English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Russo / [ G ] / Getır

Getır tradutor Russo

70 parallel translation
Küçük gezegeninizi yok edeceğiz Eğer bizi kızdırırsanız...
* We'll destroy your little planet If you ever get us mad
Tatlım bunu sana nasıl anlatırım bilemiyorum... ... ama eğer Ross'a ya da bana bir şey olursa... -... bebeği sen alamazsın.
Honey, I don't know how to tell you this but if something were to happen to Ross or myself you wouldn't get the baby.
Başta vermeye hazır olduğumuzdan fazlasını almadınız.
"Вы не получили больше того, что мы предлагали вам дать, - ещё в начале войны. " You didn't get more than we were willing to give at the begining of the war.
- Çevreyi araştırın.
- Get on the perimeter.
Yukarı kaldırın.
- GET'EM UP! 16-
Kalçanı havaya kaldır! 13...
- FIGHT, GET YOUR BUTT IN THE AIR!
Kalçanı havaya kaldır!
13- - GET YOUR BUTT IN THE AIR!
17... Topukları havaya kaldır!
- GET THE HEELS IN THE AIR!
Sırtınızı yerden kaldırın.
GET YOUR LOWER BACK OFF THE FLOOR.
Kaldırın ve indirin.
GET IT UP AND COME DOWN.
O bacakları kaldır Audra. 14...
GET THOSE LEGS UP, AUDRA. 14- - COME ON!
Kaldır... Kaldır.
GET UP.
Bacakları kaldırın. Sağ taraftan başlayacağız.
GET THE LEGS UP, WE'RE GONNA START WITH THE RIGHT FIRST.
Kaldır şunu dedim.
Я говорила убрать здесь. I said get rid of it. Время таять, Снежинка.
Yeni bir fırın istiyorum, Rex, ve bunu ödemek için bir işe girmem gerekiyorsa, girerim.
I want a new stove, Rex, and if I need to get a job to pay for it, so be it.
Yeni bir fırın istiyorsan, sana bir fırın alırım.
If you really want a new stove, I'll get you a stove.
Benzetmeyi anlamışsınızdır.
Y-you get the drift.
Başkent tam bir "Karşılığını vermeden bir şey alamazsın" mekanıdır.
D.C.'s your ultimate "can't get something for nothing" place.
Çıldırın, çıldırın, çıldırın En yukarıya çıkarın
¶ Get crazy, crazy, crazy Take it over the top ¶
Çıldırın, çıldırın, çıldırın En yukarıya çıkarın
Get crazy, crazy, crazy Take it over the top
Artık hazır olsanız iyi olur
¶ Better get ready now ¶
Artık hazır olsanız iyi olur Bunu yıkacağız
¶ Better get ready now ¶ ¶ We gonna tear it down ¶
Sana kalacak bir yer ayarlayacaktır.
And get into a program. И включайся в программу.
Azıcık içip rahat edeyim derken sonuç olarak boynun kırılıversin.
You end up breaking your neck trying to get a little liquid comfort.
Kolonoskop ile çıkarırım.
I'd go in with a scope and get it.
Hazır ol!
Get ready!
Bence Ganz, neden Violet'in hâlâ hayatta olduğunu sormak için aramıştır.
I bet Ganz was calling to ask why the hell Violet Young was still alive. Did you happen to get a location on mannis'phone?
Let's Get Blown sanırım.
Кажется, "Let's get blown".
Tamamdır, Logan resmi NYPD'ye ilet.
All right, Logan, get that picture to NYPD.
Özel olarak konuşmamız kolaylaşır.
Let's us get together and chat private.
Happy'i gönderirsem buraya, o kırmızı top yeni bir anlam kazanır.
I get Happy down here, ball gag takes on a whole new meaning.
Bazen fark edilmen zaman alır.
Well, sometimes it takes a while to get attention.
Seçmen kaydınızı yaptırın, ve inandığınız şeyler için savaşın.
So get out, get registered, and fight for what you believe.
Baban alışacaktır.
Your dad'll get over it.
Silas'ı bu insanlardan uzaklaştırın.
So, you got to get Silas away from these people.
Hayır, akşamki partiye adam toplayacağım.
No, we need to schmooze to get people to come to the party tonight, and then we can say...
Uyuşturucu satıcılığından 8-12 sene içeride yattıktan sonra ailen Tiffany'den sana alır bir tane.
Hey, maybe when you get out from doing 8 to 12 for distribution, your parents might get you a pair from Tiffany's.
Hayır, kaç kez yıkarsan yıka böyle lekeleri çıkaramazsın.
No, you can't get these stains out, no matter how many times you wash'em.
Sana yeni takım elbise alırız.
We'll get you a new suit.
Hayır! * Gwarn get seen make a scene wile out *
Нет!
Bu gece O'nu Rammer Jammer'a götüreceğim... ve Wally'den O'na salata barındaki yeni aksırık önleyicileri... anlatmasını isteyeceğim... yarın da... kasaba meydanında ağaçlar... ışıklandırılacak yani... bir an bile yalnız kalmayacağız.
Tonight I'll take her to the Rammer Jammer and get Wally to tell her all about the new sneeze guards on the salad bar, and then tomorrow night is the tree lighting in town square, so not a second for us to be alone.
Dört all-star, iki şampiyonluk... televizyona çıkmaya hazır olduğunda beni ara.
Четыре кубка, два Суперкубка. You call me when you're ready to get into broadcasting.
Ortodoksluğa aykırı bu durum biliyorum.
I know it's unorthodox for cousins to get together,... at least these days.
- Hayır, anlıyorum.
- No, I totally get it.
Bu yükü kaldırıp atmamda aracı olduğunuz için teşekkür ederim.
Thank you for letting me get that off my chest.
Kıçı kırık bir rapçiden 17 yaşımda hastalık kapıp yumurtalıklarımı sikmiş olmam da mı kader yani?
Was I meant to get an STD at 17 from some lame-ass rapper that would trash my tubes?
Saçına başına bulaştırırdın her şeyi.
It'd get all up in your hair and in your nose- -
Yeni bir tane gelene kadar bunun üzerinde çalışıyoruz, yani o küçük kalbini biraz canlandır.
И мы будем над ним работать, пока не появится новое, так что... get your little heart a-pumpin'.
Eğer pislik biriysen pislik gibi davran, böylece pislik olmadığını düşünerek umutlanmam ve sonunda hayal kırıklığına uğramam.
If you're a jerk, be a jerk, so I don't get my hopes up that you're not a jerk, and wind up disappointed.
Bazen yanlış bir yola saparız çünkü kaderimiz yüzünden kendimize acırız.
Sometimes we can get led down a path because we pity ourselves over something we call fate.
Ve o yolda gerçek kimliğimizden uzaklaşırız.
And we can get so far down the road, away from our true selves.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]