Geç kalmayın tradutor Russo
79 parallel translation
Şimdi gidin. Geç kalmayın!
Хорошо идите, а то опоздаете!
Hiçbir şekilde egzersiz dersinize geç kalmayın siz sakın!
Ни при каких обстоятельствах вы не должны опаздывать на гимнастику.
- İyi eğlenceler. Ama geç kalmayın.
– Развлекайтесь, но не опаздывайте.
İş kulübüne geç kalmayın!
Не опоздайте в клуб, ребята.
Siz delikanlılar da çok geç kalmayın, tamam mı?
Мальчики, не засиживайтесь допоздна.
Geç kalmayın.
- Не опоздайте.
- Güle güle. - Siz de eve çok geç kalmayın. - Peki, efendim.
До свидания.
Bir dakika bile geç kalmayın.
Не опаздывайте ни на минуту.
Bir daha, bu kadar geç kalmayın.
В следующий раз не задерживайтесь так долго.
Hadi. Geç kalmayın.
- Живее, не опаздывайте.
Bay Smith sizi yerel saatle öğleye kadar bekleyecek. Geç kalmayın.
Он ждёт вас не позднее чем в полдень по местному времени.
Tamam, saat sekizde, geç kalmayın.
Итак, ровно в восемь, не опаздывайте.
Geç kalmayın.
- Только не задерживайтесь.
Geç kalmayın!
Быстрее! Нельзя опаздывать!
Geç kalmayın!
Не опоздайте!
Geç kalmayın.
Не опоздай.
Ve sakın geç kalmayın.
И не опаздывайте!
Çok geç kalmayın, yemeğiniz soğur sonra.
Не задерживайтесь допоздна. Ваш ужин остынет.
Siz siz olun, randevunuza geç kalmayın. Şimdi biraz hafif müzik dinliyoruz.
Будьте в тонусе и не опаздывайте на свидания, а сейчас слушаем медленную музыку.
Kısa bir süreliğine, okulda saat 6'ya kadar dışarı cıkma yasağı uygulanacaktır, topluluga bağlı öğrenciler, okuldan sonra çok geç kalmayın.
так что не задерживайтесь здесь надолго.
Geç kalmayın baban geç kalınmasından nefret eder biliyorsun.
Не опаздывайте. Твой отец этого не выносит!
Unuttum 9 da yemek yiyeceğiz geç kalmayın...
Забыл вам шказать... Ужин в 9 часов, не опаздывать, а!
- Çok geç kalmayın, olur mu?
- И возвращайтесь не очень поздно, ОК?
Hey, öğleden sonraki provaya geç kalmayın.
Смотрите не опоздайте на послеобеденную репетицию.
İyi uyuyun ve geç kalmayın.
Так что хорошенько выспитесь.
Ve yemeğe geç kalmayın.
Так, Генри.
Stockton metrosunun hemen dışında. Akşam saat 6'da. Sakın geç kalmayın.
ровно в 6 вечера и ни минутой позже.
# Çabuk tutun elinizi Geç kalmayın #
Упадёшь - она поймёт,
Ama çok geç kalmayın.
Только не задерживайтесь.
Geç kalmayın, bahane yok.
Никаких опозданий, никаких отговорок.
Siz de geç kalmayın.
Постарайся не задерживаться.
Yarın sabah saat 9'da havaalanında buluşacağız. Geç kalmayın.
Завтра в 9 утра жду всех в аэропорту.
- Geç kalmayın.
- Смотрите, не опаздывайте.
Geç kalmayın.
Не опаздывай.
- Geç kalmayın.
Не опаздывайте.
Pekâlâ millet, hayatta kalma derslerine yarın saat sekizde devam edeceğiz. Geç kalmayın.
Так, народ, навыки по выживанию продолжим изучать завтра в 8 утра.
- Geç kalmayın efendim.
Я буду на месте сэр!
Size geç kalmayın dedim tenis oynadınız
Я сказала, что вы опоздаете если будете играть в теннис Вы можете перестать вести себя как дети Нам нужно сделать домашнюю работу
- Geç kalmayın - Tamamdır
- Не опаздывайте.
Parti 8'de. Sakın geç kalmayın.
Начало в восемь, не опаздывайте.
- Selam. İkiniz de geç kalmayın.
- Не опаздывай!
Geç kalmayın.
Не опаздывайте.
Yarın geç kalmayın lütfen.
Без опозданий завтра.
Geç kalmayın.
Нельзя терять время.
Geç kalmayın.
В четверть девятого.
Oyun saat 3'te. Hatunlar geç kalmayın.
- Старик напоминаю, у нас встреча в баре.
Geç kalmayız Teğmen burnum kaşınıyor
Не волнуйтесь. Мы не опоздаем. Лейтенант, у меня нос чешется.
Dinleyin çocuklar, artık geç oldu, burada daha fazla kalmayın.
Слушайте, ребята, уже поздно, так что хватит уже здесь сидеть.
Carter artık adetten geç kalmayı geçti. Anahtarlarını kaybettiğinden ya da bir bisiklet taksi çarptığından olsa iyi olur. Senin yaptığın bir şeyden değil.
Картер уже непростительно опаздывает, и лучше бы по причине того, что он потерял ключи или его сбил велосипед, а не из-за чего-то того, что ты сделал.
Hayatını mahvettim ve bunun için ne kadar özür dilesem azdır ama şehir merkezine inip geç kalmayı hiç de hoş karşılamayan avukatımın yanına gitmem lazım.
Я знаю, я разрушил тебе жизнь и все... Я не ожидаю, что ты меня простишь, но... Но мне нужно пересечь город, чтобы попасть к прокурору.
Kalmayı ve yanlış olanı ispatlamayı çok isterdim,... ancak erken saatte adli tıp dersim var,... eğer geç kalırsam eğitmenim suratını asıyor.
Ну, я бы рада остаться и доказать, что вы неправы, но у меня завтра рано занятия по криминалистике, и наш преподаватель становится угрюмым, если мы опаздываем, так что...