Cı tradutor Russo
432,225 parallel translation
Ben senin hayatın değilim. Eminim ki o sıkıcı Lorialı sürtükler beni görünce kendilerini tatmin ederler.
Я тебе не милая, и я уверена, что с лёгкостью обставлю твоих скучных лорианских шлюшек.
Çizileni zombiye dönüştüren oldukça bulaşıcı bir madde.
Вещество, делающее царапины от зомби чрезвычайно заразными.
"İmgenin başlangıcı beyni yedikten beş dakika sonrasıydı."
"Время до начала видений после съедения мозга - 5 минут."
Bir yabancıdan mektup almanın ne kadar çılgınca olduğunu biliyorum.
" Знаю, это бред - получить такое письмо от совершенно незнакомого человека.
Bu çok yaratıcı.
Очень креативно.
Uzun kılıcımı savururum.
Я пущу в ход длинный меч.
Seri adam kaçırıcı çıktı.
Всего лишь серийные похищения.
Daha sıkıcı olamaz mıydı?
ака € нуд € тина!
Ne olduğumu nereden biliyorsun? Eğer bir şeyler yapmazsan, bu ikisi önlerine çıkan herkesi acımasızca öldürecekler.
ќткуда вы знаете, где... ≈ сли вы не вмешаетесь, они остав € т за собой шлейф из трупов.
Bulmaca yazıcıları mahlas kullanır. Uydurulmuş bir isim.
Кроссвордисты обычно используют псевдонимы.
Cümlenin başlangıcı ya da sonu kelimenin tanımını verir.
Начало или конец предложения даёт вам значение слова.
Kriptik bulmaca yazıcısı için mükemmel.
То, что нужно для составителя ключвордов.
"Sorunlu bir yapıcı birazcık gizledi." " Neden?
Взволнованный составитель спрятал небольшое количество.
Bulmaca yapıcısı sensin.
Что ж, составитель кроссворда - это вы,
Yukarı çıktığında tekrarla. Arapça gibi gözüküyor ama... Evet, Mısır Arapçası.
— Это египетский арабский.
O zaman Tanrıçayı çağırıp iyilik yapmak çılgınca gelmiyordu.
Тогда мысль о том, что я могу призвать богиню, творить добро, не казалась безумной.
- Bu çılgınca.
Что за... это бред.
Krallığında bir gezintiye çıkmak istiyorum.
Я хочу осмотреть его королевство прямо сейчас.
Çılgın illüzyon büyüsü.
Невероятная магия иллюзий.
Ayakkabılarımızı kıçına öyle bir sokacağız ki gelecek seneye kıçından çıkacaklar.
И теперь мы свои туфли так глубоко засунем в твою задницу, что ты подошву на вкус почувствуешь.
Onun beyin yiyen olduğunu nereden çıkardın?
Почему вы думаете, что он жрёт мозги?
Bir zombiyi yakalayacak, aç bırakacak, canlı yayına çıkaracak ve tüm dünyaya bir canavara dönüşmesini göstereceğim.
Схватим зомби, заморим голодом, будет показывать в прямом эфире и пусть весь мир увидит в какого монстра он превращается.
Bunlar cebinden çıktı.
Были у него в карманах.
Oyuncular karakterleri öldüğü için çıldırmıştı.
Когда персонажи умерли, все игроки с ума посходили.
Sonra Zoe'nin Edward'çı olduğunu öğrendi ve Vampir Steve'e dönüştü.
Потом узнал, что Зои поклонница "Сумерек", и стал Стивом-вампиром.
Belki dışarıya çıkıp atında beklemelisin.
Может, тебе стоить подождать снаружи на коне.
Ellerinden elektrik çıkıyor ve Brangelina'yı vuruyor.
Из ее рук бьет электричество и поражает Бранджелину.
Of be, çantamdan Lich'in kellesini çıkardığımda Georgie Fogglebottom'un yüzününe karşı, evet!
Ну и лицо было у Джорджи Фогглботтом, когда я взял сумку жадности и такой достал оттуда голову лича... О да!
Keyfini çıkar.
Наслаждайся.
Seni tekrar mahkemeye falan çıkartmaya çalışmıyorum. Ben sadece... Bilmek istiyorum.
ћне просто... надо знать.
Bir daha dışarı çıkamayacaksın. Sana söylediklerim neyi değiştirir ki?
ѕожизненно. " ак что... ака € разница, что € тебе скажу?
Umarım küçük seyahatlerinin zevkini çıkarıyorsundur, çünkü ben hala kayıbım.
Ќаслаждаешьс € путешестви € ми? ј мен € по-прежнему нет!
Sen onurunu koruyacaktın, karşılarına çıkıp konuşmanı yapacaktın ve onlarda karanlıkta yok mu olacaklardı?
" то после гордо разыгранной тобой мыльной оперы они просто раствор € тс € во тьме?
Arka kapıdan çıkmalıyız.
" йдЄм через чЄрный ход.
Daha fazla uçuk çıktı.
— только бол € чек на губах.
Bizim için iyi bir başlangıç oldu.
Ќу, они нас сильно опережают, надо поспешить.
Bana destek çıkmak ister misin?
Ќе хочешь мен € поддержать?
Şimdi dışarı çıkıyoruz.
ћы сейчас выйдем.
Rittenhouse ortaya çıktı.
"– иттенхаус".
Buradan nasıI çıkacaksın?
ј как ты отсюда выберешьс €?
Ona arka çıkmış olmalı.
¬ идимо, он еЄ прикрывал.
Ne yani, Emma Whitmore'a olanlarla başa çıkamayacağımı mı düşündün?
ƒумали, мен € подкосит то, что случилось с Ёммой?
Bazen ona yardım etmek istiyorum ve ipuçlarına bakıyorum ama salak gibi hissediyorum. Çünkü hiçbir anlam çıkartamıyorum.
Иногда я пытаюсь ему помочь, смотрю на ключи и чувствую себя идиоткой, потому что ничего не понимаю.
Eğer A ve E'yi çıkarırsak ki bu da "hastane olmadan yabani" dir. Sonra "öğretmek" ile karıştırırsak bina anlamına gelen... -... 12 harfli bir anagram oluşur ki bu da- -
Так что если мы удалим эти буквы из зверя в звере без больницы... и смешаем его с Я обучаю, то получим анаграмму из 12 букв, означающих строить, то есть...
- Sonuç çıkar.
Нина, дорогая, вычисляйте!
Planı yüzmek ve DS'in arasına koyuyoruz. Böylece bataklık anlamına gelen "swamplands" ortaya çıkar. - Değil mi?
Мы ставим план между плавать и Ди Эс, и получается трясина, то есть топь!
Odasına gitti ; kemerini çıkardı ve "kendini astı."
Он пошёл в свою комнату, снял ремень и подвесил себя.
- bu hafta Varsity dergisine çıkacak mı?
- Он будет в свежем номере?
Sanırım kıçından biraz alacağım.
Пожалуй, отрежу немного огузка.
Çılgınca aşıklardı.
Они безумно влюбились.
Çılgınca aşıklardı. Evlendiler. Hatta iki çocukları vardı, ikizler.
Они безумно влюбились, женились и завели двух детей, двойняшек.
çiçek 55
ciddi 72
çık dışarı 1147
çıkar 159
cinayet 342
çıkın 334
çıktım 33
çikolatalı 25
çıkarın 68
çılgınca 80
ciddi 72
çık dışarı 1147
çıkar 159
cinayet 342
çıkın 334
çıktım 33
çikolatalı 25
çıkarın 68
çılgınca 80