я выяснил, поскольку это моя задача – знать – что у них мизерное число активных пользователей.
Berbat bir yalancısın.
- Гилфойл прав, врать ты не умеешь.
Harika, gözünün önünde sunumumu berbat ettiğim kişiyi çağıracağım.
Супер. Я только что облажалась с докладом у нее на глазах.
En berbat yerden.
Барахло.
- Tedavi edilemez. Berbat yani!
Знаешь, неизлечима, поэтому отстой.
Ben daha çok berbat bir konuya getirilen güzel bir çözüm gibi görmeyi tercih ediyorum. Sen Julius'un aradığı kadın olmalısın.
Похоже, ты та, кого ищет Юлиус.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]