Fark etmemişim tradutor Russo
220 parallel translation
İşte burada. Unuttuğumu fark etmemişim.
что оставил его
İnanın hiç fark etmemişim.
Я никого не замечала.
Bu kadar geç olduğunu fark etmemişim.
Я и не знал, что уже так поздно. Уже 18.45.
Bu kadar geç olduğunu fark etmemişim.
Не знал, что уже поздно.
Seni fark etmemişim. Ama Julian fark etti.
Я бываю в Стерео-Рае, но вас там не замечал.
Baştan beri onunla çıkmak istediğimi fark etmemişim.
Я всегда хотела с ним встречаться, только не могла себе в этом признаться.
Hiç fark etmemişim.
Я никогда не замечал.
Bunu ne çok özlediğimi hiç fark etmemişim, Hollandalı.
Ты себе не представляешь, как мне этого не хватало, Датч!
Fark etmemişim.
Я не заметила.
- Yok, fark etmemişim.
- Нет, я его не заметил.
- Fark etmemişim.
- Я не заметил.
Fark etmemişim. Çok güzel çadırlar, değil mi?
Отличные эти палатки, не правда ли?
- Hayır, fark etmemişim.
- Нет, я не замечал.
Bir ebeveyn olmanın ne kadar stres yaratıcı olduğunu fark etmemişim.
A... я и не подозревал, как это тяжело - быть родителем.
Affedersin, fark etmemişim.
Извини. Я не заметил.
Ne demek "fark etmemişim"?
Что значит, ты не заметил?
- Bir alarma takıldığımı fark etmemişim.
Я и не знала, что подняла тревогу.
Ne kadar harika olduğunu hiç fark etmemişim.
Поверить не могу, что никогда не понимал, как она хороша!
Adımın yazılışı kılıç kelimesine benziyor, fark etmemişim.
Мое имя хорошо бы смотрелось на мече. Я этого не замечала.
Meğer, fark etmemişim, hiçbir zaman bilemeyeceğim.
Если только не получу это... И тогда уже не узнаю никогда.
Trevor'ın sizden ne kadar hoşlandığını fark etmemişim.
Я просто не понимала, как сильно вы нравитесь Тревору.
Islak olduklarını fark etmemişim.
Я не думала, что она ещё влажная.
Zamanın nasıl geçtiğini fark etmemişim anne.
Я потерял контроль над временем, мам.
Üzgünüm geç kaldım, zamanı fark etmemişim.
Извини, я опоздал, потерял счет времени.
Çalışırken zamanın nasıl geçtiğini fark etmemişim... her zamanki gibi.
Я просто заработался... опять.
Ne kadar yüzeysel ve sığ olduğunu fark etmemişim.
Я никогда не понимала, насколько ты пустой и поверхностный.
Todd'la yattığını sanana kadar seninle birlikte olmayı istediğimi fark etmemişim.
Я не осознавал, насколько сильно хочу быть с тобой, пока не начал думать, что ты спала с Тоддом.
- Biliyorum, ama ne kadar çok olduklarını fark etmemişim.
Я знаю, что здесь есть умные люди. Только не думала, что их так много.
Hiç fark etmemişim.
Я прежде не замечал, чтобы во рву была вода.
Orada saatin o kadar erken olduğunu fark etmemişim.
О, я не подумал, что у вас там так рано сейчас.
Ne kadar geç olduğunu fark etmemişim.
- Я и не подозревала, как уже поздно.
Fark etmemişim. Millet, bırakın her şeyi!
А, извини, я не заметил, что ты уже долго ждешь.
Ben saati fark etmemişim.
Я забыл о времени.
Fark etmemişim.
Я и не заметил знака.
Evet. Hiç fark etmemişim zombi hayatı ne kadar çetrefilliymiş.
Да, никогда не думала, какая сложная жизнь у зомби.
Fark etmemişim.
- Мм. - Я не заметил.
Sadece ne kadar geç olduğunu fark etmemişim.
Я просто не понимала, насколько это поздно.
Bu işi aldığımda ne kadar yorgun olduğumu fark etmemişim.
Я просто не знала насколько я устану после всего этого.
Bir Hollywood filmiyle karıştırıldığımı fark etmemişim.
Вы пришли рассказать мне про какой-то фильм.
Ama şu ana kadar, tam olarak neyi kastettiğini fark etmemişim.
Но только сейчас я окончательно понял, что он имел в виду.
- Bu kadar geç olduğunu fark etmemişim.
- Я не поняла, что уже так поздно.
Vaktin nasıl geçtiğini fark etmemişim.
Я потеряла счет времени!
- Saatin çalıştığını fark etmemişim.
Её нет уже две недели. Не думал, что кто-то засёк время.
Daha önce neden fark etmemişim?
Почему я не замечал вас раньше?
Sonradan ortaya çıktı ki, hamileymiş ve ben fark etmemişim.
Выяснилось, что она была беременна и не знала этого.
Bunu fark etmemişim. - Hayır üzgünüm.
- Нет, мне жаль.
Fark etmemişim.
Это все из-за Сирены.
Ben senin erkeklere özel ihtiyacını giderdiğini fark etmemişim.
Я не собиралась... Я не знала, что ты... ну... Что у тебя там джентльменский час.
Ne kadar aç olduğumu fark etmemişim. Buna ne diyorsanız, iyi bir şeymiş.
Я не думал, что так голоден.
Başka herhangi birinin olacağını fark etmemişim.
Ну, я и не представлял, что мог быть кто-то другой.
Sanırım olayın sadece puanlarla ilgili olduğunu fark etmemişim.
Ты знаешь, что это правда!
fark ettim 138
fark etmez 562
fark eder 16
fark ettiniz mi 20
fark eder mi 94
fark ettin mi 69
fark etmedim 46
fark ettim ki 18
fark etmedin mi 48
fark etmemiştim 24
fark etmez 562
fark eder 16
fark ettiniz mi 20
fark eder mi 94
fark ettin mi 69
fark etmedim 46
fark ettim ki 18
fark etmedin mi 48
fark etmemiştim 24