English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Russo / [ B ] / Beyazlar

Beyazlar tradutor Russo

875 parallel translation
# Giyerdim beyazları nasiplenmek için eğlenceden
Я одевала моё белое платье
# Bulaşılmaz oldu beyazlar
Я не одеваю больше мое белое платье
Beyazların başını bekleyerek kendini harap ediyor.
Принимать роды у всякой рвани!
Sanırım buna beyazların daha çok ihtiyacı var.
Но, похоже, белым людям это нужнее.
Ona sadece değersiz bir isim ve iyi niyet dolu bir sefalet verecek bir muslukçuyla, basit bir kilisede beyazlar içinde evlendiğini görmek için mi?
Видеть, как она в темной маленькой церкви венчается с водопроводчиком, Кто даст ей только ничего не стоящее имя и нищую жизнь с лучшими намерениями?
Oyunlar yaklaştı. Beyazlarım tribünün yenilmez siyahlarıyla yarışacak.
Я готов поставить на своих белых лошадок против непревзойденных вороных Трибуна.
Beyazlar içindeydin, terliğin de beyazdı... bu yüzüğü takıyordun.
Вы были вся в белом, и у вас еще были белые туфли без задника ; и этот кольцо... Нет.
Beyazlar : Durun!
"белые" - нет.
Beyazlar giyeceksin, uzun saçların olacak... şimdiki gibi.
Ты будешь одета в белое, и у тебя будут длинные волосы, как и сейчас.
Beyazların üstünlüğü!
За господство белых!
Beyazların üstünlüğü!
Господство белых! - Трент!
Beyazların üstünlüğü!
Господство белых!
"Öldüğüm zaman gençliğimde giydiğim beyazların içinde gömün beni."
Однажды Иван просил похоронить его в одежде, в которой он еще в женихах ходил.
- Beyazlar mı yaptı yoldaş?
- Кто это сделал? Белые?
- Beyazlar mı?
- Белые?
Yuryatin Beyazların elinde. Bu yüzden mi gidiyorsun?
Я должен считать ее абсурдно личностной, вы не согласны?
Bırak, beyazlar kendi kadınlarını kendileri eğitsin.
Парень, это не твоя работа! Пусть снежки сами обучают своих женщин!
Bazı beyazlar, tanrım... o kadar beyazdırki... kar gibi.
Такими их создал Бог... белыми... как снег.
- Beyazların giremediği bir yere!
- Туда, куда белым нельзя.
Komutan Yoldaşlar Beyazların Çudnov'da olduğunu söyledi.
Товарищи командиры сказали, что в Чуднове белые.
Sen kalabilirsin. Beyazlar gitsin.
Ты можешь остаться.
Ülkelerin stratejik noktalarını hedef alırız : Fabrikaları, tarlaları, beyazların evlerini.
Наши стратегические цели - фабрики, фермы, дома белых.
Ama o gün siyah değil, beyazlar içindeydim.
Но я в тот день была не в черном, а в белом.
Uçaktan çekim yapıp Beyazların istihkam yaptıkları yerleri saptayacaksın!
Будете снимать с аэроплана перекопские укрепления белых. Ясно?
Garip şeyler olur : bir rahibin oğlu Kızıllar için savaşır, bir rahibin oğlu Beyazlar için!
Бывают такие чудеса - попович за красных, а мужик за Врангеля.
O bensiz bir adım atmaz, Beyazlar için uçan hiçbir şeye bile!
Я его одного на шаг не отпущу. - Обои полетим.
Sizin Kızıllar olduğunuzu söylüyorsun ama Beyazlar geldi.
Сами червони, а прилитили вид билых?
Şey, doğal olarak, belgelerimizi alamadan kaçtık. Beyazların bölgesinin üzerinde uçtuk. Bizi yakaladılar..
Документов мы с собой не брали, это естественно, ведь мы летели над территорией белых, если бы нас поймали...
Biz Beyazların bölgesinin üzerinde uçtuk..
- Карякин я, мы летели над территорией...
Ordumuz Türk Surları içine fırtına olacak.. ve Beyazların tahkimatını kıracak. Düşmanın omuzlarında
Нашей армии приказано взять штурмом Турецкий вал и прорвать укрепления, войти в Крым на плечах противника.
Düşmanın omuzlarında Kırım'a gireceğiz. Ve Beyazlar Perekop'taki..
Последние данные подтверждают, что оборонительные рубежи белых на Перекопе
Ama Beyazların Türk Surlarında geri çekilmeyen güçleri var.. ve onları Litovski'ye aktaracaklar. Adamlarımız dayanamaz.
Но если белые снимут часть войск с турецкого вала и перебросят их на Литовский, нашим там не удержаться,
Genç savaşçılar da altın istiyor. Tıpkı beyazlar gibi.
Молодым воинам нужно золото, как и белым людям.
Little Bighorn, beyazlar ve yerliler arasındaki çatışmaları temsil eden bir örnek değil, Bay Crabb.
Литл Бигхорн была скорее, исключением, в отношениях между белыми и индейцами, мистер Крэб.
İlk defa, beyazların karşısına düşman olarak çıkacağım.
Сынок, это будет первый раз, когда я встречусь с белыми, как с врагами.
Beyazların kazandıkları için nasıl bu kadar gurur duyduklarını hiç anlayamamışımdır.
Я никогда не мог понять, как белые могут гордиться битвой, выигранной с помощью приспособлений.
Beyazların siyah adamları kurtarma savaşında.
Он заслужил его в войне белых за свободу черных.
Beyazlar kadar çirkin olmasalar da, o kadar çatlaktırlar.
Не такие уродливые, как белые, правда, они такие же сумасшедшие.
Ya beyazlar yüzünden yerliler beni öldürmeye çalışıyordu, ya da yerliler yüzünden beyazlar.
Если меня не пытались убить индейцы за то, что я белый, находились белые, пытающиеся убить меня, как индейца.
Yerlilerin arasına dönemezdim, ben de beyazların arasına dönüp ayyaş oldum.
Я не мог вернуться к индейцам, так что я пришел к белым. И стал пьяницей.
Orada, hücreleri sadece fakir beyazlar, siyahlar Araplar ve diğer renkten insanlar işgal ediyor.
Камеры здесь набиты исключительно бедными белыми, черными, арабами и другими цветными.
Harry herkesten nefret eder : İngilizler, zenciler, beyazlar vs.
Он ненавидит всех : янки, пидоров, потоскух, нигеров, торчков, косоглазых.
Sonra, bir sabah ofisine giderken parkta onu gördü tenis kortları tarafında, beyazlar içinde.
И затем, однажды утром по пути на службу, он увидел её в парке возле теннисных кортов в белом.
Beyazları takip ediyor.
Иногда она появляется на островах.
Beyazlar kuşanmış güneş, yakıyor yeri göğü!
Белое солнце сжигает землю и небо
RENKLERLE SİYAHLAR VE BEYAZLAR
ЖАК СПИССЕР в фильме ЧЕРНЫЕ И БЕЛЫЕ В ЦВЕТЕ
# Beyazlar şişkodur Hepsi de bir tuhaf
Мой белый человек - толстый и тяжёлый! Все белые - странные.
# Beyazlar öküz gibi şişko
Твой белый человек - тяжёлый как буйвол.
Önce Kızıllar, sonra Beyazlar.
Варыкино.
Beyazların dertleriyle beyazlar uğraşsın.
Сиди спокойно.
- Beyazları alıyoruz. 2, 3, 4, 5...
Одна, две, три...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]