English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Russo / [ B ] / Bilemeyeceğim

Bilemeyeceğim tradutor Russo

295 parallel translation
Anneye öpücük ver. Birlikte geçirdiğiniz anlar, yediğiniz yemekler onlarla birlikte gülümsemeniz sevginizi korumak için katlandığınız tüm zorlukları telafi edecektir. Onu kaybedersem asla nasıl bir şey olduğunu bilemeyeceğim, değil mi?
Поцелуй маму. улыбаетесь друг другу - это счастье нельзя оценить пройденными трудностями. другого шанса мне не представится?
- Umarım işe yarar birileri gelir. - Bilemeyeceğim.
А нам нужен один путный но была одна невероятная
Bazılarını hiç bilemeyeceğim.
Чего-то я не узнаю никогда.
Bilemeyeceğim.
Я не в курсе.
Ve benden vazgeçtiğinde, ne yapacağımı bilemeyeceğim.
А если разонравлюсь, я такое сделаю...
Bilemeyeceğim.
Не знаю.
- Bilemeyeceğim.
- Не знаю.
"Niye böyle heyecanlandım bilemeyeceğim hiç * " Bilmem neden kalbim atıyor delice
Как объяснить вам, что со мной творится, и отчего пропал весь сон?
Bilemeyeceğim.
Я не могу знать...
- Bilemeyeceğim.
- Я не понимаю этого.
Bilemeyeceğim, bayım.
Этого я не знаю, сэр.
Bilemeyeceğim.
Пока не знаю.
Onun aç mı yoksa çılgın mı olduğunu bilemeyeceğim.
Я не знаю, то ли он голодный, то ли чокнутый.
Ateş topunu bilemeyeceğim ama torunu olduğum doğru.
А что касается внука - это сущая правда.
Onların merakına sahibim, ama asla bilemeyeceğim şeyler de var.
Я наделен их любопытством, но существуют вопросы, на которые я никогда не отвечу.
İyi bir fikir mi, bilemeyeceğim.
По-моему, не самая лучшая идея.
- Bu kıyafeti bilemeyeceğim ama.
- Только я сомневаюсь насчёт твоей одежды.
Bilemeyeceğim.
Перестань.
Asla bilemeyeceğim
Которого я раньше не знал
Bilemeyeceğim efendim.
Я не знаю, сэр.
Senin ne dediğini bilemeyeceğim.
Не знаю, как это назвать.
Bilemeyeceğim.
Я не знаю. Это дерьмо.
Sana nelere mal olduğunu bilmiyorum. Muhtemelen asla da bilemeyeceğim.
Не знаю, чего это стоило тебе лично, и подозреваю, что никогда не узнаю.
Onun da istediği buydu sanırım... Ama asla bilemeyeceğim.
Я думаю, ей бы этого хотелось... но я никогда об этом не узнаю.
Bir çeşit... Parçalar alana yayıldı. Kaç hektar bilemeyeceğim.
Это похоже на обломки, разбросанные на огромной площади - не знаю, сколько акров.
Açıkçası, bilemeyeceğim.
Честно говоря, не знаю.
Bilemeyeceğim!
Не могу сказать!
Vallahi bilemeyeceğim.
Сколько денег? Господи, понятия не имею.
Ben bunu asla bilemeyeceğim. Yakında onu benden çok daha iyi tanıyacak.
Скоро она будет знать его лучше, чем я.
Evlenecek 3 kadını nasıl buldun, asla bilemeyeceğim.
Не могу понять, как ты 3 раза женился.
Pek öyle görünmüyor gerçi ama, bin yaşıma da gelsem çıkıp öyle haykıracak cesareti nereden buldum bilemeyeceğim.
Даже если бы я прожил тысячу лет, я бы никогда не понял, как посмел повести себя так.
Mutlu muyum, bilemeyeceğim.
А насчёт счастья, это я не знаю.
Meğer, fark etmemişim, hiçbir zaman bilemeyeceğim.
Если только не получу это... И тогда уже не узнаю никогда.
Eğer bırakmazsam, asla bilemeyeceğim.
Если не перестану их принимать, то никогда этого не пойму.
Yoksa hiç bilemeyeceğim.
- А иначе я никогда не узнаю. - Просто иди.
Bilemeyeceğim.
Я не знаю, как это делать.
Ginei Stüdyoları genel müdürünün okuluna giden küçük-kalkık burunlu bir kız çocuğunda ne bulduğunu asla bilemeyeceğim.
Даже не знаю, что управляющий директор студии "Гинэй" разглядел в курносой девочке, шедшей по дороге в школу.
Muhtemelen hi bi zaman bilemeyeceğim.
Я, наверное, никогда этого не узнаю.
Bilemeyeceğim.
Я не знаю.
Adını ister Kutsal Ötekisi koyun, ister Tanrı sadece Ötekisi tarafından görülebilen bu gizli benliğim benim hiçbir zaman göremeyeceğim bilemeyeceğim ve sahip olamayacağım bir sır ise öyleyse buna benim sırrım demenin ne anlamı var?
И мое потаенное Я, которое может быть обнаружено только в Другом, в Большом Другом, в Боге, если хотите, является тайной, которую я никогда не отрефлексирую, которую я никогда не узнаю, не испытаю не овладею как своей собственной. Тогда какой смысл в том, чтобы говорить о моей тайне?
Bilemeyeceğim.
Я не могу сказать.
Yeterli zamanımız olur mu bilemeyeceğim.
Не знаю на что времени хватит.
O bunun içinde. Ayrıca, henüz bilmiyorum dedim, asla bilemeyeceğim demedim.
Я сказал, что не знаю пока, но не сказал окончательно.
Para kazanıyorum. Hem de hızla. Nereye harcayacağımı bilemeyeceğim kadar çabuk.
Я делаю деньги... много и быстро... быстрее, чем я знаю, как их потратить.
- O kadarını bilemeyeceğim.
– Я тоже.
Kaç taneler? Bilemeyeceğim.
Не знаю.
Bilemeyeceğim.
- Откуда мне знать...
Bilemeyeceğim orasını.
Не знаю.
Hiç bir zaman bilemeyeceğim.
Это глупость!
Sanırım asla bilemeyeceğim.
Скорее всего, я никогда не узнаю, была ли я права.
- Bunu bilemeyeceğim.
Я даже не знаю.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]